İdil Yazar

İdil Yazar

idil.yazar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sürekli göz önünde olmak, eleştirilmek ve konuşulmak, şüphesiz insanı yorar. Ancak, şöyle bir gerçek var ki, ünlü olmanın bedeli bu! Meşhur olmak, dizilerde oynamak isteyip, biri laf edince üzülüp bozulmak çocukça bir durum. Bu yüzden, sosyal medyadan yapılan negatif yorumlara ünlülerin takılmaması gerektiğini düşünüyorum. Hande Erçel, geçtiğimiz hafta kendisi için “Bazlama surat” diyen Burak Altındağ ve Alp Kılınç hakkında psikolojik şiddet gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu. İş, Instagram’da 655 bin takipçisi olan Altındağ’ın hesabının birkaç günlüğüne kapatılmasına kadar gitmişti. Bir kadının fiziksel görünümüyle dalga geçilmesine karşıyım. Gerçekçi olmayan güzellik standartlarının kadınlar üzerinde yarattığı stres, vahim noktada. Hepimiz daha zayıf ve genç görünmek için didinip duruyoruz. Ancak bazı yorumlara da gülüp geçmeyi bilmek lazım.

Haberin Devamı

Ben, Erçel’in yerinde olsaydım, dava açmak yerine sosyal medyaya bazlama yerken çekilen fotoğrafımı koyar, ayakları yere basan, espri kaldırabilen ve kendine güvenli kadın olduğumu herkese gösterirdim.

Böylelikle genç kadınlara da iyi örnek olurdum. Hatırlıyorum da, çocukken ‘Olacak O Kadar’da, neredeyse bütün ünlülerin taklitleri yapılır, dalga geçilirdi. Sadece ünlüler mi, politikacılar da rahmetli Levent Kırca’nın kıvrak zekasından nasibini alırdı.

Ülkemizde böyle programlar korkudan git gide azaldı ancak yurt dışında hâlâ devam ediyor. Amerika’da Donald Trump’la bile korkusuzca dalga geçebiliyorlar.

Hande Erçel ve onun gibi her şeye dava açan ünlüler, acaba kendilerini biraz fazla mı ciddiye alıyor?

MİZAH ANLAYIŞINIZ NEREDE

‘Hakan: Muhafız’

Büyük bir Netflix hayranı olarak, ilk defa yayınlanan Türk dizisi ‘Hakan: Muhafız’ı hemen izledim. Bir süper kahraman dizisi...

Senaryo bana ‘Harry Potter’ı anımsattı. Süper güçlerle doğmuş çocuk, onu korumak için bu güçleri ondan saklayan bir bilge ve sonrasında ona güçlerini doğru kullanmak için yardım eden yaverleri. Günümüz Türkiye’sinde geçiyor ama Osmanlı zamanına göndermeler var. Doğruyu söylemek gerekirse, ilk bölüme biraz önyargıyla yaklaştım, beklentilerim yüksek değildi.

Haberin Devamı

Zira böyle konuları işlerken kaybolabiliyor veeğreti durabiliyoruz. Ancak ilk dört bölümü tek seferde beğeniyle izledim. Çekimler ve özel efektler başarılı. İstanbul sokakları, Boğaz manzarası, Kapalıçarşı ve Ayasofya Camii gibi tarihi yapılara yer verilmesi, hem hoşuma gitti hem de yabancı kitleyi yakalamak açısından akıllıca buldum. Film, yabancı ülkelerde de yayınlanacağı için, Türkçe bilmeyenlerin perspektifini deneyimlemek istedim ve ara ara dili İngilizce’ye çevirerek izledim.

Çeviri ve seslendirmeyi de başarılı buldum. Bir de uzun Türk dizilerinden sonra, yarım saatlik bölümler izlemek harika geldi. O alıştığımız diyaloglar arası uzun beklemeler ve gereksiz uzatılmış sahneler yok. Tabii işin bir güzel tarafı da sansürsüz olması!

Netflix izleyicileri, yabancı yapımları seviyor, özellikle İspanyol dizileri çok popüler oluyor. Umarım ‘Hakan: Muhafız’ da uluslararası başarı gösterebilir.

MİZAH ANLAYIŞINIZ NEREDE