'Hikayesi olana fırsat verdik'

TRT TV Filmleri fikri nasıl ortaya çıktı?

Türk sinema sektörünün bölgesel ve uluslararası bir noktaya gidebilmesi için derinleşmesi lazım. Sektörde çok iyi senaristler, yapımcılar ve oyuncular var. Başarılı bir sektör fakat sürekli beslenmesi gerekiyor.

Biz TRT olarak, ‘Sektörü nasıl zenginleştirebiliriz, usta - çırak ilişkisini nasıl artırabiliriz’ diye düşündük ve ‘Senin Senaryon, Senin Filmin’ sloganıyla 2014 yılında projeye start verdik.

Uzun metraj film çekmek isteyen, elinde çok güzel senaryosu olan ancak buna imkan bulamayan kişilere, kamu yayıncısı olarak şans vermek ve onları sektöre kazandırmak fikri üzerine yoğunlaştık.

TV filmleri daha önce yapılmıştı. Biz bu akımı tekrar canlandırmak istedik, 900 kadar başvuru geldi.

Başvuruların 600’ü senaryo formatında geldi. Elenmesi zor bir süreçti. Her bir senaryoyu üç dramaturg okudu ve 70 soru üzerinden planlayıp, senaryoyu değerlendirdi. 600’den ilk 33’e giren televizyon filmlerini TRT olarak yaptırma kararı aldık. Yapım süreci başlamadan önce İstanbul Film Akademisi, The Script Lab ve New York Film Akademi ortaklığıyla bir program düzenledik. Senaristler için Senaryo Geliştirme Atölyeleri, yapımcılar için Yapım Geliştirme Atölyeleri organize edildi. Dünyaca ünlü yapımcılar ve senaristler dersler verdi, yapımla ilgili tüm aşamaları anlattı. Ders aldıktan sonra senaryolarını revize ettiler ve daha sonra araziye çıktılar. TRT olarak işimiz aslında burada başladı. Çünkü çekimlerde yanlarında olmak zorundaydık. TRT TV Filmleri Direktörü Halit Şimşek işin başındaydı ve süreçleri başarıyla yürüttü.

Yapımcılar nasıl seçildi?

Biz yapımcı süreçlerine TRT olarak müdahil olmadık. Bir kısmı senarist ve yapımcı olarak başvurdu, bir kısmı senaryosu seçildikten sonra yapımcı buldu.

Çıkan sonuç içinize sindi mi?

İçimize sindi, çıkan işler çok güzel oldu. Reyting veya izleyici beğenisinden öte bizim önemsediğimiz şey, hikayesi oalan fırsat verebilmek ve Türkiye’deki potansiyelin haritasını çıkarabilmekti.
Türkiye, dizi ihracatında bir oyuncu. Ancak ortak yapımlar ve sinemada henüz değil. İsterim ki, sinema endüstrisinde Avrupa ya da Amerika’ya girebilsin ve başarı elde edebilsin. Yaptığımız şey, aslında bunun tohumu.

İzleyiciden nasıl geri dönüşler bekliyorsunuz?
Çok iyi olacağını tahmin ediyorum. Çünkü projelerin hepsi hayatın içinden. Senaryolar o kadar sıcak ki... Duygusal tepki olarak iyi sonuçlar bekliyorum. Reyting, biraz izleme alışkanlığıyla alakalı. Bazı izleme alışkanlıklarını zor değiştirirsiniz. TV Filmleri, Türkiye’de uzun zamandır uygulanmayan bir iş. O yüzden başlarda reyting olarak çok büyük bir karşılığı olur mu emin değilim. Ama sürekli kılabildiğimiz müddetçe izleyicide alışkanlık haline geleceğine inanıyorum.

50 yılın en başarılı dönemi

Diğer kanallar arasında TRT nerede duruyor?
İzlenme olarak prime time’da bazı hedef kitle gruplarında ikinci, bazılarında ise üçüncüyüz. TRT, 50 yıllık tarihinin izlenme açısından en başarılı dönemini geçiriyor. TRT derken, amiral gemimiz TRT 1... Dizilerimiz, prime time’da çok izleniyor. ‘Diriliş Ertuğrul’ mesela, hep birinci ve 30 - 35 share aldığı günler var.

İş odaklı mı yoksa kafa dağıtmak için mi izliyorsunuz?
Kafa dağıtmak niyetiyle bakıyorum ama işle ilgili sonuç çıkarmamam imkansız oluyor. Bu kadar içinde olmama rağmen zinhimi en rahatlatan şey, TV seyretmek.

‘Mini dizi projeleri devam edecek’

TRT’nin başka sürprizleri olacak mı? Sırada neler var?
TV Filmleri Projesi’ni imkanımız olduğu müddetçe devam ettirmek istiyoruz. Bir de mini dizi projelerimiz var. Dört bölümlük ‘Seddülbahir’ ve ‘Büyük Sürgün Kafkasya’yı yaptık. Türleri çeşitlendirmek istiyoruz. Herkesin hemfikir olduğu, milli ve bütünleştirici işleri yapmaktan gurur duyuyoruz. Sinema sektörüne çok önem veriyorum. Hem sanatsal derinliği olan hem de gişede karşılığı olan işler sunmak istiyoruz. ‘Babam ve Oğlum’, ‘Eşkıya’, ‘Av Mevsimi’ gibi filmlerin artmasına bir şekilde vesile olabilirsek gerçekten TRT için büyük bir başarı olur.