25.09.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
Nur Tuğba Namlı, Kanal D’de ekrana gelen ‘Neler Oluyor Hayatta’da Hakan Ural’la birlikte gündeme dair konuları yorumluyor. “Bizim için sezon bitmeden devam ediyor” diyen sunucu ile programı ve aile yaşantısını konuştuk.
- ‘Neler Oluyor Hayatta’ yeni sezonda da izleyiciyle buluşmaya devam ediyor. Hiç dinlenmeden ekranda olmak yorucu değil mi? Yaz sizin için nasıl geçti?
Yaz kelimesi bile enerjimi yükseltmeye yetiyor. Çalışarak ve çok güzel geçti. Kısa bir tatil yaptık. Çalışmak bana yorucu gelmiyor çünkü gerçekten işimi çok severek yapıyorum. Hiçbir pazartesi sabahı “Yine iş başladı” diye kanala gitmiyorum. Birçok planım çalışma hayatıma endeksli... Sevdiğiniz bir iş yaptığınız zaman bence yorucu gelmekten ziyade daha da besler, mutlu eder. Ben o durumda olan şanslı insanlardanım, çalışırken daha verimli ve heyecanlı oluyorum.
- Yeni sezonda da iddialı mısınız?
Her zaman iddialıyız! Büyük cümleler kullanmayı sevmem ama güzel geçen iki senemiz var, daha da çok olacağına inanıyorum. Seyircilerimizin takdiriyle hiç ara vermedik, bizim için sezon bitmeden devam ediyor. Seyircimizle sohbet edebilme şansı bulduğumda duymaktan en mutlu olduğum cümle şu: “Hakan’la evimizde gibisiniz, sanki sizinle sohbet ediyoruz.” O yüzden iddia buysa eğer, evet bu iddiaya devam ediyoruz.
- Hakan Ural’la uyumunuz için ne diyeceksiniz?
Hakan’la çalışmak hakikaten çok keyifli, bir kere birbirimizi güzel dengeliyoruz. Hayatta en önem verdiğim konuların başında güven geliyor ve Hakan’a gerçekten çok güveniyorum. Yayındayken, herhangi bir durumda yanımda olduğunu, beni asla yarı yolda bırakmayacağını her zaman hissettiriyor.
- Haber bülteninden sunuculuğa geçtiniz. Kariyer yolculuğunuzu siz nasıl özetlersiniz?
Evet aslında birçok kişi bilmiyor ama yaklaşık 10 senelik bir habercilik geçmişim var. Çocukken sorarlar ya “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” diye, benim 5-6 yaşlarında bile yanıtım “Haber spikerliği” oluyordu. Üniversite mezuniyetim işletme üzerine...
Durum böyle olunca bitirir bitirmez “Neden hayallerimin peşinden koşmuyorum?” diyerek mezuniyetimin ilk haftasında bir spikerlik eğitimine kaydoldum, eş zamanlı olarak ‘Var Mısın Yok Musun’ yarışmasına katıldım ve yolum Acun Ilıcalı’yla kesişti. Bana çok inandı, destekledi. “Ben hayallerimin peşinden koşmak istiyorum bana yardımcı olur musunuz?” der demez de olabilecek bütün kapıların aralanmasını sağladı. Skyturk kanalında yaklaşık dört sene hem haber spikerliği hem hafta sonu yayınlanan lifestyle bir program beraber devam etti. Ardından NTV seneleri başladı, sonra da tamamen yön değiştirerek TV8’e transfer oldum. Şimdi de Kanal D ekranlarındayım... Gece gündüz, yılbaşı, bayram tatili demeden, saat gözetmeksizin senelerce büyük emek sarf ederek çalıştım. Dışarıdan bakılınca her şey daha farklı görünse de gelinen noktaya ulaşabilmek adına büyük çaba sarf ettim, emek verdim.
- Evlilik nasıl gidiyor?
Eşim Mustafa Namlı ile 2015 yılında evlendik ve o günden bu yana her şey çok iyi gidiyor. Evlilik aslında sevgi ve saygı temelli bir yol arkadaşlığı... Ben bu yol arkadaşlığında da çok şanslıyım. Beni anlayan, ortak dili konuştuğum, birbirimize destek olduğumuz ve birbirimizi çok sevdiğimiz bir evliliğimiz var. Maşallah diyelim...
- Sizin için internetteki sözlüklerde “40 yaşına yaklaşmış olması inanılır gibi değil” yorumunu yazmışlar. Siz kaç yaşında hissediyorsunuz?
Dolu dolu 38 yaşındayım ve bu yaşta olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Yaşadığımız her deneyimin, her tecrübenin hayatımıza kattığı farklı şeyler var. Kaç yaşında hissediyorum diye kendime sorduğumda, bunun yanıtı o kadar göreceli ki... Bazen 38, bazen daha çocukmuşum gibi, bazen de daha olgunmuşum gibi... Elbette bütün yaşların ayrı bir güzelliği var. Ama şu an kendimi gerçekten en güzel çağımda hissediyorum. Hayatın bana kattıklarından memnunum.
‘Çalışan anne olmak keyifli’
- Annelik ve yoğun iş temposunu nasıl dengeliyorsunuz?
Planlı yaşayarak... Arden pandemi nedeniyle 1.5 senedir okula gitmiyordu, yeniden başladı ve bu tempoyu dengelemek daha da kolaylaştı. Eliz minik olduğu için bana daha çok gereksinimi var... Sabah 06.30’da evden çıkıyorum. Yayın sonrası toplantılarının ardından öğleden sonra evde oluyorum ve o andan itibaren günüm daha çok çocuklarım odaklı geçiyor. Çalışan anne olmak çok keyifli.
- Geçtiğimiz aylarda ekranda çocukken yaşadığınız bir travmayı anlatırken gözyaşlarına boğuldunuz. Sonrasında gelen tepkiler nasıl oldu?
O kadar çok geri dönüş aldım ve izleyicimin duygularını anlatan mesajlar okudum ki; insanlara güç verebildiğim için huzur duydum. Benim yaşadığım, daha o anda engellediğim üzücü bir olaydı. Düşünsenize bu bile insanı nasıl üzerken, o kadar büyük şeyler yaşamış kişiler var. Konuşmam ‘Yalnız değilsiniz’ mesajını hissettirdi.