24.09.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
Birsen Altuntaş
Podyum dünyasında başlayan kariyerine yemek programları yaparak ve sağlıklı beslenme kitapları yazarak devam eden Ebru Şallı, ekim ayında tv8’de sabah kuşak programına başlıyor. İşadamı Harun Tan’la mutlu bir evlilik sürdüren, 4.5 yaşında Beren adında bir oğlu olan Şallı, yakında bir de pilates DVD’si çıkaracak. Beş yıldır pilates yaptığını, spor ve beslenme üzerine kendisini uzmanlar eşliğinde çok iyi yetiştirdiğini belirten 30 yaşındaki Şallı, “Öğrenmenin sonu yok. Kendimi sürekli geliştiriyorum, öğrendiğim ve faydasını gördüğüm her bilgiyi de insanlarla paylaşmayı seviyorum” dedi.
Sabah programınız ne zaman başlıyor?
6 Ekim’de tv8’de başlıyoruz. Adı Ebruli... 10.00 gibi başlayacağız ve iki saat sürecek. Aslında bu Türkiye’de bir ilk olacak. Canlı yayında pilates yapılacak. İlk olarak pilates’le başlayacak program, ardından her gün çocuk yemekleri yapacağım. Çünkü bu da yapılmamış bir şey... Ben de yıllardır yemek programı yapıyorum ama çocuklar nedense çok düşünülmüyor. Bu konuda kitabım da var, biliyorsun. Ayrıca organik bitkilerden maskeler, atıyorum bir portakal aldıklarında insanlara onu ciltleri için de kullanabileceklerini göstereceğim. Ayrıca kişisel gelişim üzerine her gün bir konumuz olacak. Seyircilere gezilecek görülecek yerleri göstereceğiz.
Diğer kadın programlarından farklı bir program olacak yani?
Evet, kesinlikle, biz insanları ağlatmayacağız, güldüreceğiz. Pozitif ve öğretici, insanların içini açacağımız, mutlu edeceğimiz bir programa imza atmak istiyoruz. Öğrenmenin sonu yok. Ben de araştırıp bilgilerimi tazelediğim konuları insanlarla paylaşacağım. Mesela adabı muaşeret kuralları, çatal bıçak nasıl kullanılır gibi konuları göstereceğiz.
Kaç yıldır pilates yapıyorsunuz?
Beş yıldır yapıyorum ama son üç yıldır da derslerini alıyorum. Başlangıçtan ileri seviyeye kadar eğitim aldım. Amerikalı hocadan eğitim aldım. Kendimi bu konuda çok geliştirdim ve kendi bedenimde keşfettiğim değişikliği insanlarla paylaşmak istedim. Aslında başlangıçta DVD yapma isteğim yoktu. İnsan anatomisi hakkında bilgi sahibi olmayı çok istiyordum. Anatomiye hep bir ilgim vardı. Aldığım eğitimlerde de günde sekiz saat ders görüyordum. Bunun dört saati de anatomi dersinden oluşuyordu. Dünyanın en iyi hocasından ders aldım. Bu yıl da hocayı Türkiye’ye getirdim ve dersleri tamamladım. DVD yapabilecek donanıma fazlasıyla sahip oldum. Bu konuda içim çok rahat. Çünkü doğru olanı yapıyorum. Evde Harun’la pilates odası yaptık. Günde bir saat spor yapıyorum.
Bero tenise başladı
Beren nasıl bir çocuk?
Bero büyüyor, 4.5 yaşında oldu. İlkokul öncesi iki yıl anaokuluna gidiyor. Tenise başladı. Babası tenisçi olduğu için onun sporcu yanıyla çok ilgileniyor. Hemen hemen her gün tenis oynuyor. Bero’nun bu yaşta yoğun bir programı var.
Beren, ünlü bir annesi olduğunun farkında mı?
Etrafımızdaki arkadaş grubunda da çok fazla ünlü isim olduğu için çok farkında değil. Geçen gün marketteydik, Demet’in(Şener) resmini gördü. ‘Aaa Demet’ deyip geçti. Onun dışında İbrahim’i (Kutluay), Deniz’i (Akkaya) görüyor, geçiyor. Pınar’ı (Altuğ) ve Yağmur’u(Atacan) çok seviyor. Bero, dünyadaki herkesi ünlü sanıyor. Belki ileride bu durum onun için de sorun olabilir.
Etrafınızdaki herkes evlendi ve çocuk yaptı. Yakın arkadaşınız Demet Şener de, ikinci bebeğe hamile... Siz ikinci çocuğu düşünüyor musunuz?
Demet, zaten ikinciyi istiyordu. Fazla beklemeden ikinciyi yaptı. Ben hep arka arkaya çocuk yapayım, hepsi bir arada çıksın diye hiç düşünmedim. Harun da öyle düşünmedi. Bero’nun bebekliğinin tadını çıkarmak istedim. İkinci çocuk olabilir, hiç yapmam demiyorum ama şimdi değil. Çocuk gerçekten çok zor. Hem de çalışan anne olmak... Mesuliyeti ağır...
Bilgisayarla arası nasıl?
Bilgisayara bisikar diyor. Bazen benim ve babasının bilgisayarına bakıyor ama çok fazla bilgisayarla haşır neşir olmasına izin vermiyorum. Yeni nesil çocukların hepsi Bero gibi zeki... Öyle bir soru soruyor ki, kalıyorsun... Ona yetişebilmek için sürekli kendini yenilemen gerek. Ben de sürekli kendimi geliştiriyorum, okuyorum. Bero’ya yetişmekte zorluk çektiğim oluyor.
Bu aralar çok hamile arkadaşınız var değil mi, size danışıyorlar mı?
Evet, Demet, Pınar ve Seren (Serengil) hamile... Herkesin hamileliği farklı oluyor. Demet en tecrübelisi bu konuda... Zaman zaman arkadaşlarımla konuşuyoruz. Pınar zaten çok rahat...
Pınar Altuğ, Beren’e olan sevgisinin çocuk yapma isteğini bir röpörtajında daha da artırdığını söylemişti...
Pınar, Beren’le çok iyi anlaşıyor. Beren, bebekken sürekli Pınar’ın kucağında oturmak istiyordu. Tabii çocuk da haklı, Pınar’ın güzelliğini görüyor ve görünce hep üzerine atlardı. Pınar hatta bir gün çok renkli giyinmiş, geldi. Saçları da kızıldı. Bero’nun çok ilgisini çekmişti. Sonra Yağmur(Atacan) girince hayatına, o daha çok Bero’nun ilgisini çekmeye başladı. Geçen gün bir tatil yerinde birlikteydik, hemen Bero Yağmur’un kucağına oturdu. Pınar da espri yaptı, ‘Bero, Yağmur’u kendine yakın gördü yaşından dolayı” diye... Biz de güldük.
Doğru yaşamak önemli
Hep sakin ve mutlu görünüyorsunuz, sizi hiç çok öfkeli görmedik, bunun sırrı ne?
(Gülüyor) Bunu bana Harun da çok sık sorar. Bu herhalde yapısal bir şey... Çok şükür çok mutlu bir insanım. İnsanları seviyorum ve herkesin insan olarak değeri bende eşittir. Onun dışında gezersen, çalışırsan, kendini yetiştirirsen, üretirsen mutluluk da peşinden geliyor. Bir de doğru yaşamak önemli... Ben gerçekten başından sonuna kadar doğru yaşadığıma inanıyorum. Yaptığım hiçbir şeyden de pişmanlık duymuyorum. Bazı olumsuz şeyler de yaşadımsa da onların bana dönüşümünün pozitif olduğunu ve bana bir şeyler öğrettiğini görüyorum. Zaten 10 yıldır Harun’la birlikteyim. Evliliğim devam ediyor, çocuğum var, iş yaşantım sürüyor. Allah’tan daha ne isteyebilirim ki?
Eşiniz de sizinle birlikte çok daha gösterişli bir adama dönüştü. Eski fotoğraflarıyla alakası bile yok, bunu nasıl başardınız?
Değil mi, çok bakımlı... El, ayak bakımı her şeye önem veriyor. Harun’la tanıştığımda çok zayıftı. Kahvaltı yapmayan bir erkekti. Benimle beraber doğru beslenmeyi öğrendi. Pilatesçi oldu. Zaten profesyonel tenisçi ama daha önce halter yapardı, onu bırakıp pilates’e başladı. Vücudu daha da güzel oldu. Kas oranını sabit tutarak zayıfladı. Ben de şu an 48 kiloyum ve kas oranım yüksek... Onun dışında eşimin cildine özel maskeler, bakımlar yaparım.
Oyunculuk yapmayı düşünmüyor musunuz?
Oyunculukla ilgili teklifler alıyorum ama oyunculuk yapamam. Çünkü çok meşakkatli ve 24 saatinizi yeri geldiğinde alan bir iş. Eğer oyunculuk yaparsam tüm özgürlüğüm gidecek. Şu anki yaşam şeklim de buna uygun değil. Programım başlıyor, yeni kitap hazır-layacağım, çocuğum var derken çok zor. Bir işi yarım yamalak yapmak benim tarzım değil. Bu nedenle oyunculuk benim gözümü korkutuyor.