Elif Yılmaz: Güzelliğin avantajı yok

Elif Yılmaz, 10 parmağında 10 marifet isimlerden biri... Yılmaz, oyunculuk, modellik, pilotluk ve diyetisyenlik CV’sine sunuculuğu da ekledi. Dönüm noktasının Miss Fashion 2020 Güzellik Yarışması olduğunu söyleyen sunucu, “Yarışma sayesinde tanındım” diyor. Yılmaz’la Kanal D’deki programını, kariyerini ve yaşantısını konuştuk.

Adana doğumlusunuz. İstanbul’a gelme sürecinizden sonra sektöre nasıl adım attınız?

Muğla’da diyetisyenlik okuyordum. Ailemden dolayı son iki senemi İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde tamamladım. Ayrıca o dönemde Craft Tiyatro’da İpek Bilgin’den oyunculuk eğitimi de aldım. Sinema filminde oynadım. Miss Fashion 2020’de birinci seçildim. Rol alacağım bir iki proje Kovid-19 döneminde iptal oldu. Sunuculuk teklifi geldi. Denedik ve oldu. Şimdi sunucu olarak ekrandayım.

Magazin programı sunmak keyifli mi?

Çok eğlenceli... Magazini zaten seviyorum. Evde her hafta sonu ‘Magazin D’yi izlerdik. Şimdi sevdiğim programı sunmam güzel bir şey...

Ünlü birisiniz. Kendi haberinizi sunabileceğiniz hiç aklınıza geldi mi?

Bunu düşündüm. (gülüyor) Yaşam tarzıma dikkat ediyorum. Bir magazin sunucusu gibi davranmaya çalışacağım.

Geçtiğimiz hafta izleyici karşısına çıktınız. Neler hissettiniz?

Sanki hep olmam gereken yerdeymişim gibi hissediyorum. Canlı yayın olacağı için heyecanlanacağımı düşünüyordum. Ekibimiz bana çok yardımcı oluyor, o yüzden bir sıkıntı yaşamıyorum. Reytinglerimiz de güzel geldi. Daha da üzerine ekleyeceğiz.

Bundan sonra kariyerinize oyuncu mu, yoksa sunucu olarak mı ağırlık vereceksiniz?

İkisini beraber yürütebilirsem aynı anda götüreceğim. Oyunculuk da istiyorum ama şu an sadece sunuculuğa yoğunlaştım.

Bir dönem, “Türkan Şoray kanunları eskide kaldı” demiştiniz. Halen aynı görüşte misiniz?

Aslında tam olarak öyle söylemedim. Artık Yeşilçam gibi filmler ve diziler yayınlanmıyor. Bence dünyada nasıl çekiliyorsa bizde de öyle olmalı... Çünkü sahnede bir karakteri yansıtıyoruz, ne kadar rahat olursanız o kadar seyirciye ulaşılabilir.

Geçtiğimiz sene Miss Fashion 2020 Güzellik Yarışması’nda tacı taktınız. Dönüm noktanız oldu diyebilir miyiz?

Evet, diyebiliriz. Yarışma sayesinde tanındım. Aslında 2016 yılından beri oyunculuk eğitimi alıyorum. Uzun bir süre eğitim gördükten sonra oyunculuğa başlamak istiyordum. İki sinema filmi çektik, koronavirüs yüzünden vizyona girmedi. Hepsi üst üste geldi. Daha sonra arkadaşımın tavsiyesiyle katıldığım yarışmada birinci oldum.

Siz oyunculuk eğitim aldıktan sonra modellik yarışmasını kazandınız. Modellerin oyuncu olmasını nasıl karşılıyorsunuz?

Sadece modeller değil; rolünü yapabiliyorsa, canlandırdığı karakteri yansıtabiliyorsa, azmedip işinin hakkını veriyorsa herkes olabilir. Ama yetenek şart.

Güzel olmanın ekranda bir ; avantajı var mı?

Güzelliğin hiç avantajı yok. Avantaj kazananı da görmedim. Güzel gördüğüm birinin oyunculuğu kötü olabiliyor. Güzel bulmadığım biri, şahane bir oyunculuk sergileyip, adından söz ettirebiliyor. Tamamen başarı ve çalışmakla ilgili... Başarı olmazsa kimse daha fazla ileriye gidemez.

‘Erkek gibi büyüdüm’

Adana Demirspor taraftarısınız. Bu sene Süper Lig’e çıktınız, maçları takip ediyor musunuz?

Küçüklüğüm tribünlerde geçti. Ailenin ilk çocuğu olduğum için o yüzden erkek gibi büyüdüm. Senelerdir şampiyon olamıyorduk. Babam, taraftar grubu Şimşekler’in yöneticilerinden. Koronavirüsten önce her maça gidiyordum. Tribünler taraftarlara açılınca yine gideceğim.

Evlilik düşünüyor musunuz?

Şu an asla...

Planlı biri misiniz?

Zaten öyle olmam lazım yoksa yetişemem. Dans eğitimi de alıyorum. Boş zamanım yok. Ailem olmasa yapamazdım. Onlar bana çok destek oluyor.

Oyunculuk, modellik, sunuculuk ve diyetisyenlik yapıyorsunuz. Çocukluk hayaliniz neydi?

Çok çalışkan öğrenciydim. Hep okul birincisi olurdum. Evden okula-okuldan eve gidiyordum. Şu an pilotluk da okuyorum. Dersler online. Uçuşla ilgili sınavlarım var. Önceliğim kariyer. Ama şimdilik beni sunucu olarak bilin.

Ailenizle mi yaşıyorsunuz?

Biz aile kültürüyle büyüdük. Benden küçük dört kardeşim var. Hepsinin annesi gibiyim. Onlardan ayrılamıyorum. Ben İstanbul’a gelince onlar da geldi. Bana çok destek oluyorlar. Hep beraber yaşıyoruz.