Yazılışı da güzel, okunuşu da, anlamı da! ‘Ljubljana’ diye yazılıyor ‘Lyublyana’ diye okunuyor… İsminin nereden geldiğine dair efsaneler çok ancak içinde Slav dillerindeki ‘aşk’ kelimesinin yani ‘lyubov’un geçtiği kesin.
Hatta ülkenin isminde de İngilizce ‘aşk’ (love) kelimesi geçtiği ve katmerli bir romantizm çağrışımı yaptığı için Slovenya’nın şirin başkenti en çok gençlerin uğrak noktası. Ljubljana sokaklarında sık karşılacağınız manzaralarda da gençlerin izleri var zaten.
Hayallerin ötesinde Bled Gölü...
Slovenya’ya gelmek için tek başına bile sebep olabilecek yerlerden biri de Bled Gölü… Uzuuun süredir hayallerimi süslüyordu ve hayallerimin bile ötesinde çıktı! Ljubljana’dan otobüsle 1 saat 15 dakika uzaklıkta.
Julian Alpleri’nin karlı doruklarını, eteklerindeki ormanları, Bled Gölü’nün zümrüt yeşili dingin sularını karşısında görünce insanın nutku tutuluyor.
Gölün içinde Slovenya’nın tekicik adası var. Tekneyle buraya gidip adada dolaşabiliyorsunuz. Slovenyalı çiftlerin, hatta komşu ülkelerden gelenlerin de evlenmek için seçtiği yer bu adacık, zira romantik atmosferi bir yana içinde bir de kilise bulunuyor. Kısacası başkentinden meşhur gölüne kadar Slovenya’nın köşe bucağı ‘aşk’la dolu…
Gezen bilir
Başkentliler köpekleri çok seviyor. Şehirde dolaşırken en çok dikkatimi çekenlerden biri bu oldu. Cocker’ından Golden’ına, Greyhound’una kadar pek çok farklı türde köpek gördüm.
Ljubljana, küçücük bir yer, önemli yerleri yürüyerek bir günde tamamlayabilirsiniz. Nüfusu 280 bin. Ama ülke nüfusu 2 milyon olduğu için burası en büyük şehri.
Bled Gölü’ne giderseniz göl kenarındaki Park Otel’in pastanesinde ‘kremşnita’ adı verilen yerel pastayı tadın derim.
Bled Gölü’nde ‘pletna’ denen motorsuz geleneksel teknelerle gezinti yapmak veya yüzmek de mümkün.
Veni, vidi, vici
EJDERHA KÖPRÜSÜ
Yani Zmajski Most… 1901 yılında Ljubljanica Nehri’nin üzerine kurulan köprünün iki başında ikişer ejderha heykeli bulunuyor. Bunlar şehrin sembolü haline gelmişler ve Ljubljana’nın en çok fotoğraflanan yeri bu köprü.
PREŞEREN MEYDANI
Şehrin ana meydanı, başkentlileri buluşma noktası. Adını Slovenya’nın ulusal marşının da yazarı olan şair France Preşeren’den alıyor. Meydanın kenarından geçen Ljubljanica nehrinin iki yakası. burada Tromostovje yani ‘Üçlü Köprü’ ile birbirine bağlanmış.
LJUBLJANA KALESİ
Preşeren Meydanı’ndan saat başı kalkan turistik trene binerek tepedeki kaleye çıkabilir ve şehri kuşbakışı seyredebilirsiniz. Kalenin içinde kafelerde ve sergi alanlarında keyifli zaman geçirmek de mümkün.
Ejderha Köprüsü’ndeki görkemli heykellerin altında kendini ‘Taht Oyunları’ndaki ejderhaların annesi ‘Daenerys Targaryen’ gibi hissetmemek elde değil…
