Ukrayna denince çoğumuzun aklına başkent Kiev gelir ve doğrusu şu an ülkenin doğusunda süregiden karmaşa ve çatışmalar… Ancak ben size ülkenin batısında, Polonya sınırına 70 km. yakınlıkta bulunan Lviv şehrini tanıtmak isterim. Burası Ukrayna’nın kültür başkenti olarak tanımlanıyor. Ülkenin mimari anıtlarının yüzde 50’si de bu şehirde bulunuyor; sloganı ‘Dünyaya Açık!’.
860 bin nüfuslu Lviv, yıl boyu 100’den fazla festivale ev sahipliği yapıyor ve 1 milyondan fazla turist ağırlıyor. En ünlü festivali haziranda düzenlenen klasik otomobiller yarışı Leopolis Grand Prix…
İlk olarak 1930’da gerçekleştirilmiş. Adını Lviv şehrinin Latince ismi Leopolis’ten alıyor. İki sene önce gittiğimde klasik arabaların sokaklarda arz-ı endam etmesiyle Lviv, tam bir şölen alanına dönüşmüştü. Yarıştan bir gün önce düzenlenen sergiyle araçları yakından görme fırsatınız oluyor. Şehrin ana caddesi Svobody’de yan yana dizilen arabaların önünde ilgili ilgisiz, bilgili bilgisiz herkes fotoğraflar çektiriyor. Grand Prix’ye katılacak araçların en az 25 yıllık, orijinal parçalara sahip ve göze hitap edecek kadar da güzel olmaları gerekiyor. Ayrıca burada Zaporojets, Trabant gibi eski Doğu Bloku otomobillerini görme şansınız da oluyor. Festival, bu sene 12 - 14 Haziran arasında gerçekleşecek, klasik araba tutkunlarına hatırlatmış olayım. Lviv, müthiş güzel dekorasyonlu kafeleriyle de gönlünüzü fethedecek. Gerçekten orijinal süslemeler ve kafe konseptleri var. Ve bir de baktığınız her yerde şahit olacağınız aşk böcekleri kalbinizi neşeyle dolduracak…
“Bir ömür boyu mutluluğa evet” diyen çiftler fotoğraf çektiriyor, gençler çiçeklerle birbirine ilan-ı aşk ediyor; sevgililer arasında gülücükler, öpücükler havada uçuşuyor.
Veni, vidi, vici