YAZ AKŞAMINDA TİYATRO

15 Temmuz gecesi yaşananların yarattığı şok, o kaos ortamı, bu ülke için çalışan,

üreten, iyi birer vatandaş olma sorumluluğu ve demokrasi sevdasını paylaşan hepimizi derinden yaraladı. Belli ki, büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Vatandaşıyla, polisiyle, gerçek askerleriyle, siyasileriyle ve medyasıyla bu ülke birlikte ve sağlam durdu. Ama hepimiz kendi adımıza, kendi payımıza o anlara, saatlere tanıklık ettik. Belki de hiç silinmeyecek bir korkuyu iliklerimize kadar hissettik. Yine de en çaresiz hissettiğimiz anda bile “Tek çare demokrasi” demekten vazgeçmedik.

Bir gece öncesinde Kadıköy - Moda’da Genco Erkal’ın uyarlayıp yönettiği ve Tülay Günal’la oynadığı ‘Güneşin Sofrasında - Nazım ile Brecht’i izledim. Kulağımda Erkal’ın seslendirdiği Nazım’ın o dizeleri kaldı; “Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?” Bu dizeleri dinlerken, daha yaşanılası bir dünya ve ülke için iyiden, güzelden yana olmaktan vazgeçmemek lazım diye düşündüm.

Onu Nazım çağırdı

Genco Erkal, tiyatrosundan hiç vazgeçmedi. Eğilip, bükülmeden doğru bildiğini yapmaya, sahnede olmaya devam etti. Yaz aylarında oyunlarını sahneye koyduğu, dedesinden kalma Talat Ali Paşa Hanı’nı aile içindeki anlaşmazlık dolayısıyla bırakmayı hiç istemedi. Ama olmadı. ‘O halde, yeni bir mekan bulmalıyım’ diye düşündü. “Yaz aylarında da sahne kapanmamalı” diyerek harekete geçti.

Üç ay Ali Paşa Hanı’nı aratmayacak bir mekan bulmak için İstanbul’u dolaştı. Sonunda Tarihi Mahmut Muhtar Paşa Konağı’nda karar kıldı. Kendi deyimiyle ‘onu Nazım çağırdı.’ Çünkü Moda’da eski Kadıköy Kız Lisesi’nin bulunduğu yerdeki Mahmut Paşa Konağı, Nazım Hikmet’in Türkiye’den ayrılmadan önce yaşadığı Mühürdar’daki son evine çok yakın.

Eski konağın bahçesinde gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra ilk oyunlarını 7 Temmuz haftasında oynayan Genco Erkal, bu ortamdan çok memnun. Benim için de Moda gibi kendine has dokusu olan cıvıl cıvıl bir yerde, aydınlık bir izleyici topluluğuyla böylesine derinlikli bir metni, müzik eşliğinde izlemek çok özel bir deneyim. Açıkhavada rahatça ortalarda dolaşan, hatta dekorun başköşesine kurulan sokak kedisi ve martıların sesi de oyunun sürprizi.

Güncellikten ödün vermiyor

Genco Erkal, ‘Güneşin Sofrasında - Nazım ile Brecht’de hayatını adadığı iki dev ozanın en güzel şiirlerini, en güzel bestelerle izleyiciye sunuyor.

Tülay Günal’la ‘konser oyun’ diyebileceğimiz özgün bir performans sergiliyorlar. Daha önce sahneye koyduğu ‘Yaşamaya Dair’ ve ‘Ben Bertolt Brecht’in en güzel bölümlerini bir araya getirirken, yeni bölümler de ekliyor. Yarım yüzyıl önce yazılmış olmasına rağmen güncel olan metnin hem ülkenin hem de dünyanın içinde bulunduğu duruma dair inceden ve mizah dolu mesajlarıysa tam da bugünlere uygun...

‘Güneşin Sofrasında - Nazım ile Brecht’ eylüle kadar her perşembe - cuma- cumartesi devam edecek. Bugünlerde tiyatroya çok ihtiyacımız var. Zihninize ve ruhunuza iyi gelecek bu fırsatı kaçırmayın.