Ana akım sinemada romantik aşk hikayelerinin ayrı bir yeri olduğu muhakkak. Üstelik çoğu kez benzer hikayeler tekrar tekrar film oluyor. Yine de ne anlattığın kadar nasıl anlattığın da önemli. Bu hafta vizyona giren ‘Sonsuz Aşk’ bu tarife uyuyor. Geniş hayran kitleleri olan iki isim Fahriye Evcen ile Murat Yıldırım’ın başrolleri üstlendikleri proje, tüm klişelere rağmen, sezonun iddialı aşk filmlerinden biri olmaya aday gözüküyor.
Evcen ve Yıldırım daha önce başka yapımlarda yan yana gördüğümüz bir çift değil. Dolayısıyla birbirine en yakışan ikili kolaycılığına kaçmadan, sürpriz bir uyum yakalanıyor. Hayat verdikleri Zeynep ve Can karakterlerinin oyunculuk anlamında ezber bozan bir yanı yok. Murat Yıldırım’a karizmatik erkek, Fahriye Evcen’e naif kız rolleri her daim yakışıyor. Evcen ‘en güzel ağlayan aktris’ unvanını korurken, Yıldırım’ın aşkına ağladığı sahneler bir o kadar yüreğimize dokunuyor.
Benim için filmin artısı, romantik sahnelere fon oluşturan Cunda sokakları oluyor. Uzun süredir ayrı kaldığım Ege’nin mütevazı cenneti Cunda burnumda tütüyor.
İster ‘Love Story’, ister ‘Pretty Woman’ veya ‘Külkedisi’ deyin, ‘Sonsuz Aşk’ ortalama sinema seyircisinin keyifle izleyeceği bir film olarak bu haftanın vizyonunda öne çıkıyor.
KENDİ KAİNATINDA
Müzikte alternatif sularda hareketlilik sürüyor. Hem müziği hem kendisi nevi şahsına münhasır müzisyen dostumuz Can Bonomo da dördüncü albümü ‘Kainat Sustu’yla bu hareketliliğe katkıda bulunuyor. Onlar çekirdek bir ekip. Bana göre en kıymetli bir diğer ‘Can’ olan Can Saban ve Ali Rıza Şahenk’le hep birlikte üretiyorlar. Bonomo yazıyor, Saban düzenlemeleri yapıyor, Şahenk kaydediyor. İlk albümleri ‘Meczup’tan bu yana kendi müzikleriyle yola devam ediyorlar. Onlarınki eklektik müzik; Bonomo’nun deyimiyle böylece alternatif müziğin bir dişlisini oluşturuyorlar ve tam ortaya pop müziği koyarsak, ana akımın sağ üst köşesinde duruyorlar.
Belli ki yaptıkları müziği ‘İstanbul müziği’ olarak tarif etmek onları özgür kılıyor. Nitekim Bonomo’ya göre, ‘Kainat Sustu’ İstanbul’un müzikal olarak 2017 tezahürü ve koskocaman bir duygu halini anlatıyor. Bir insanın inişli çıkışlı duygu halleri gibi, albümdeki şarkılarda mutluluk da neşe de var, nostalji ve çocukluk özlemi de. Müziği Fikret Kızılok ve sözleri Ahmed Arif’e ait olan ‘Vurulmuşum’ isimli şarkı ve Ceza’yla düet yaptıkları ‘Terslik Var’ dışında diğer parçaların sözleri tümüyle Bonomo’ya ait. Bu arada, ana akımın giderek yaklaştığı rap müziğin yıldızı Ceza’yla yaptıkları şarkı, bu albümün içinde hakkıyla yer ediniyor.
Can Bonomo hep disiplinli bir şekilde üretiyor. Aylık dergilerde yazıyor. Şimdilerde bir yandan üçüncü kitabını tamamlarken, diğer yandan yeni kişisel resim sergisi için hazırlanıyor.