Cem Yılmaz‘ın rengarenk bir hayal dünyası var. Dışarıdan bakıldığında, şanlı, şöhretli ve hatta bazen snob gözüken imajına rağmen, O kendi yarattığı çocuksu dünyayı koruyor. Üstelik ona inanan ve her durumda yanında olan, bir sözüyle hiç koşulsuz projelerinde yer alan güçlü
dostları var.
Senaryosunu yazdığı ‘Arif ve 216’, yine bir Cem Yılmaz klasiği olmaya aday. Çocukluğumuzun, gençliğimizin kahramanlarının birer birer yeniden canlandığı bir karnaval gibi...
70’ler de, 90’lar da çoğumuzun yetiştiği dönemler. Kimimizin çocukluğuna, kimimizin gençliğine denk gelen yıllar... Yaşarken o denli özel olduğunu hissedememiş olsak da, sonradan değerini anladığımız o günleri, bir film şeridi olarak yeniden izlemek müthişti.
Üstelik bu klasik anlamda bir nostalji veya eskiye özlem değil, tam aksine köklerimizi hatırlayıp, bizi ileriye dair umutlandıran bir hikaye. Çünkü, ne güzel ki, o iyi insanlar sadece filmlerde yoktu, onlar gerçekti.
Hatırda kalacak
Cem Yılmaz, çok zor bir senaryoya imza atmış. Sayısız karakteri, dönemler arası geçişleri, karakterlere ve dönemlere ait hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan aynı hikayenin içinde kurgulamak kolay iş değil. Sadri Alışık, Ayhan Işık, Filiz Akın ve Ertem Eğilmez filmlerinin nice unutulmaz karakterini en tatlı halleriyle resmetmiş.
Sadri Alışık’a hayat veren Mert Fırat, Ayhan Işık’ı oynayan Şükrü Özyıldız’ın yanı sıra Kerem Alışık’ın babasının kült olmuş karakterlerinden Turist Ömer’i canlandırması tam bir sürpriz. Her birini yazmak mümkün değil elbette ama özellikle parlayan bir performans var; Çağlar Çorumlu’nun Zeki Müren’i oynadığı sahneler, uzun yıllar hatırda kalacak ve oyunculuğu her seferinde alkışlanacak.
Kıyaslama yapılacak
Günler öncesinden haberleri yapılan, yoğun tanıtım çalışmasıyla sunulan bir filmin merak uyandırması kaçınılmaz. Söz konusu Yılmaz olunca, iddialı bir iş olacağına dair beklenti daha da artıyor. En zoru da, gişe kıyaslaması. Yılmaz’a sorulan ilk soru “Recep İvedik 5’i geçer mi?” oluyor. Geçemeyebilir ama burada bir nüans var.
Yılmaz, gerçek anlamda sinema yapmaya çalışıyor. Oyuncu kadrosu, tekniği, görseli, dekoru ve kostümüyle bir sinema filmi yapmanın tüm gereklerini yerine getiriyor. Böyle olunca ortaya yüksek maliyetli işler çıkıyor. Nitekim, ‘Arif ve 216‘ da en yüksek bütçeli filmlerden biri olarak seyirciye sunuluyor. Yani ‘Recep İvedik’lerin gişe başarısını göz ardı edemesem de, Cem Yılmaz filmleriyle karşılaştırmak, elmayla armudu kıyaslamak gibi kalıyor.
Söz şimdi seyircide!
Buraya kadar tamam ama, şimdi en zor aşaması geliyor. Hani o ‘söz şimdi seyircide‘ kısmı var ya, işte orada tahmin yapmak güçleşiyor. Öyleyse seyircinin tercihini hep birlikte izleyip göreceğiz.