Gülay Afşar

Gülay Afşar

gulay.afsar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Çok gezen mi, çok okuyan mı?” denince, hiç polemiğe girmem. Dileğim o ki, hem çok gezeyim hem çok okuyayım. Fakat bir gerçek var: Okumak her yaşta, her koşulda mümkünken, gönlünce gezmek zaman ister, imkan ister, sağlık ve enerji ister. Dolayısıyla henüz vakit varken, gezip görmek için fırsat yaratmak lazım. Biz de öyle düşündük ve Banu Birkan’ın organizasyonuyla Kapadokya’da en keyiflisinden hafta sonu tatilini kaçırmadık. İyi ki de öyle yaptık...

İstanbul’dan bir saat 10 dakikalık sabah uçuşu sonrası Kayseri’ye vardık. Havalimanından iki saatlik araba yolculuğu da eklenince, öğle sıralarında bir şarap üretim merkezine vardık. Yol boyu izlediğimiz bozkır manzarası, bir anda sonbaharın tüm renklerine bezenmiş benzersiz bir tabloya dönüşüverdi. Üzüm bağlarının çevrelediği Cotes d’Avanos’da bizi Ali ve Nazan Başman’la şarap üretimi konusunda ailenin üçüncü kuşağını temsil eden kızları Cevza karşıladı. Ailenin bu alanda verdikleri uğraş ve işlerine olan tutkuları hepimizi etkiledi.

Haberin Devamı

Akşama doğru bölgenin etkileyici otellerinden Museum’a vardık. Eşsiz manzarası, sanki yüzyıllar öncesinden kalmışcasına korunmuş dokusuyla otel adının hakkını veriyordu. Gündoğumundan günbatımına bakmaya doyamadığmız bu tablonun her anı bir film karesi olabilirdi. O yüzden hafızalarımıza kaydetmeye çalıştık. Çünkü ne kadar fotoğraf çeksek de hep aklımızda çekemediğimiz bir kare kalacaktı. Özellikle peri bacalarını yakından gördüğümüzde, bir kez daha ikna olduk ki, insan eli hiçbir zaman doğanın yaratıcı gücüyle yarışamayacaktı .

İşte böyle 1.5 günlük kısacık bir seyahat, rutin hayatımızdan kurtardığımız en güzel anlar oluverdi. Darısı yeni seyahatlere.

ACISA DA ‘ACIMADI Kİ’

Bu hafta Cumhuriyet Türkiyesi’nin güçlü kadınlarından, müzik çalışmalarıyla kültür sanata değer katmış bir sanatçıyla buluştum. Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali, yaşam öyküsünü yazdı. ‘Yok Bi’şey Acımadı ki’ adını verdiği kitabı, kısa süre önce yayımlandı. Dolu dolu geçen bir yaşamın hikayesi... Babası Sabahattin Ali ve annesi Aliye Ali’yle ilişkileri, Türkiye’de ve yurt dışındaki eğitim hayatı, başarılarla geçen ama bir o kadar da zorluklarla inşa ettiği müzik kariyeri ve elbette Türkiye’nin inişli çıkışlı yakın tarihini birer birer anlattı.

Haberin Devamı

Sabahattin Ali öldürüldüğünde 11 yaşındaymış. Aliye Hanım, eşinin yurt dışına gittiğini söylemiş. O küçücük yaşta böyle bir kaybı yaşamak, sonrasında da giderek zorlaşan koşullara rağmen annesiyle ayakta kalmak kolay olmamış. Ama hiç yılmamış.

“Filiz Ali’nin nasıl bir hayatı oldu?” diye sorduğumda, “Aslında hep tembellik yapmak istedim” dese de durmaksızın çalışmış, üretmiş. Hem öğretmen hem de öğrenci olmuş. Verdiği mücadeleyi de abartmamış ve işte o yüzden ‘Yok Bi’şey Acımadı ki’ demiş.

Söz, Türkiye’nin en önemli düşünce insanlarından, edebiyatçılarından Sabahattin Ali’nin her daim gündemde olan eserlerine geldiğindeyse Filiz Ali biraz kaygılı. Çünkü 2019 yılında Sabahattin Ali’nin eserleri halka açık hale gelecek, isteyen her yayınevi yazarın eserlerini basabilecek. Hâlâ telif haklarının korunabilmesi için özel bir düzenleme yapılmadığı da anlaşılıyor. Dileyelim ki, kitapları Sabahattin Ali’nin disiplini doğrultusunda basılsın, yeni nesillere ulaşmaya devam etsin.