GÜZEL HABERLER

Kararıp kalmayalım, umut veren, cesaretlendiren ne varsa, onları daha fazla konuşalım ve yazalım.

Bu hafta İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) Genel Müdürü Görgün Taner’le buluştuk. Fransa Kültür Bakanlığı tarafından kendisine takdim edilen sanat ve edebiyat şövalyesi nişanını tebrik ederken, böylesi ödüle değer görülen bir dostumuz olmasından dolayı naçizane kendimize de paye çıkardığımızı söyledim.

Kültür sanat alanında bu ülkede atılan her adımda, yapılan her işte birlikte olduğumuzu konuştuk. Taner’le birbirimize teşekkür ederken, birkaç yanıyla daha ‘güzel şeyler oluyor’ diye düşündük;

Bir ülkede, kültür sanat dalında bir kişinin ödüle layık görülmesi, tüm kültür kurumlarının, bu alanda üreten herkesin ödüllendirilmesi anlamına gelir. Bunun kolektif bir süreç olduğunu düşünmek her zaman umut verir.

2017’de 45’inci yılını kutlayacak olması, Türkiye’de kültür sanat alanında büyük katkıları olan, öncü bir kurumun uzun soluklu olması, giderek köklenmesi ve yurt dışında takdir görmesi, hepimizi gururlandırır.

Uluslararası ilişkilerin giderek zorlaştığı bugünün dünyasında, kültür ve sanatın ülkeler arasındaki diyaloga araç olması, karşılıklı iletişim için en güçlü yoldur.

Nitekim, 2017 ajandasında yer alan ve hazırlıklarına başlanan 15’inci İstanbul Bienali’nin başlığının ‘İyi Bir Komşu’ olarak belirlenmesi, bu alanda anlamlı bir misyon demektir.

Öyleyse, 2016’yı artık geride bırakalım. Görgün Taner’in de dediği gibi “2017’nin daha iyi bir yıl olması için dünyada kültür sanat alanında edindiğimiz yeri koruyalım. Uluslararası ilişkilerimizi pekiştirmek için daha çok çalışalım.”

MUTLULUĞUN FİLMİ ‘LA LA LAND’

Bu senenin gözde yapımlarından biri ‘Whiplash’in yönetmeni Damien Chazelle imzalı ‘La La Land’ (Aşıklar Şehri). Film, 8 Ocak’ta verilecek Altın Küre’nin en iddialı isimlerinden. Oscar adaylarından biri olacağını tahmin etmek de güç değil.

İKSV’nin gerçekleştirdiği film galaları kapsamında, filmin Türkiye‘de ilk gösterimi yapıldı. Böylesi merak yaratan ‘La La Land’i ilk seyredenlerden olmak için sinemaseverlerin gösterdiği yoğun ilgi sürpriz değildi.

Sinemasal açıdan değerlendirmesini film eleştirmenlerine bırakıp, eserin bende yarattığı mutluluk halini paylaşmak istedim. Çünkü ‘La La Land’, “Romantizm devri kapandı” diyenlere, hayallerinin peşinde koşmayı, tutkuyla yaşamayı çoktan unutanlara en naif anlatımıyla bir hatırlatma. Bir yandan danslarıyla Ginger Rogers ve Fred Astair’e bir saygı duruşu, diğer yandan müziğin caz haline bir güzelleme. Tüm renkleriyle, nostaljik anlatımıyla, materyalist dünyamızda iki saatliğine de olsa rahat bir nefes alma fırsatı.

Yılı hoş bir filmle tamamlamak isteyenler için ‘La La Land’, 30 Aralık’ta vizyonda.

NİCE YILLARA MOR VE ÖTESİ

Mor ve Ötesi, Türk rock müziğinin önemli ve öncü gruplarından biri. Ve ne güzel ki, grup 20’nci yılını kutluyor. Bunun şerefine birçok projeleri var. Yıla yayılan bir kutlama gerçekten.

Harun Tekin’le sohbet ederken zamanın nasıl hızlı aktığına inanmak güç diye konuştuk. Üstelik çok üretimle, dolu dolu geçen 20 yıl.

Alman Lisesi’nde ikiarkadaş Kerem Kabadayı veHarun Tekin, yola çıktıklarında sadece anı olsun diye kayıt yaparken, böyle uzun soluklu bir yolculuk olacağı akıllarında bile yoktu. Ada Müzik, o kayıtları albüm yapmayı kabul ettiğinde inanması güçtü. Ama 1996 yılında yayınlanan ilk albüm, emin adımlarla ilerledikleri hikayenin başlangıcı oldu. Mor ve Ötesi hiç duraklamadan yoluna devam etti. Ve 20 yıl geride kaldı. Toplam yedi stüdyo albümü, farklı projelerle birlikte 90 şarkılık bir külliyat oldu.

20’nci yılda, hepsini üç ayrı boxset olarak paylaşıyorlar. Şu ana kadar iki bölümde, iki boxset yayınlandı. Üçüncüsü 2017’nin ilk aylarında müzikseverlerle buluşacak.

Bu akşam da Mor ve Ötesi, 20’nci yılını Zorlu PSM’de özel bir konserle kutluyor. Uzun ve sürprizli bir gece olacak. Türkiye’de rock müziğin yakın tarihine canlı tanıklık etmek isteyenler için bu konser kaçmaz.