Gülay Afşar

Gülay Afşar

gulay.afsar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

BU GENÇLER ÇOK SEViMLi

Yaşadığımız dünya daha sert, daha maddi bir hal alırken, masallara daha fazla özlem duyar olduk. Çocukluğumuzdaki gibi renkli dünyalara gitmekse beyazperdede hâlâ mümkün.
Sinemada masalsı bir hikaye bu kez Özcan Deniz’den geldi. ‘Sevimli Tehlikeli’yi yazdı, yönetti ama ilk kez kendi filminde oynamadı. ‘Ya sonra’, ‘Evim Sensin’ ve ‘Su ve Ateş’i birer yıl arayla çekti, hepsinde başrolü kendisine yazdı. Dördüncü filmindeyse ters köşe yaptı. Her ne kadar “Birkaç damla gözyaşınızı almadan bırakmam” dese de, ağır dramdan vazgeçti.
İki çok sevimli karakter yarattı; Ayça Ayşin Turan ve Şükrü Özyıldız.
Onlar birer muzip masal kahramanı olmuş, tozu dumana katmış. Birbirlerine de yakışmışlar, üstelik zorlama olmamış. Öyle anlaşılıyor ki, beyazperdede genç ve güzel çiftler için arayış devam ediyor. Bu kez Yeşilçam’ın ideal çiftlerine öykünmeyen bir ikili ortaya çıkmış.
Şükrü Özyıldız, ikinci sinema filminde Ayça Ayşin Turan ise ilk sinema filminde, dizilerdeki imajlarından faydalanmadan, bambaşka karakterlere hayat vermişler. Özcan Deniz de arka plandaki kahraman olmuş.
Filmde başta müzikler olmak üzere bir Bollywood esintisi olduğunu ilk andan itibaren siz de fark edeceksiniz. Peki, ‘Tehlikeli Sevimli’nin Bollywood uyarlaması olduğu yönündeki haberlerle ilgili Deniz ne diyor? Yapımcı; internet çağında esinlenmelerin, uyarlamaların gizli kalmasının asla mümkün olamayacağını savunuyor ve ekliyor:
“Bu, benim özgün senaryom. Hatta devam hikayesi de hazır. Seyirci, ‘Sevimli Tehlikeli’yi severse, ikincisi 2006’da.”
Öyleyse senaryo candır, yönetmen baba yarısıdır diyelim. Sonuç olarak eğer bu geniş kitle sinemasıysa onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.

Haberin Devamı

‘Sanatı, çarşıda pazarda limon satarak da yaparız’

Vahide Perçin ve Altan Gördüm beş yıl önce oyunculuk okulu ‘Akademi 35Buçuk’u kurdu. Akademi, iki sanatçının hayallerini gerçekleştirdikleri yer. Ankara Sanat Tiyatrosu’ndan devraldıkları geleneği, disiplini İstanbul’da yaşatıyorlar.
Vahide Hanım, Ankara Sanat Tiyatrosu’ndan İstanbul’a geldiğinde kendisini yalnız hissettiğini, televizyon işi yapan genç oyuncuların eksiklerini fark ettiğini anlatıyor. AST’nin geleneksel kurslarındaki eğitimi örnek alarak ve sanat duruşunu birleştirerek, Akademi’yi açtıklarını söylüyor. Günün birinde aynı sahneyi paylaşacakları oyuncular yetiştirmeyi hedeflemiş ve 800 genç oyuncu mezun etmişler.
Vahide Hanım, şimdi kendi atölyelerinde kurdukları ‘Özdemir Utku Oda Tiyatrosu’yla gururlanıyor. Ama kolay olmamış, belediyeler onlara sahne vermemiş. Vahide Perçin’in ifadesiyle ‘kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış’ misali onlar da kendi tiyatrolarını yapmışlar.
Bütün bu anlattıklarından çıkarımla Perçin’in hayatla ve sanatla ilgili net bir duruşu var. Basında yer almıyor, çok nadir röportaj veriyor ama konuştuğu zaman lafı dolandırmıyor. Yapımcılara da öyle davranıyor olmalı. Çünkü televizyondaki işlere devam etmek adına, beslendikleri ana damardan tiyatrodan asla vazgeçmeyeceklerini vurguluyor. İşte o yüzden “Sanatı, çarşıda pazarda limon satarak da yaparız” sözü hepimizin kulağına küpe oluyor. Şimdilerde, ‘Akademi 35Buçuk’ bünyesinde kurdukları ‘Vardiya Oyuncuları’nın yeni oyunu ‘Öteki İnsan’la sahnedeler. Kendisi yönetiyor, Makbule Meyzinoğlu ve Görkem Mertsözen oynuyor. ‘Öteki İnsan’ her cuma ve cumartesi saat 20.00’da ‘Özdemir Utku Oda Tiyatrosu’nda devam ediyor. Ayrıca Altan Gördüm yapımcılığını üstlenecekleri bir filmin müjdesini veriyor. Yüksek bütçeli bir dönem filminin çekimlerine yaz aylarında başlayacaklar. Filmde Vahide Hanım’ı sürpriz bir karakterle yeniçeri askeri olarak görürseniz şaşırmayın.