Gülay Afşar

Gülay Afşar

gulay.afsar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Haftanın olayı Amerika’nın seçimi oldu. Amerikalı’yı da şaşırtan seçim sonucuna dair analistler, stratejistler ve sosyologlar geç kalmış tahliller yapadursun, dünyanın en büyük insani meselesi mülteci sorunu giderek daha fazla kanayacak bir yara olarak öylece kalakaldı. Haydi şimdi, hiçbir seçeneği olmadan yersiz yurtsuz kalan o insanlara herkes kapılarını kapatsın. Sezen Aksu’nun dediği gibi o zaman ‘Kıyametimiz gelsin’. Böyle kararırken içimiz, iyisi mi yine sanata sığınalım; ister istemez hayatın yansıması orada da bizi bekliyor.

Haberin Devamı

Mamart Tiyatro’nun yeni oyunu ‘Nereye Gitti Bütün Çiçekler’ tam da güncelin ortasında, mülteci kamplarındaki kadınların yaşamlarına uzanıyor. Orijinali ‘Necessary Targets’ adındaki oyun, Bosna Savaşı sonrası geçen bir hikayeyken, Tuğrul Tülek oyunu zamandan ve mekandan bağımsız yorumluyıp sahneye koyuyor, çok da doğru yapıyor. Nitekim, mülteci sorunu artık ne coğrafya tanıyor, ne de zaman! Her ne kadar gerçek acı olsa da oyuna hayat verenler acıyı kanırtmadan, ajitasyona başvurmadan ve müzikli bir anlatımı yeğliyor.

AKLIMIZLA VE KALBİMİZLE

Goncagül Sunar, Şenay Gürler, Feri Baycu Güler, Gözde Kansu, Hale Akınlı, Melisa Doğu ve Ece Yüksel, tiyatro sahnesinde hayat verdikleri kadınlar aracılığıyla ‘Hiçbir yer güvenli değil, hiçbiriniz güvende değilsiniz’ diyorlar. Ayrıca oyunun müziklerinden oluşan albümün geliriyle mülteci ailelerine yardım etmeye hazırlanıyorlar.

Dileyelim ki seyirci, ‘Nereye Gitti Bütün Çiçekler’i Tuğrul Tülek’in de dediği gibi, aklıyla ve kalbiyle izler.

FERİDUN VÜCUT BULDU

Çağan Irmak, Mahir Ünsal Eriş, Halil Sezai ve ben. Ya 80’lerde doğmuşuz ya da o yıllarda çocukmuşuz. Ortak noktamız, o yıllara dair anlatılanlardan veya etrafımızdakilerin yaşadıklarından çocukluğumuza dair hepimizin aklında kalan hafif kekremsi taşra tadı. Evet, bir yanıyla kederli ama yine de iyimser ve gülümseten. Ne hoş ki Çağan Irmak sinemasıyla bize çocukluğumuzu anımsatan bu öyküleri anlatıyor. Biz de yeni filmi ‘Benim Adım Feridun’ vesilesiyle bir kez daha bir araya
geliyoruz.

Haberin Devamı

Film, ‘Mahir Ünsal Eriş’in ‘Olduğu Kadar Güzeldik’ adlı 2014 Sait Faik Hikaye Armağanı’nı alan kitabındaki öykülerden biri. Irmak daha öncesinde, Ünsal’ın ‘Bangır Bangır Ferdi Çalardı’ adlı ilk kitabını okuduğunda anlatımından çok etkilenmiş. Ardından gelen ‘Benim Adım Feridun’u okur okumaz yazarı arayıp “Bu öyküyü istiyorum” demiş. Edebiyat uyarlamasının riskini bilse de, gözünü kırpmadan film yapmaya girişmiş.
İyi de yapmış! Okurun kafasındaki Feridun, Halil Sezai’nin oyunculuğuyla adeta ete
kemiğe bürünmüş.

AKLIMIZLA VE KALBİMİZLE

Aşk acısını kısım kısım yaşayan Feridun’un başına gelenler, gülümsetmiş, yüzlerde tatlı bir tebessüme dönüşmüş. Özge Borak terkeden sevgili, Büşra Pekin yeni aşk olmuş. Bir Çağan Irmak geleneği olarak ustalar da unutulmaz bir aile fotoğrafı şeklinde hikayeye pek güzel eklenmiş. Velhasıl Feridun’un öyküsü hayal gücümüzün ötesine geçmiş.