O da ne? Gerçekten 2016 bitiyor mu? İnanması güç ama yarın son gün. “Hiç sevmedik” diyen mi istersin, “Yetti artık!” diye feryat eden mi veya “Arkanı dön ve çık” diyerek haykıran mı? İşte böylesi hoş (!) bir ruh haliyle uğurluyoruz 2016’yı. Neyse ki düşünürün dediği gibi, “Hiçbir şey sonsuza dek sürmez.” Tam bu noktada, “Gelen gideni aratır mı?” diye soran da olabilir. Ama şimdilik duymazdan geliyorum. Nihayet veda etmenin nispeten hafifliğini yaşıyorum. Ve en kalbi duygularla bir ritüeli yerine getiriyorum; ‘2016’nın En’leri’ni, kendi adıma hatırımda kalanları yazmayı ihmal etmiyorum:
- Türk resim sanatı adına yeni bir rekora imza atıldı. Osman Hamdi Bey’in yıllar sonra gün yüzüne çıkan ‘Yeşil Cami Önü’ adlı tablosu 10 milyon TL açılış fiyatıyla
Antik A.Ş’de müzayedeye çıktı. 13 milyon 509 bin TL’ye alıcı buldu.
Satıştan önce tabloyu ilk görenlerden biri olmak heyecan vericiydi.
- Türk resminin bir başka dev ismi Fahrelnisa Zeid adına gelecek yıl dünyanın önemli sanat kurumlarında özel sergiler açılacağını duyurmak bize kısmet oldu. İstanbul Modern’in koleksiyonundan gidecek eserlerin de aralarında olduğu Zeid seçkisi başta Tate Modern olmak üzere, saygın müzelerde 2017’de sergilenecek.
- Klasik müzik alanında yılın en keyifli anlarından biri, sıcak bir yaz akşamında, D-marin Turgutreis Klasik Müzik Festivali’nin açılışında dünya çapında bir virtüöz’le, İdil Biret’le aynı sahnede olmaktı.
- Bu yıl, edebiyatın usta kalemleriyle buluşmak bir ayrıcalıktı. Türkiye’de çocuk
- İş Sanat sahnesinde, yılın en eğlenceli konserlerinden biri, Çağan Irmak filmlerinin müziklerini yönetmenin kendisi ve oyuncu arkadaşlarının birlikte seslendirdikleri geceydi. Hatıralarımıza iz düşen en güzel filmlerin müziklerini hep birlikte söylemek hepimize çok iyi geldi.
- Sinemada yılın en özenli yerli yapımı ‘Ekşi Elmalar’ın galası unutulmazlardan biriydi. Filmin en önemli renklerinden olan elma bahçelerinin canlandırıldığı Uniq’deki salon görülmeye değerdi. “Böyle bir organizasyonu yapsa yapsa, BKM yapar” dedirtti.
- Dünya sinemasında yılın en etkileyici filmlerinden biri; Almodovar imzalı ‘Julieta’yı Filmekimi kapsamında Beyoğlu’nda seyretmek, gerçek bir keyifti.
- Pop müzikte yeni şarkıların azaldığı bir dönemde, Sertab Erener’in eşi Emre Kula’yla birlikte imza attığı ‘Kırık Kalpler Albümü’ en iyilerden biri olarak yerini aldı. Albüm vesilesiyle Erener’le bol bol 90’lar nostaljisi yaptığımız sohbet de hoş bir anı oldu.
- Harbiye Açıkhava’da yılın son konserinde Şebnem Ferah’ın performansı iz bıraktı. Mevsim sonbahara dönse de, yağmurlar yağsa da, ne seyirci, ne de Ferah pes etti. Bütün coşkumuzla, muhteşem bir konserle, bu yıl tadilata girecek Açıkhava Sahnesi’ne veda ettik.
Böyle hatırlayınca, aslında 2016’da da birçok güzel anı biriktirmişiz diyerek, biraz olsun rahatlıyorum. Yüzümde bir gülümsemeyle “Haydi öyleyse, 2017 gelsin bildiği gibi” diyebiliyorum.
Mutlu yıllar!