21.07.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Koşturmaya devam. Geçtiğimiz hafta sonu yine Çeşme'deydim. Bu yıl sanırım Çeşme, Bodrum'u geçecek. Ama inşallah Bodrum'daki çirkinlikler Çeşme'de yaşanmaz. Çünkü ben fanatik İzmirli ve Çeşmeli'yim. Biz Egeliler genelde sakin yaşamdan hoşlanırız. Çeşme emekliliğimi keyifle sürdüreceğim yer. O nedenle buranın bakir kalmasından ve pisliklerden uzak olmasından yanayım. Allah korusun. Çeşme dedikodularını cumartesi günü size aktaracağım. Gelelim hafta başı tozunu attırdığım İstanbul'un eğlence yaşamına ve dedikodularına. Bu hafta üst üste Laila'ya gittim. Tabii Reina'ya da. Benim sayfamda ayrım yok, peşinen söyleyeyim. Ama bugün Laila'nın günü. Yakın dostlarımla Laila'nın Marakeş tarzıyla yenilenen dekorasyonuna çok uyum sağlayan ve uzun süredir methini işittiğim Lübnan lokantası Naya'ya gittim. Tıklım tıklımdı. Anlaşılan damak zevkimize uygun olması nedeniyle talibi çok. Londra'da can dostum İzzet Çapa ile gitmiştim Lübnan lokantasına, çok da keyif almıştım. Onların kendine özgü içkilerini tatmıştık ama bu kez alkol almadım. Bağdat Caddesi ve Nişantaşı'nda Planet Cafe'nin sahipleri Yahya-Cihat Şannak açmışlar. Geleneksel Ortadoğu mutfağından uzak olmayan bir lezzet hakim mutfağa. Sevgili Rifat Ababay bu mutfaktan uzak kalır, çünkü hemen her mezede ve yemekte sarmısak kullanılmış. Benim için müthiş lezzetli tabii. Buranın halkla ilişkilerini podyumların eski güzellerinden Serap Akıncı üstlenmiş. Hoş ve sıcakkanlı bir kız. Hemen yanımıza geldi. Restoranın müdürü ise yıllardır tanıdığım sevgili Ziya Akkaş. O akşam Yahya Bey de oradaydı, sağolsun çok ilgilendi. Bir masada Mami, Hakan Kardeşler, Varol Kaynar ve kız arkadaşları, diğer bir masada ise Sudi Özkan ve korumalarıyla arkadaşları vardı. Bir başka masada da Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni sevgili Ertuğrul Özkök, Yayın Koordinatörü Fikret Ercan ve Anadolu Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Taylan Bilgel yemekteydiler. Çok keyifli bir geceydi kısacası. Şefler Erdoğan Kaya, Muzaffer Şahingöz ve garson Mehmet Sezen ile patron Yahya Bey ağırlama konusunda çok naziktiler. Ben mönüyü onlara bıraktım. Meze olarak 50'den fazla çeşit varmış. Benim size önerim; soğuk mezelerden batarık, hammos, fattosh ve tabuleh, ana yemeklerden de Naya mix grill. Biz mi neler yedik? Ortaya soğuk mezelerden hammos, tahin, limon suyu, sarmısak ve patlıcandan meydana gelen mutabbal, süzme yoğurt ve sarmısaktan yapılan labneh, domates, soğan, maydanozdan oluşan özel baharatlı shanklish, Lübnan usulü sarma yaprak warak enab, karışık sebzeli patlıcan baba ganogh, muhammara, tahin soslu balık geldi. Ardından sıcak mezelere geçildi; hammos kavurma, tavuk ciğeri, Lübnan usulü parmak sucuk, kızarmış içli köfte, kıymalı ıspanaklı börek, nohut köftesi. Doyduk tabii. Tavuk şiş, kuzu pirzola, külbastı ve kebaptan oluşan Naya mix'i tatmanızı hararetle öneriyorum. Elbette ki tatlı ve ardından da mırra ile final yaptık. Naya'nın telefon numarası (0212) 236 19 33. Bir akşam da sevgili Yazgülü Aldoğan, saç doktorum Veysel Şenel ile eşi Aynur ve ben, ne zamandır methini duyduğum Yazı Kebap'a gittim. Tıklım tıklımdı. Bir masada DMC'nin Genel Koordinatörü sevgili Ercan Saatçi, başka masalarda televizyoncu Yasemin Bozkurt, Galatasaraylı yöneticilerden Ali Dürüst ve eşi, gece aleminin çapkınlarından diş doktoru Uğur Tan ve Demet Akalın'ın eski sevgilisi Ragıp Dönmez, Yeşim Değer, Sevim Çiftçi Yamak'ı gördüm. Laila'da sevgili Sabi Totah ve Şenay Çelik'in işletmesini yaptığı Copa Bar ise çok ama çok keyifliydi. Neyse, gelelim Yazı Kebap'a. Garsonlar Caner Demirhan, Serhan Gürel ile şef Ahmet Bey kibar insanlar. Bizi memnun etmek için özel gayret sarfettiler ama çok iyi kebap yemek isteyenler için Yazı vasat. Masaya közde kırmızı biber, haşlanmış turşu, tereyağlı sıcak humus, patlıcan sote, çiğ köfte, fındık lahmacun, haşlama içli köfte, kuru patlıcan dolması meze olarak geldi. Ardından da çöp şiş. Çok yağlı olduğu için yiyemedim. Döneri de pek sevmedim. Ama Veysel tavuk kanatı, Yazgülü de vejetaryen kebabı beğendiler. Mutfak şefine bir çift sözüm olacak; finalde gelen künefe Köşebaşı'nda, irmikli tahin helvası da Salopet'te daha güzel. Sevgili Şefo'nun (Şefik Öztek) davetlisi olduğumuz için hesap alınmadı ama 30 milyon lira bahşiş bıraktım. Yazı Kebap'ın telefon numarası (0212) 236 21 25. Saç doktorum Veysel'i Laila'nın ortasında kaybettik. Adam benden beter. Bütün kaymak tabaka, müşterisi. Geçenlerde Aynur'un doğum gününde Büyükada'ya gitmişler. Vapurun kalkmasına 1.5 saat kala Veysel yine sağa, sola selam verirken vapuru kaçırmışlar. Tabii üç saat beklemek zorunda kalmışlar. Neyse, o gece Laila gerçekten güzeldi. Şefik'in de yüzü gülüyordu. Şefo'nun en büyük yardımcıları Melissa ve Ayşe'nin başarısını da yabana atmamak gerek. Efendim, Radikal Gazetesi'nde yazan dünya sempatiği sevgili Oray Eğin de kitap çıkaracak. Adı 'Nişantaşı'. Kitapta bu semtte yaşayan iki erkek ile bir kadının ve eski Galatasaraylı, şimdiki İnterli müthiş bücür Emre Belözoğlu'nun yaşamından kesitler var. Merakla bekliyorum.
Efendim, Ankara'dan gelen bir iş adamı dostumla Hilton Veranda Grill&Bar'da buluştuk. Buraya hep plansız, programsız geliyorum. Bu yüzden de bir türlü basın ve halkla ilişkileri yürüten Pınar Değerli ile tanışamadım. Aslında öylesi benim de işime geliyor, rahat ediyorum. Paşa paşa hesabımızı ödeyip çıkıyoruz. Hilton'da geleneksel Türk ve Akdeniz mutfağının lezzetli yemeklerinin sunulduğu şık bir mönü var. Öğle yemekleri için de ideal. 11.30-15.00 ile 18.30-23.30 saatleri arasında hizmet veriliyor. Boğaz manzarası, yabancı konuklar için eşsiz. DJ'in çaldığı müzik de yediğiniz yemeğe ayrı bir keyif katıyor. Mönüde ızgara levrek, yoğurtlu kebap, pide çeşitleri, sepette deniz mahsulleri, imam bayıldı, midye tava ve sütlaçtan baklavaya kadar enfes tatlar bulunuyor. Salı akşamları ızgaralar, cuma akşamları ise balık çeşitlerindan oluşan mönüler sunuluyor. Bu iki mönünün de fiyatı kişi başı 25 milyon lira. Yani korkmadan gidebilirsiniz. Telefonla rezervasyon yaptırırsanız, salı ve cuma akşamları, yüzde 10 indirim var. Kahvemizi, değişiklik olsun diye Hilton'un Roof Restaurant'ında içtik. Burada da müthiş bir Boğaz manzarası var. Ayrı bir keyif yani. Hilton İstanbul'un Executive Şefi Andres Groenholm'ün özenle hazırladığı risotto çeşitlerini de Roof Bar& Restaurant'da tadabilirsiniz ama sadece temmuzun sonuna kadar. Risotto şöleninde neler var neler; kuşkonmazlı ve tava tavuk ciğerli risotto, Milano usulü safran risotto, roka yapraklı-fesleğenli risotto... Her birine uygun şarap öneriliyor. Roof Restaurant'ta risotto mönüsünün yanı sıra Türk ve Akdeniz mutfağının lezzetleri, vejetaryenler için alternatifler de bulunuyor. Telefon numarası (0212) 315 60 00.
Adına bakınca, balık restoranından ibaret olduğunu sanmıştım. Tesadüf, Levent sokaklarında dolaşırken keşfettim. King Fisher, benim için yeni ama müdavimleri için eski bir mekan. Aslında sırdaşım İsmail Akkaya ve ben Caddebostan'daki yerini iyi biliriz. Patron Cengiz Arson ve işletme müdürü Uğur Şahinkaya "Bir de Avrupa yakasında şubemiz olsun" demişler. 4. Levent'te açmışlar. İngilizler'in milli yemeği haline gelen ve Londra'ya her gittiğimde öğle yemeklerinde tattığım Fisher chip'de çok başarılılar. Yalnızca deniz mahsulleri yok. Et, tavuk, pasta çeşitleri de mevcut. Ha, "Karnım tok derseniz" kahve, çay ve tatlı çeşitlerine göz atın. Özel deniz ürünleri tabağını mutlaka isteyin. İçinde izmarit, uskumru ve fener balığı var. İzmarit lakerda da iyi. Ana yemeklerde kalamarlı, rokalı fettuccini, deniz ürünleri lazanya, vejetaryenler için parmezan, krema soslu tortellini ve kağıtta Korsika usulü somon ağır gelmezse afiyetle yiyebileceğiniz çeşitler arasında. İthal balıkların hepsi mevcut. Fiyatlar balık restoranı için makul. Atmosfer ve servis güzel. Her türlü alkollü içkiyi bulursunuz. Telefon numarası (0212) 324 87 95. Seyahatten döndüğüm ilk akşam karnım zil çalıyordu. Buzdolabında ise sadece meyva vardı. Aslında yardımcım Gül, her pazartesi iki çeşit zeytinyağlı, bir de et yemeği yapıp bırakır. Ama ben et ve kıyma yerine, uzun süredir soya kullanıyorum. Bu hafta zeytinyağlı biber, patlıcan dolması, zeytinyağlı patlıcan ve soya şinitzel vardı. Arada misafirlerim geldi, tencerelerin dibi çabuk bulundu. Ben de uzun süredir söz verdiğim halde gidemediğim, Günay'dan, He-De Ocakbaşı'dan ve Neşem Taverna'dan çok iyi tanıdığım İlyas Demircan'ın yaz başında başladığı Kuzine'ye uğradım. Ani gidişim sürpriz oldu. Sahibi Oktay Karakuş, İlyas, mutfak şefi Uğur Yüründurmaz ne yapacaklarını şaşırdılar. Mönüye göz attım; Kuzine Kebap en çok tercih edilen çeşitlerdenmiş. Adana Kebap, kanat, altı ezmeli kebap, kaburga, sebzeli beyti, patlıcanlı domatesli kebap, bıldırcın gibi çeşitlerin yanı sıra ara sıcak olarak içli köfte, fındıklı lahmacun ve şamsa pidesi var. Mezeler de çok zengin. Çerkez tavuğu, humus, Malatya peyniri, süzme yoğurt, zeytinyağlılar mevcut. Her türlü alkollü ve alkolsüz içecek bulabilirsiniz. Bahçe içinde, hoş, sıcak bir yer. Ama ben o gece sadece fındık lahmacun ve haşlanmış içli köfte yedim, kola içtim. Bir türlü hesap almadılar, bahşiş bıraktım. Fakat yerli içki dahil kişi başı 30-35 milyona çıkabilirsiniz. Telefon numarası (0212) 277 06 27.
Reina, Laila, Zihni&Friends, DejaWoo, Cafe Inn, Buz Bar&Anjelique derken yine iyi bir tur attım. Bu arada dikkatimi çekti; bazı eğlence yerlerinde şarkıcılar arasında kıyasıya rekabet var. Mekan sahipleri, DJ'lere hangi şarkıcı mekanlarına daha sık geliyorsa, onun şarkılarını seçmelerini söylüyorlar. Dolayısıyla bu yıl, her eğlence kompleksinin kendine özel bir solisti ortaya çıktı. Örnek mi; Reina'da en çok Tarkan ve Ajda Pekkan'ın şarkıları çalınıyor. Ardından da Kenan Doğulu, Hande Yener, Serdar Ortaç ve diğerleri geliyor. Laila'da ise bu yıl solist Mustafa Sandal. Musti'yi Kenan Doğulu, Serdar Ortaç ve Hande Yener takip ediyor. Tarkan'ın ve Ajda Pekkan'ın şarkıları Laila'da hiç çalınmıyor. Zihni&Friends'de ise Ajda Pekkan'ın 'Sen İste' adlı şarkısı marş gibi. Kenan Doğulu, Serdar Ortaç, Hande Yener şarkıları da ağırlıkta. Bu arada Tarkan'ın son albümü 'Dudu'nun satışının 1 milyon olmadığını öğrendim. Şu ana kadar 300 bin civarında satmış. 1 milyon rakamı Kültür Bakanlığı'ndan alınan bandrol sayısıymış. Bence o albüm üzerinde Tarkan'ın adı var diye satacak. Çünkü Emre Aköz'ün de köşesinde yazdığı gibi para verilip de alınacak bir albüm değil. Evet, bugünlük de bu kadar. Yine en kötü gününüz benimkinden iyi olsun efendim.
Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr
MAGAZİN
Sezen Aksu biyografisi
Anne Aslan'dan Çağla'ya: Defol
Ele güne karşı dört bin kişi...
'Otobüs muavininin tacizine uğradım'
Gece eğlencesinde şarkı savaşı