21.04.2021 - 14:49 | Son Güncellenme:
Müzisyen Evrencan Gündüz, Milliyet Instagram hesabından canlı yayınlanan 'Melis Baştuğ ile Haftanın Konuğu' programına katıldı.
Hayat nasıl gidiyor?
İki aydır İstanbul’dayım, artık biraz daralmaya başladım, tez zamanda yeni çıkacak albümümü tamamlamak ve hayallerimi gerçekleştirmek üzere köyüme dönmek istiyorum.
Hayallerin?
Hayaller bir kök gibi, dallar gibi. Bir hayali gerçekleştirdiğinizde oradan açılan iki hayal daha oluyor ve bu çoğalarak devam ediyor. Aslında oluşturulan bu hayaller insanlığa iyi gelecekse doğru inançlar ve kişilerle daha hızlı gerçekleşiyor.
2017'den bu yana yayımladığın şarkılarla kendine hatırı sayılır bir hayran kitlesi edindin. En son sözü, bestesi ve prodüktörlüğü sana ait olan en yeni şarkın 'Sen de İnanma' dinleyiciyle buluştu. Klipte kavuşamayan bir kadınla, erkeğin hikayesi anlatılıyor.
Senaryosunu Naz Özgülüş yazdı. Sadece onun hayaline ortak olup bazı yerlerde kendi hayallerimi anlattım ve finalde dedim ki; bunlar yine kavuşamasın.
Neden?
Çünkü bu zamana kadar her şey hayalden ibaret ve herkes 'finalde kavuşsunlar' diyor. Amâ finalde ve hayalde mi kavuştular, yoksa kavuşamadılar mı? Şu anki klipte kavuştular gibi gözüküyor ama akıllarda bir soru var; acaba bu da mı bir hayal? 'Zaten istediğimiz mesaj geldi sonunda da kavuşturamazsak çok fena olacak' dediler. 'İyi, tamam kavuşsunlar' dedim. Hüzün de bir duygu, onu da yoğun yaşamak lazım bir anda birisiyle tartışıyorsak bunun da yaşanması lazım. Bu besteyi aşk acısından tutuştuğum zamanlarda, 17 yaşında yazdım. Benim iki babam var, insanların çok bilmediği ikinci babamla bir gün göğüs göğse tartışma yaşamıştık. Evden çıkmak istedim ama kendisi 'bu halde evden çıkamazsın' demişti. Daha sonra oturduk ve 'Bizim gibi insanların en iyi özelliği ve en büyük hediyesi nedir biliyor musun? Biz her anımızı dolu yaşarız seninle göğüs göğse çarpışırken senin erkek oluşuna şahit olmak senin bu anlarında seninle olabilmek her koşulda bana mutluluk verdi. Ger insan bunu yaşayamıyor' demişti. Ben bunu asla unutamam. O yüzden ben bu videoda hüzünlüyse hüzünlü. Evrencan sürekli mutlu olabilir insanlara mutlu gözüküyor olabilir ama bizim de içimizde yaşadığımız bir hüzün var kariyerim boyunca bu tarafımı hiçbir zaman göstermedim ama hepimizin içinde var olan bir şey.
Aşık olmak ve sevmek gibi kavramlar hakkında gözlemlerin neler?
Bence insanın insana olan aşkından ziyade, gezegende sevilecek o kadar çok şey var ki. İnsanın insana olan aşkından bahsediyoruz çünkü burada zihin devreye giriyor. Aşkın ne olduğunu biliyoruz, zihinle algılıyoruz, ruhani şeyi kelimelere ve notalara dökmeye çalışıyoruz. Kaynağın ışığını barındırdığı için aşk her şeyde konu alınılıyor ama aslında bu insana beslenen bir duygu değil; bir bitki, bir bulut veya gökyüzüne de aşık olabiliriz. Benim aşık olduğum organizmalar ve objeler giderek değişmeye başladı. Hayatımda aşık olunabilecek koskoca bir dünya olduğunu anladığımda, dürüst olmam gerekirse benim için 'insan'a aşık olmak çok ilgi çekici değil. Daha bütünsel yaşıyorum.
Klipte en sevdiğim renk skalası toprak tonları. Renklerle aran nasıldır? Olmazsa olmasın hangi renk?
Renklerle aram çok samimidir, çok dikkat ederim. İlk başta turuncu ile çok iyi bir bağım oldu. Benim ilk rengim turuncuydu çünkü benim aslında toprağa, bütün gezene bağlı olduğumu hissettiğim zamanlardı. Bütün köklerimin toprağa salındığını hissettim ve aynı zamanda yaratıcılığın da rengi olduğunu düşündüğüm için turuncu benim ilgimi çeken bir renkti. Daha sonra doğanın rengi yeşile geçtim. Çam çok severim ve kendimi hep bir çam ağacı olarak görürüm, çünkü benim bu dünyada ihtiyacım olan şey sabır. Son olarak doğanın ve boğaz çakrasının rengi maviyi çok sevdim. Şarkı söyleyerek bu dünyada şifa hizmetimi yaptığıma ve insanlara iyi geldiğime inanıyorum. Videoda kahverengi kullanmamın sebebi insanlar beni çok kahverengi görmedi ve görmelerini istedim. Her şeyin içime sinmesi ve gönlümce olması beni aşırı mutlu etti. Bir sanatçının en çok isteyeceği şey, her şeyin içine sinmesi olur, bu kendim için büyük bir başarı diyebilirim.
Blues senin için bir hayat felsefesi. Diğer müzik türlerinden hangisine hayranlığın var?
Anadolu müziği. Neşet Ertaş’’a olan sevgim ezbere değil. Kendisini kalbimde başka yere koydum ve bunun için o kadar mutluyum ki. Kendisini ezbere sevmiyorum çünkü onu anladım ve hepimizde olan ışığı, yüce Allah sevgisini kendisinde gördüm ve bir bağ kurdum, çok kıymetli bir candı. Aşık Veysel, Barış Manço, Cem Karaca gibi büyüklerimi dinleyerek bakış açılarını anladım. Anadolu müziğinin içinde şifalı sesler var hem gülüyoruz, hem ağlıyoruz. Çok bütün ve kadim bir bilgiyi bir anda suratımıza ışık gibi yiyoruz. Blues müziği de çok bütün ve çok sade. Sadeliğin ve bütünlüğün olduğu müzikler beni kendime her zaman hayran bırakmıştır, aynı zamanda Moğol müziği de benim çok etkilendiğim bir müzik. Kesinlikle hayatımın bir evresinde oraya gidip atalarımı ziyaret etmeyi çok isterim.
Kendini müzik dışında nasıl şifalandırıyorsun?
Çok şükrederim. Dört senedir her gün düzenli olarak dururum. Ruhuma idman yaparım.
'Sabah Şarkıları' serisini devam ettirecek misin? Sen şarkı dinlerken hangi kıvamda dinlemeyi tercih ediyorsun?
Bu sıralar en çok sevdiğim şekerli. Ben hepsini yaparken çok keyif aldım benim için tohum ekmek gibi ama 'Sabah Şarkıları'nın devamı büyük ihtimalle gelmez. Aslında çocuk şarkıları yapmak istiyorum. Barış Manço bir sürü nesli müzikle yetiştirdi. Çocuk rock şarkıları yapma hayalim var. Albümün adı bile hazır, 'Şarkıların Çocukları' diyebilirim.
Rock müzik yükselişe ne zaman geçer?
Ben 'Anadolu Funk' albümünü yayımladıktan sonra inanıyorum Türkiye’nin rock ve funk müziğe karşı ilgisi değişebilir ve tekrar ilgi geri gelebilir. Büyük bir heyecanla doğurmayı bekliyorum, sanki bu yaz doğururum.
Ünlü rock gitaristi Asım Can Gündüz yaptığın işleri görseydi sana ne derdi?
'Seni çok seviyorum, gurur duyuyorum aslanım' dese bana yeter. Ben şu an gitarlarını kayıtta çalıyorum dinleyeceğiniz yeni albümümde babama yazılmış bir türkü de var. Kişinin bedeni gidiyor ama fikirleri ve misyonu hep kalıyor. O zaten benimle, benim içimde.