24.08.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Sercan Kısmet / sercan.kismet@milliyet.com.tr
10 yıllık evlilikleriyle, sanat camiasında örnek çift olarak gösterilen Zuhal Topal ve Korhan Saygınler’le Kurban Bayramı vesilesiyle buluştuk. Topal, pazartesi ilk bölümüyle FOX’ta ekrana gelecek ‘Zuhal Topal’la Sofrada’ programının heyecanını yaşıyor. Projenin yapımcılığını ise Saygıner üstleniyor. Çiftle, eski bayramları ve son dönemde yaptıkları çalışmalarını konuştuk.
- 10 yıldır evlisiniz. Mutlu evliliğin sırrı nedir sizce?
Zuhal Topal: Mutluluğun öyle sırrı bulunan veya formüle edilecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Karşınızdaki insanı dinlerseniz, tanırsınız, anlar ve kabullenirsiniz. Bu da beraberinde sevgi, saygı, hoşgörü ve güveni getirir. En önemli şeylerden biri de, bireylerin kendilerine ait nefes alacak alanlarının olması. Evliliğimizde gereksiz kıskançlık ve baskı yok.
Korhan Saygıner: Her şeyden önce birbirimize saygı gösteriyoruz. Aile kavramını çok önemsiyoruz, son nefesimize kadar bir arada oluruz inşallah.
- Sizde ‘Evlilik aşkı öldürür’ sözü geçerli değil. Peki evde kimin sözü geçer?
Z.T.: Aşkı evlilik değil; özensizlik, saygısızlık, artık ortak paylaşımların olmaması, boşvermişlik, tutkunun ve heyecanın git gide azalıp tükenmesi ve en önemlisi de iletişim kuramamak öldürür.
K.S.: Büyüklerimiz, evliliklerini zor günlerde yaşayıp aşklarını son nefeslerine kadar var ettiler. Bize de bu yakışmaz mı? Evde Lina’nın sözü geçer.
- Lina beş yaşında, kızınızla nasıl bir ilişkiniz var? Popüler bir ailenin çocuğu olduğunun farkında mı?
Z.T.: Bizim kıymetlimiz. Tabii ki her anne-baba gibi, biz de onunla daha fazla vakit geçirmeye, aktivitelere katılmaya ve en ufak bir boşlukta tatil yapmaya çalışıyoruz. Korhan, çok ilgili ve sevgi dolu bir baba. Hamilelik, lohusalık ve doğumdan bugüne kadar geçen zamanda, her konuda bana çok yardımcı oldu.
- Göz önünde olacağı için, aldığınız önlemler var mı?
Z.T.: Biz kendini farklı ya da diğer çocuklardan daha üstün olduğunu düşünmesini asla istemeyiz. Yoksa hiçbir konuda rahatsızlığımız ya da aldığımız bir karar yok.
- Artık bayramlar eskisi gibi değil. Lina’ya bayram ritüellerini anlatıyor musunuz?
Z.T.: Elimizi öpüp, harçlığını alıyor. Yemeklerimizi ailece yemeye, özel günleri bir arada geçirmeye çalışıyoruz. Lina’ya da aile kavramını aşılamaya gayret ediyoruz.
K.S.: Henüz anlayacağını zannetmiyorum. Zaman zaman başına bir şey geldiğinde empati kurup, ‘Sana da aynısı olmuş muydu?’ diye soru soruyor, ben de başlıyorum anlatmaya...
‘Eskiden’le başlayan cümleler genç arkadaşlara sıkıcı geliyor, ama gerçekten çok değerli günlerdi. Biz de yaşatmak için elimizden geleni yapacağız.
- Bayram günlerinde neler yaparsınız?
Z.T.: Biz tam 35 yıl her bayram, babaannem vefat etmeden önce, onda toplanır tüm aile yemek yerdik. Büyüklerimizi kaybedince ve ailenin diğer fertleri de aynı büyüklüğü gösteremeyince, gelenek ortadan kalktı. Bayram günleri genelde Korhan’ın hep programı oluyor ama çalışmazsa, ilk günü bir arada oluyoruz. Annemlere gideriz, yayınım yoksa, İzmir’de Korhan’ın ailesini ziyaret ederiz.
‘Sohbet ve kahkaha barındıran program’
- Nasıl bir program izleyeceğiz?
Z.T.: Global Agency’e ait, ‘Momsters’ adlı bir yarışma programı... Gelin ve kayınvalidelerin takım halinde kendi evlerinde yarışacakları, içinde sohbet, rekabet, kahkaha ve heyecanı barındıran, eski sofra âdetlerimizi hatırlatacak bir yapım. Ailenin ve yemeğin kültürümüzde ne kadar önemli olduğunu vurgulayacak. Gerçekten de dünyanın en iyi mutfağına sahibiz.
‘Çok güzel bir ekibimiz var’
- KKTC’de vatandaşlığınız iptal edilmişti. Ne düşünüyorsunuz, mahkemeye başvurdunuz mu?
K.S.: Uzun yıllardır Kuzey Kıbrıs’ta müzikle uğraşıyorum. Yaptığım yatırımlar ve ülkede sevilen bir kişi olmam göz önüne alınıp, iki sene önce verilen vatandaşlık hakkı, hükümetin değişmesiyle gerekçe gösterilmeden, 175 kişiyle birlikte geri alındı. Tabii ki mahkemeye başvurdum, dosyamızı açtık.
- Müzik çalışmalarınızda yeni projeleriniz var mı?
K.S.: Çalışmalarım Kuzey Kıbrıs’ta devam ediyor. Çok güzel bir ekibimiz ve yepyeni bir markamız var. Adı Korhan Saygıner Orkestrası. 15 kişilik büyük bir ekibiz. Konserler, bayi toplantıları, düğünler ve birçok organizasyonda bulunuyoruz.
‘Oyunculuğu özledim’
- FOX’ta, ‘Zuhal Topal’la Sofrada’ programı başlıyor, hazırlıklar nasıl geçiyor?
Z.T.: Çekimlerimiz başlayalı üç hafta oldu. Gayet keyifli gidiyor. Her gün farklı yerlerdeyiz, evlerde çekim yaptığımız için sadece biraz terliyoruz o kadar.
- Eşinizin programınızın yapımcısı olması nasıl bir avantaj?
Z.T.: Patron yanımdayken nasıl cevap versem bilemedim. Bizim sektör birçok açıdan meşakkatlidir. En zor kısmıysa, maalesef yapımcılığı emek hırsızlığı haline getirmiş, sunucusunu kolaylıkla harcayabilen, şans veya akraba kontenjanından yapımcı olmuş ve çalışanlarının maaşlarını ödememeyi adet haline getirmiş yapımcı müsveddeleriyle çalışmaktır. Tabii işini layıkıyla yapan gerçek yapımcıları tenzih ederek söylüyorum. Korhan’ın insanlarla diyaloğu kuvvetlidir. Uzun zamandır bana işlerim konusunda destek oldu. Çok doğru tespitleri ve geniş bir vizyonu vardır.
- Ekrana bir yıl ara verdiniz. Bu dönemde neler yaptınız?
Z.T.: Bol bol seyahat ettim. Yoğunluktan ertelediğim birçok şeyi, hayata geçirdim. Geçtiğimiz sezon kanallar ve yapımcılar, beni çalışmaya ikna edemedi. Ama tekrar FOX’ta olma fikri, karşısında heyecanlandım ve bir yıl aradan sonra döndüm.
- Uzun zamandır oyunculuk yapmıyorsunuz. Tamamen bıraktınız mı?
Z.T.: Her gün canlı yayına çıktığınızda, başka hiçbir şey yapma şansınız olmuyor. En son beş yıl önce bir dizide oynarken, Lina’ya hamile kalmış, doğuma 10 gün kala projeden ayrılmıştım. O gün bugündür de hep canlı yayın programlarını sundum. Aslında bu süre zarfında güzel roller ve senaryolar da geldi ama çekim saatlerinin uzunluğu da gözümü korkuttu. Açıkçası oyunculuğu özledim. Belki ileride bir sit-com’da oynayabilirim.
‘Zuhal’in iş disiplinine hayranım’
- Eşinizin sunacağı programın yapımcısı olmak nasıl?
K.S.: Yıllarca müzik prodüksiyonları yaptığım için zorlanmadım. Bu şekilde işlerin kontrolümüz altında yürüyeceğini düşündük. Zuhal’in disiplinine, profesyonelliğine, ekran zekasına ve insanlara verdiği öneme hayranım.