21.10.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
"Kurtlar Vadisi"nin yapım şirketi Pana Film'in çektiği dizinin adı; "Eşref Saati"...Dizinin ön gösteriminin yapıldığı Reina'da, Show TV Genel Müdürü Saner Ayar, dizinin doğuş hikayesini anlattı.Ayar'ın anlattıkları ilginçti...Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) "Kurtlar Vadisi Terör"e geçit vermeyeceği kesinleştiği gün Saner Ayar ve Pana Film ekibi toplanıp bir durum değerlendirmesi yapmış.Saner Ayar, Pana Film'in ortakları ve senaristlerine, "Arkadaşlar Kurtlar Vadisi efsanesi bitti diye yapımcılık işini de bitirecek haliniz yok. Yeni projeler hazırlayın onları yayınlayalım" deyince "Eşref Saati" çıkmış ortaya...Dizi üzerinde günlerce kafa yoran tarafların aklına dizinin şimdiki başrol oyuncuları Yetkin Dikinciler ile Yavuz Bingöl değil, bambaşka iki star gelmiş..."Eşref Saati"nde Yetkin Dikinciler'in oynadığı Karadenizli "Sarı Eşref"i için Karadenizli Kadir İnanır'da, Yavuz Bingöl'ün canlandırdığı Doğu kökenli "Kara Eşref" rolü içinse Urfalı İbrahim Tatlıses'te karar kılınmış...Hollywood, böyle iki değil, 4-5 starlı projeler hazırlıyor ama Türkiye'de bunlar şimdilik hayal...O nedenle de o isimler sadece tarafların hayallerinde kaldı.Hem bütçe, hem de iki ismin yüksek egosunu göz önüne alan taraflar, hayalden gerçeğe dönünce roller Yavuz Bingöl ile Yetkin Dikinciler'in olmuş...Kime niye, kime kısmet? Show TV'de iki mahalle kabadayısının komik öykülerini ele alan bir dizi başladı. Carlos'lu reklamda küçük bir ayrıntı! Garanti Bankası'nın Fenerbahçe'nin yıldız futbolcusu Roberto Carlos'u oynattığı reklamda bir ayrıntı dikkatimi çekti.Hani ustası, çırağı Carlos'u bir havale için bir koşu Garanti Bankası'na, bankadan gelince de "Bir de simit kapıver" deyip fırına gönderiyor ya, o reklamda...Carlos, son sürat koşarak, zıplayarak, kayarak, bazen de top sektirerek ustasının havalesini yapıyor. "En zengin çırak", trafikteki otomobillerin önünden uçarak geçiyor.İşte tam o sırada ekranın göbeğine bir otomobil ve markası damgasını vuruyor.O reklamı bir kez daha dikkatli izleyince onca trafikte tek bir otomobilin başrolde olduğunu göreceksiniz.Hangi otomobil mi?Volkswagen Bora...Bunun tamamen bir tesadüf olduğunu sanmıyorum.Çünkü Carlos, tam da otomobilin önüne geldiğinde havaya fırlıyor ki amblem iyice göze batsın...Doğuş Grubu'nun reklam ajansının bunu yapmaktaki amacı belli.Bir taşla iki kuş vurmak.Çünkü Garanti Bankası gibi Volkswagen'in Türkiye distribütörü de Doğuş Grubu...Madem böyle bir niyetiniz var, bari "Çırak Carlos"u Maslak'ta koşturun ki arka planda grubun diğer şirketleri NTV, CNBC-e ve e2'nin logoları görünsün ya da yine Doğuş'un sattığı Skoda, Audi ve Porsche'ler de yollara dizilsin, onların da reklamı olsun!Reklam içinde reklam gizli ya da açık - yasak değil nasılsa! Yıllardır boş duran TRT Genel Müdürü'nü belirleyecek kararnamenin eli kulağında... Yani Ali Güney'in dört yıla yakındır vekaleten oturduğu bu koltuktaki son günleri... Ancak TRT Genel Müdür Vekili Güney'de hiç öyle bir hava yok.Bir projeyle ilgili demeç üstüne demeç veriyor.Güney, "İstanbul'un Anadolu Yakası'nda 500 dönümlük bir arazi üzerinde 400 milyon dolarlık bir Medyapark yapacağız" diyor ama ne TRT'den, ne muhalefetten, ne de Yeniçağ'dan Remzi Özdemir hariç medyadan bir Allah'ın kulu da çıkıp "Giderayak ne Medyapark'ı?" demiyor.Türkiye'nin böyle bir stüdyo parkına ihtiyacı varsa bunu niye 2 milyar dolarlık reklam pastasından aslan payını kapan özel televizyonlar yapmıyor da, pastadan en küçük dilimi alan TRT bu işe soyunuyor?Bu ülkede, ortak çıkarlarını gözetme adına dernek bile kuran onca dizi ve program yapımcısı var.Niye onlar bir araya gelip de böylesine akıllıca bir yatırım yapmıyor da bu sadece TRT Genel Müdür Vekili'nin aklına geliyor?Bu konu şayet TV sektörünün öncelikli bir konusu olsa Ali Güney hiç merak etmesin, televizyon yöneticileri ve yapımcılar çoktan Kültür Bakanlığı'nı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni de devreye sokarak bu projeyi hayata geçirirlerdi. Demek ki değilmiş.Antalya'da dev bir film platosu var. Çok merak ediyorum TRT Genel Müdür Vekili Güney, yatırımcısı orayı plato değil de sera yapsaydı daha mı çok para kazanırdı diye hiç araştırmış mı? Sanmıyorum.Araştırmış olsa böyle bir projeyi yapmayı aklının ucundan bile geçirmezdi.Hala giderlerinin çoğunu elektrik faturalarından kesilen payla karşılayan bir kurumu yönetenlerin bu denli keyfi projeler peşinde koşmak yerine, yönettikleri 7 binden fazla çalışanı olan altı televizyon kanalını daha değerli hale getirmeleri gerekmez mi?17 Ağustos depreminden sonra "duvarlarında çatlak var" diye yıkılan ilk ve tek binanın TRT'ye ait "Misafirhane" olduğunu biliyor musunuz?Üstelik o misafirhanenin depremden bir ay önce buzdolabından perdesine, penceresinden kapı doğramasına kadar her şeyinin sil baştan tefriş edildiğini, depremden sonra bir günde yıkılan "misafirhane"deki o sıfır kilometre eşyaların nereye gittiğini kimsenin bilmediğini...Tepebaşı gibi tarihi dokusu olan bir yere bile giydirme cam binadan başka bir şey kondurmayı beceremeyen bir zihniyetin 500 milyon YTL harcayıp ortaya nasıl bir garabet çıkarabileceğini tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok. Yaptıkları, yapacaklarının teminatı değil mi?TRT'nin bir logo için 3 milyon dolar harcadığına dair faturalar hâlâ TBMM KİT Komisyonu'nun dosyalarında... aeyuboglu@milliyet.com.tr Medyapark TRT'nin neyine?