04.01.2017 - 14:40 | Son Güncellenme:
Sabah Gazetesi'nden Yüksel Aytuğ'un, "Eşkıya'ya Meryem Uzerli Dopingi" başlıklı yazısı şöyle:
"Gecenin Kraliçesi tutmayınca, faturayı Meryem Uzerli'ye kesmişlerdi. Ben de bu köşeden Meryem'in oyunculuğunu savunan bir yazı kaleme almıştım. Zira dizinin tutmamasının sebebi Meryem değil; zayıf senaryo, klişe diyaloglar ve zayıf reji ile dil tutarsızlıklarıydı.
Ayrıca Meryem'in partneri Murat Yıldırım ile kimyasının uyuşmaması da bir başka handikap oluşturmuştu.
Meryem'in oyunculuğunu tartışmaya açanlara 'Muhteşem Yüzyıl' örneği yetecektir sanırım.
O ve Halit Ergenç diziden çıkınca geriye nasıl da kimseyi cezbetmeyen 'posası' kaldı, değil mi?
Meryem'in acayip bir oyunculuk cazibesi var. Her sahneyi ışığıyla aydınlatabiliyor. 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'a giriş yaptığı ilk anda dizinin yüzü aydınlandı. Ben oyuncunun her dizide farklı notalara basanını severim, takdir ederim. Meryem ne yaptı? Sultandan ve çıtkırıldım şehir kadınından sıyrılıp 'aksiyon' içeren bir ajan karakteri ile karşımıza çıkarak hepimizi şaşırttı.
İlk sahneyi dikkatle izledim.
Meryem, yani dizideki ismiyle 'Suzi', aynanın önünde silahını hazırlıyordu.
Şarjör değiştirirken tetik parmağını nereye koyduğuna, susturucu takarken silahı nasıl tuttuğuna dikkatlice baktım. Belli ki dersine iyi çalışmıştı.
Sanırsınız, 'Tomb Raider'ı yalayıp yutmuştu. Adamları infaz ederken takındığı o 'acımasız, soğukkanlı katil' tavırlarını, hafızalarımızda yer eden 'sevimli, duygusal kadın' tipini anında unutturacak kadar başarıyla yeni simasına oturtmuştu.
'Eşkıya' zaten güzeldi, Meryem ile daha da renklendi, tatlandı."