Hafta sonu Haliç’te Tersane’de Contemporary Istanbul başladı. 22 Eylül’e kadar devam edecek. 558 sanatçının toplam bin 476 eserinin sergilendiği Contemporary, resmen sosyal medyanın gözdesi oldu. Sanırım perşembe gününe kadar da bu akım devam edecek. Özellikle ünlü isimler Comtenporary’i ziyaret ederek bizlere sanata ne kadar yakın olduklarının mesajını sosyal medya üzerinden veriyorlar. Sadece ünlüler değil, herkes görev edinmişçesine bu modern fuarı ziyaret ediyor. Hoşuma gitmiyor değil, ne güzel sosyal medya bugünlerde sanat dolu. İçimiz açılıyor. Bu furyaya yarın ben de katılacağım. İstanbul’daysanız siz de uğrayın derim. Hazır gitmişken sadece Instagram’a kendinizi koymak için değil. Binlerce eserin yer aldığı bu fuarı biraz olsun içinize sindirin. Çok hoşuna giden eserleri biraz daha detaylı inceleyin, sanat ruhunuz sadece sosyal medyalık olmasın.
Gaziantep’ten bir festival daha
Gaziantep yemekte öyle bir atak yapıyor ki, festival üzerine festival düzenliyor. Antep öyle bir şehir oldu ki Tüm Türkiye’de gastronomi üzerine ders niteliğinde etkinlikler düzenliyor. Hafta sonu şehirde yine yemek dolu günler yaşadı. Yemekte öyle bir öne geçti ki, resmen Türkiye’nin yemek şehri oldu. Antep bugünlerde sadece kendilerini değil tüm Türkiye’den gelen ziyaretçilerini doyurmakla meşgul.
Taksim’e Fransız kalmayın
Sofitel İstanbul Taksim otelinin içinde The Oven adında bir restoran açıldı. Taksim’in göbeğinde şef Murat Bozok’la birlikte Fransız rüzgarı estiriyor. Restoranın mottosu ‘Fransız yaşam sanatı’ hazır bugünlerde Contemporary’le sanat doluyken fuar sonrası The Oven’a da uğrayın derim. Bozok’un Fransız yemeklerinin bir tadına bakın.
Cabbar’ın etleri damak ısırttı
Hafta sonu Nişantaşı’ndaki Cabbar’da yemekteydik. Cabbar Çeşme’den bildiğiniz gibi Türkiye’nin en eğlenceli kebapçısı unvanını taşıyor. Nişantaşı’ndaki yerleri de eğlence vadediyor. Biz Cabbar’ın eğlenceli saatlerine kalamadık. Ama öyle etler yedik ki, yazarken bile tadını damağımda hissediyor. Özellikle ‘sırtı kara’yı hergün yiyebilirim. Etleri bu kadar lezzetiyle acaba diyorum mezelere de mi aynı özeni gösterseler. Bak o zaman Cabbar bambaşka bir yer olur çıkar.
Gözüm gönlüm açıldı
Geçtiğimiz cuma sabahı, yeğenim Ece’nin düğünü için Eskişehir’deydim. Allah’ım bir park yapmışlar adına Kent demişler. Tam bir vaha, devası parkın içinden Porsuk Çayı akıyor. Bu kadar yeşilin içine bir de yetmemiş plaj yapmışlar. Resmen gözüm gönlüm açıldı. Üstüne bir de buranın geleneksel yemeği çiğbörek yedim, değmeyin keyfime. Havalar çok soğumadan bir Eskişehir turu atın. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Bağdat Caddesi’ndeki Noir
Suadiye’deki Beymen’nin binasında hizmet veriyorlar. Bir tarafı brasseire, bir tarafı pastane gibi. Brasseire tarafı caddenin en şık mekanlarından biri. Gündüz vakti yemeği de gitseniz özel bir servis alıyorsunuz. Mekanın tasarımı ve ambiansı kendinizi iyi hissettiriyor. Ne zaman Anadolu Yakası’nda bir toplantımız olsa burayı tercih ediyoruz. Noir, caddeye ayrı bir hava katıyor. İllaki yemeğe gidin demiyorum. Bir kahve molası verin burada. İçiniz açılsın.