Telefon hediye edilen haftanın en şık davetine kartlı sistem getirilmiş. Pangaltı’da 41 yıllık lezzet durağı Club Aztek. Piyasa aynen devam. İddiaya girip 3 milyon euroluk gezi teknesini kim yaptı?
Epey oldu bu kadar ünlüyü bir arada görmeyeli. Hepsi toplanmıştı. Dizi yıldızları genç kadınlar, erkekler, cemiyet hayatımızın güzide simaları gecede şıklık yarışındaydı sanki. Maçka’daki Hyatt Otel’in terasında, ünlü DJ Doğuş Çabakçor setin başındaydı. Kimse müzikle ilgilenmedi. Davet kişiye özeldi. Listede ismi olmayan dışarıda kaldı. Geçtiğimiz kış yapılan partide telefonlar havada uçuşmuştu. Blackberry bonkörlük yapmış, üçer beşer telefon hediye etmişti.
Telefon yerine kart
Davetin dedikodusu da buydu zaten; “Geçen yılki gibi yapmadılar bu yıl. Kart verdiler. ‘Bizi arayın telefonunuzu eve göndereceğiz’ dediler” diyaloglarına sıkça şahit oldum. Bu arada bazı gazeteciler partiden önce ziyaret edilerek Blackberry’leri elden teslim edilmiş. Bu yazın en şık partisiydi. Ama servis hiç yakışmadı.
Bardak bitti, servis yapamıyoruz
Bir ara garson, “Efendim bardak bitti. Kusura bakmayın içki servisi yapamıyorum” bile dedi. Genellikle bu tür davetlerde servis aksar. Ünlüler servis alamayınca bara yönelir. Bardakiler kime nasıl yetişeceğini bilemez. Partide de böyle oldu. Erken başlayan parti yine saat 24.00 olmadan müzik yayını kesilince, erkenden bitti. Partinin hediyesi telefon olunca, katılım da hayli yüksekti. Peki bundan sonra mekanlar partilerine nasıl ilgi çekecekler? İşletmeciler şu sıralar “Ne hediye etsek?” diye harıl harıl düşünmeye başlamışlar bile.
3 mİlyon euroluk gezİ teknesi
Bodrum’un yerlisi. Emre Karakaya. Turizmci bir ailenin son kuşak temsilcisi. Otellerinin yanı sıra, asıl işleri mavi tur düzenlemek. 13 tekneleri var. Bunları kiralıyorlar. Karakaya, arkadaşlarıyla iddia girmiş “En lüks gezi teknesini ben yapacağım” diye. Altı kameralı tekneye o da olsun, bu da olsun derken, tam 3 milyon euro harcamış ve tam tarihinde denize indirmiş. Böylelikle Bodrum, en lüks gezi teknesine kavuşmuş. Bu arada tekne meraklıları için bir de detay vereyim. Dolce Mare adlı yat 40 metre. Altı kabini var, 12 kişi kapasiteli. Bodrum’da üretilen ilk modern ketch, full yelkenli ve gulet karışımı özel tasarlanmış tekne.
Piyasa aynen devam
Geçen kışın popüleriydi Piyasa. Kışa süslenip püslenip girmiş. Yine çok kalabalık, yine bol bol Türkçe var. Sergen Yalçın da oradaydı. Piyasa, tuhaf bir yer, ünlülerle ünsüzlerin dipdibe eğlendikleri ender mekanlardan biri. Ortaklar Cenk Eren ve Sabi Totah yine işin başında. Cenk Eren, My Pavyon’u sürpriz bir yere taşıyacağını fısıldadı kulağıma.
41 yıllık lezzet durağı; Club Aztek
Bu arada Sabi Totah’ın kilolarının sırrı çözdüm. Adam gerçek bir gurme. Nerede iyi yemek var, üşenmiyor, gidiyor. Geçenlerde beni Pangaltı’da Aztek diye, sokak arasında bir yere götürdü. Dışarıdan bakınca fark etmeden geçip gideceğiniz bir yer. Bar mı, restoran mı çözemedim. İçeride en damarından Türkçe müzik var. Ama asıl mesele yemekleri. Bir pazı dolması getirdiler masaya, bitmesin istedim. Mantı ve işkembeyi anlatmayayım bile. Hele son bir sucuk geldi ki tadı damağımda kaldı.
CorrIdor izdihamı
Nişantaşı’ndaki Corridor, eski Kemancı gibi. En bilindik rock parçaları çalan minik bir bar. Ama hınca hınç dolu, eskinin rock barları gibi havasız ve bol terli. Geçen gece uğradık, “Biraz duralım” dedik. Takılınası bir yer ama şu havasızlık yok mu, kaçırdı beni oradan.
Nahide coştu, tutabilene aşk olsun
Nahide bayramdan sonra coştu bir kere, hafta içi Ali Ağaoğlu sevgilisi için mekanı kapattı. Kapıdan uğradım. Selami Şahin sahnedeydi. Herkese nargile servisi yapılıyordu. “Davetsiz misafir olmaz” diyerek koşarak çıktım. Nahide eğlencesi geç açıldı ama tam açıldı. Hafta sonu sahnede bile stand vardı. Açık havada son eğlenceleri kaçırmayın derim.
Biber yuvasına dönüyor
Yaz sezonunu ilk kez Çeşme’de geçiren, Nişantaşı’nın müdavim barı Biber, bu hafta sonu yuvasına dönüyor. Nişantaşılılar da üç aylık bir aradan sonra barlarına yeniden kavuşuyor.