Uçak yakıtlı sehpa şöminesi
Reina’ya her uğradığımda hiç görmediğim yeniliklerle karşılıyorum. Hiç görülmedik bir şey olunca da yazmak şart oluyor. Reina’nın açık alanı, lüksün simgesi gibi olmuş. Ali Ünal sehpaların ortasına, uçak yakıtıyla çalışan minik şömineler yerleştirmiş. Oldukça da ilginç ve keyifli olmuş.
Fenomen barmen Mesut Güney
İstanbul’un en eğlenceli barmeni yarışması düzenlense Brasserie’nin barmenleri, açık ara birinci olur. Hele ki bar şefi Mesut Güney adeta bir fenomen. Kendi özel müşterileri var. Ünlü işadamları sadece Mesut’la birkaç kadeh içki içmek için Brasserie’ye geliyor. Barmen Mesut, ünlü işadamlarının neredeyse sırdaşı gibi.
Mesut ile mekan sahibi özel bir sözleşme bile imzalamış. Ola ki başka bir yere gitmesin diye. Muğlalı Mesut’un şivesi de sohbetine ayrı bir sempati katıyor. Adnan Polat, Faruk Süren, Metin Aşık gibi ünlü işadamları Mesut Güney’in en önemli müdavimleri arasında. Hatta Mesut, Adnan Polat’a takım hakkında yorum yapma hakkı olan tek barmen.
En iyi bar servisi 29’da
Barlarda, özellikle de gece kulüplerinde iyi servis almak oldukça güçtür. İçerisi tıka basa dolu olunca masanıza yapılan servis de sınırlı olur. Kulüplerde servis hızla ölçülür. İstedikleriniz ne kadar hızla gelirse servise o kadar yüksek not verilir. Fakat Ulus 29 servis konusunda kendini aşmış durumda. Bir kere içecekler logo bardaklarda gelmiyor. Özel yapım bardaklarda servis alıyorsunuz. Meyve tabağında ananas, incir gibi gece kulüplerinde servis edilmeyen türden meyveler var. En şaşırtıcı olanı da tüm bunlar gümüş kare tepside geliyor. Bu işin sırrı detayda...
Kahvaltı’nın gözdesi
Size bir kahvaltı adresi vereyim. Emirgan’daki Sütiş’te, havanın yağışlı olmadığı günlerde özellikle de pazar günü izdiham oluyor. Eğer erkenden kalkıp giderseniz kocaman bahçesinde mükellef bir kahvaltı yapıyorsunuz. Sütiş’te onca kalabalığa rağmen siparişler inanılmaz bir süratte geliyor. Fakat aynı sürat valelerde yok. Keyifli bir kahvaltı, aracınız gelmedikçe çileye dönüşebiliyor.
LUCCA VE BRASSERIE’DEN CEVAP
Geçen hafta Brasserie’de ıslak mendil yok demiştim. Haberden sonra elime bir zarf ulaştı. İçinde bir ıslak mendil ve mekanın müdüresi Ayşem Saraçoğlu’nun kartı vardı. Ayşem Hanım bu hareketinin çok zekice bir espri olduğunu düşünmüş. Halbuki ben espri olsun diye söylememiştim. Ayşem Hanım'a bu hafta da bir espri malzemesi verelim o zaman: Salı günü Brasserie’deyim. İçeride, şu dışarıda kullanılan gazlı şapka sobalardan gördüm. Tüm hızıyla yanıyordu. Fakat o sobaların dış mekanda kullanılması gerekiyor. İçeride kullanıldığı zaman zehirlenme etkisi yapmaz mı?
Lucca’nın bardaklarının yumurta kokmasının nedeni kullanılan deterjanmış. Cem Mirap “Bulaşık makinesini ve deterjanı değiştirdiklerini ve artık eskisi kadar yurt dışına çıkmadığını söyledi.” Bu arada yıllardır söylüyorum buradan bir kez daha dile getireyim. Hiçbir mekanla kişisel bir husumetim yok. Amacım sadece kaliteli bir eğlence sektörüne katkı sağlamak.