Yıllardır bizi karnımızı çatlatırcasını güldüren adamın düğününü boş verdik, Kenan Doğulu’yla Beren Saat’in elele tutuşmasına takıldık. Davetliler düğünü bırakıp fotoğraf yüklemenin peşine düştü. Kimsecikler yıllardır bizi güldüren adama mutluluklar dilemedi. Teşekkürler Cem Yılmaz; bizi güldürmeye ve eğlendirmeye devam et
Türkiye’nin bugüne kadar gelmiş geçmiş en iyi komedyeni evlendi. 90’lı yıllardan itibaren bizi karnımız çatlatırcasını güldürüyor. Daha da uzun bir süre güldürmeye devam edecek. Fakat Cem Yılmaz’ın en mutlu gününün fotoğrafları kısıtlı sayıdaki davetlilerin işgüzarlığı sayesinde dakika dakika canlı yayın misali izlendi. Ertesi gün de çamur gibi fotoğrafları yayımlamak zorunda kaldı tüm medya. Üstelik, Kenan Doğulu-Beren Saat çiftinin el elele gelmesi neredeyse düğünün önüne geçti. Davet edilmeyenler gündeme geldi. Kimsecikler yıllardır bize mutlu eden, güldüren Cem Yılmaz’a mutluluklar dilemeyi aklına getirmedi. Ahu Yağtu-Cem Yılmaz çiftine ömür boyu mutluluklar.
Viski haftası
Johnnie Walker Viski Haftası, çarşamba günü başladı. İstanbul’da birçok mekanda partiler ve etkinlikler yapılacak. Haftanın başlangıç partisi İstinye Park’taki Armani’deydi. İlgi fazla, mekan küçük olunca, davetliler bahçede balık istifi modundaydı. Bu tür davetlerde içecekler ikram olunca, servis alt düzeyde kalıyor. Parti havasından çıkıp, insanların içkinin peşine düştükleri bir gece haline bürünüyor. Şimdi içinizden geçirmeyin, partiye gitmiş ilgilenmemişler yazıyor diye. Alakası yok, genel havadan söz ediyorum. Yoksa tüm ekip, PR’cısı, reklamcısı çok iyi ev sahipliği yaptılar.
Mehmet Davran başın sağolsun
İzmir’den altı yıl önce geldi İstanbul’a. Chocoalate, Cahide, Piyasa, Kaf derken Eksen Grubu’nun eğlence koordinatörü oldu. Gençleri peşinden sürüklüyor eğlencesiyle. Hem kendi eğleniyor hem de eğleniyor. Geçen hafta babasını umrede kaybetti. Başın sağolsun Mehmet Davran.
İşletmeciler küsmeyin
İşletmeciler bir türlü kurtulamadı şu alışkanlıklarından. Ne zaman mekanlarını eleştirsem, bir tersliği dile getirsem hemen gönül koyuyorlar. 12 yılı aşkın süredir yeme-içme-eğlence sektörünü yazıyorum. İstanbul’daki tüm işletmecileri yakından tanıyorum. Birçoğu arkadaşım, dostum. Ama nedense işle dostluğu karıştırıp her zaman duygusal davranıyorlar. Yaptığınız işe saygım sonsuz, izin verin siz de benim işime saygı duyun. Yaptığınız hatayı hatayla kapatmaya çalışmayın.
Sess’çiler görmezlikten geliyor
İstanbul’da bu kış en çok eğlendiğim ve keyif aldığım yerlerden biri oldu Sess. İstanbul’daki gece gezginlerinin ilk durağı olup çıkıverdi. Sess bu kadar popülerken, daha iyi olması için yaptığım tavsiyeleri nedense görmezden geliyorlar. Yiğit Doğusoy, Nedim Binler; ölmüş insanların fotoğraflarının tuvaletin kapısına asmanın nasıl bir mantığı var? Bir açıklayın yahu.
Geri sayım başladı
Geçen yıl Bakırköy’deki Regata’nın yenileneceğini yazmıştım. Hazırlıklar son aşamaya geldi, İstanbul’da birçok ünlü mekan yeni Regata’da olacak. Hardal, Elio gibi işletmeler, Regata’nın yeni yüzüyle nisanın ilk haftasından itibaren hizmet vermeye başlayacak. Haftaya tüm detaylarını anlatacağım.
Tayfun Topal’a düzeltme
Habertürk’ün mekan yazarı arkadaşım Tayfun Topal, geçen hafta yazdığım bir yazıdan alıntı yaparak haberimi desteklemiş. Fakat sanki benim başıma gelmiş gibi yazınca, olay bambaşka yerlere gitmiş. Sayın Topal, Brasseire’de kahve ikram etti diye işinden olan barmenin servis verdiği kişi ben değilim. Topal öyle bir yazmış ki, yazdığım haberin baş aktörü olmuşum.
Bir özür
Geçen haftaki yazımda Cem Boyner’i Cem Hakko yapmışım, başarılı bir işi öveyim derken. Soyadları karışınca tuhaf oldu. Ne diyeyim bazen insanın basireti bağlanıyor ve olmayacak hata oluyor. Boyner ve Hakko’dan özür dilemek boynumun borcu.