Şu sıralar çok eminim ki hiç kimsenin işi, gücü düşündüğü yok. Kimileri tatil sayfalarına bakıp, cepteki paraya göre rotasını belirliyor. Birçoğunuz da tatilin keyfini sürüyor. İşte Türkiye’nin en popüler tatil beldesinde son durum
Geçen pazar başlayan Bodrum seferleri bir gün ara versem de hâlâ devam ediyor. Nerede olduğumu ben bile algılayamaz hale geldim. Bu yazın en kısa süren tatil arkadaşım Ali Ünal’la pazar gecesi bir günlüğüne Bodrum’a havalandık. Sabaha karşı 02.30’da Türkbükü’nde Mavi Otel’in girişindeyiz. Cin gibi hiç uyumaya niyetimiz yok. Ama pazar gecesi hele bu saatte kimseler olmaz diye düşünürken, Mavi’nin Ship A Hoy’la birleşmiş halini görünce Ali’yle birbirimize bakakaldık. Yahu burası hiç mi boşalmaz. İnsanlar burada yatıp kalkıyor. Ship A Hoy’da adım atacak yer yok. Sakin bir pazar gecesi hayali yerini hınca hınç dolu bir kulübe bıraktı. İte taka, kıvrıla kıvrıla, Ship A Hoy’un ortağı Cemal Yarar’a ulaşıyoruz. Meğer hafta sonu Ship A Hoy’un açıldğı günden bu yana müşteri rekorunu kırmışlar. Söyleyenlerin yalancısıyım, hafta sonu üç bin kişi varmış burada. Yahu binlerce insan nasıl sığdılar bilmiyorum. Ship A Hoy, Türkbükü’nde mıknatıs gibi herkesi çekiyor.
Gündoğan’ın Kübası
Tatilin zirve yaptığı şu günlerde Bodrum’u gezmemek olmaz. İlk durağım, Gündoğan’daki hani şu sosyetik barmen Mesut Güney’in Küba’sı oldu. Mandal Otel’in sahilindeki o efsanevi Küba Bar’ın beach halinde güneşlenmeye yer yok. Zannetmeyin ki güneşlenmeyi seviyorum. Asla, saatlerce güneşin altında nasıl yatar insanlar hâlâ çözebilmiş değilim.
Karavida kafeste
Küba’yı orta yaş ve üzeri bir kitle istila etmiş durumda. Mesut denizin dibine kafes yapmış. Böcek ve karavidaları (ıstakozun bir türü, en pahalı olanı) orada muhafaza ediyor.
Bianca’da herkes dip dibe
Bianca’da herkes dip dibe güneşleniyor. Bodrum’da iser gündüz ister gece nereye gidecek olursanız önce bir arayın sonra gidin derim. Bianca’nın gündüzü Türkbükü’nü aratmayacak türden. Akşam yine partilere devam. Gece Cenk Eren, meyhane, bol türkçeli Piyasa dans etmece. Bianca’daki hızlı turdan sonra, Bodrum turuna devam.
Bir günlük aradan sonra yine Bodrum
Bu kez Bodrum’da Lübnanlılarla buluşacağım. Rixos’a giriş yapıyorum. Devasa bir tesis, en fazla üç katlı otel odaları, villaları, adası, şahane SPA’sıyla Bodrum’dan apayrı bir dünya. Rixos’ta İstanbul’da son zamanların trendi Lübnan restoranı açılmış. Çokta iddialılar gerçek Lübnan biziz diye.
Bodrum’da Layali
Adı Layali, işletmesine Lübnanlı Mouhammad Hadla bakıyor. İstanbul’daki Lübnan restoranlarını gezmiş. Açıkça söylüyor, hiçbiri gerçek Lübnan yemekleri servis etmiyor gibi. Bu biraz İtalyan yemeklerine benzedi. Ne zaman İstanbul’da bir İtalyan açılsa “Gerçek biziz” diyor. Bodrum’un ilk Lübnan’ı kışın Pera’ya taşınıyormuş. İstanbul’da bu kış Lübnan restoranlarının sayısı artacak.
Milli içkileri Arak aynı rakı gibi
Kışın Lübnan savaşları yaşanacak. Layali’de dansözlü eğlence var ama erkenden bitiyor. Lübnanlıların milli içkisi Arak’la (aynı bizim rakı) yemeğe başladım. Arkasından Marc Hochar’ın ki kendisi de Lübnanlı şaraplarıyla yemek devam etti.
Lübnan ünlü şarabı Hochar
Hochar Lübnan’ın en bilindik butik şarap markasıymış, Türkiye’de de Mania Gurme’lerde satılıyormuş. Bodrum’da tam bir Lübnan gecesi yaşadım. Bu arada Rixos bir kasaba gibi ne ararsanız var. Kendi içlerinde ufak bir Bodrum yaratmışlar. SPA bugüne kadar gördüğüm en iyi SPA’lardan biri. Yani sırf SPA’sını bahane ederek bile gidebilirsiniz.
Rixos’ta gece erken bitince, tek başıma vakit geçmedi. Soluğu yine Ship A Hoy Cemal’in yanında aldım. Son dakika dedikoduları; Kuum Otel’in beach’i gündüz şu sıralar favori, gecesi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Maki Otel de küllerinden doğmaya çalışıyor. O eski akşamüzeri partilerini canlandırmaya çalışıyorlar. Ama akşamüzeri herkes Maçakızı’nda. Maki bu yaz oyuna girmekte geç kaldı.