Serdar Bilgili’nin Amerika’nın ünlü Çin lokantası Mr. Chow’u İstanbul’a getirmek için görüşmelere başladığı konuşuluyor. Umarım İstanbul, bir dünya markasına daha ev sahipliği yapar
“Perşembe perşembe nereden çıktın, yoksa bugün günlerden
cuma mı?” demeyin. Artık perşembe ve pazar günleri varım. Şehrin lüks sosyal hayatını daha güncel takip edeceğiz. Yeni yerler keşfedeceğiz, daha çok eğleneceğiz...
Geçtiğimiz yıllarda salı partileriyle adından söz ettiren W Hotel’in Lounge’unda bu kış parti yok. Otelin mülk sahibi Serdar Bilgili, buraya New York’un popüler Çin restoranlarından Mr. Chow’u getirmek için görüşmelere başlamış. Mr. Chow, sadece New York’ta değil, Beverly Hills, Miami ve Londra’da da dünya starlarını ağırlayan bir mekan.
İlk Mr. Chow, Londra’da açıldı. Bugün dünya üzerinde altı tane var. Zincir, sahibi Michael Chow’un adını taşıyor. Ünlü restoran sadece starlara ev sahipliği yapmıyor. Hollywood filmlerinin de gözdesi. Chow, en son “Hangover” film serilerinde kullanıldı. Umarım Serdar Bilgili Mr. Chow’u getirmeyi başarır. İstanbul bir dünya markasına daha ev sahipliği yapmış olur. Böylelikle hem otelde konaklayanlar yüksek müzikten rahatsız olmaz hem de bizim damaklarımız şenlenir.
ŞAMDAN’A YAZIK OLUR
Seda Sayan’ın oğlu Oğulcan büyüyünce magazinin gündemine oturuverdi. Oğulcan, önümüzdeki yıl için İtalya’nın ünlü restoranlarından birini Türkiye’ye getirmeyi planlıyormuş. Bu restoranı annesine ait olan Etiler Şamdan’ın yerinde açmak istiyormuş. Eğer Oğulcan’ın hayali gerçekleşirse, Şamdan da eğlence tarihindeki yerini alacak. 40 yıllık bir markaya yazık olur derim. Oğulcan’ın böyle bir düşüncesi varsa, başka bir yerde açsın derim.
NELER OLUYOR?
Ünlü işletmeci Emre Ergani, sorumlu olduğu tüm mekanları ani bir kararla bıraktı. Hani işletmeciliğini yaptığı her yeri bırakmasını bir şekilde anlarım fakat ilk göz ağrısı Nişantaşı’daki Biber’i nasıl bıraktı? Yaz başından bu yana sağlık sorunlarıyla uğraşan Ergani, Nişantaşı’ndaki Park Şamdan’ın içinde The Bar diye yepyeni bir markayla karşımıza çıktı. The Bar, haftaya İstanbul’a “Merhaba” diyecekmiş.
LUCCA 9 YAŞINA GiRDi
Lucca’nın her yıl düzenlediği geleneksel sezon açılış partisi geçen pazartesi gecesiydi. Cem Mirap’la laflarken dokuz yıl geçtiğini söyledi. Lucca’nın ilk açılış partisinde oradaydım. Daha sonra bir türlü bu partilere gitmedim. Tam dokuz yıl sonra aynı partide ilk geceyi andık. Meğer Mirap 10’uncu yıl için hazırlık yapmaya başlamış bile: “Gelecek ilk partiye katılanları nerede olursa olsun getireceğim.”
Yani asıl bomba parti için bir yıl daha bekleyeceğiz. Parti için Lucca’nın cadde tarafı kapatılmış, tek giriş yapılmış. Davetli olmayan kimseyi almadılar. Böyle olunca nereye baksan bir ünlü sima vardı. Hatta yeni evli çift Derin Mermerci ve Cem Aydın bile oradaydı. Partiye ev sahipliği bile yaptılar. Lucca’nın işletmecisi Turgay Uçar, klasik satsuma kokteylini sundu.
Bu arada “Neden hep Lucca’yı eleştiriyorsunuz?” diyenlere net cevap: Sıradan mekanlar adı üzerinden sıradan zaten. Ama şehrin iyi mekanlarının hata yapma şansı yok maalasef. “En iyi” diye anılmak için her şeye dikkat etmek gerek.
PiYASA GiTTi PLAK GELDi
İstanbul’da Türkçe kulüp modası yaratan Piyasa’nın yerini Plak aldı. Plak, yeri eski ama ismi yeni Türkçe kulüp.
BUGÜN GÜNLERDEN SESS
Yaz boyunca Türkbükü Sess’i mesken tuttum. Lafım, Sess’in kış modunu özleyenlere... Bu gece Sess kışa “Merhaba” diyor. Sess’in sahibi Nedim Binler, “Sen buranın uğuru oldun” deyinci açılışa katılmaya karar verdim.
HARiKA BiR TERAS
“Yahu kış geldi bize teras mı öneriyorsun?” demeyin. Hele bir gidin, karşınızda alabildiğine Boğaz, tavanı açılır kapanır kocaman bir barın olduğu terası görün. Aslında bir İtalyan restoranı La Mancha, Kuruçeşme’deki Ottoman Hotel’in tam karşısında. Tam bir gizli teras, manzara süper, servis iyi, müzikler şahane olunca tavsiye edeyim dedim.