B ayram’da Bodrum’daydım. Burası resmen çıldırdı. Trafik hiç bitmedi. Özellikle Bodrum merkez, Yalıkavak ve Türkbükü yolları İstanbul’un Boğaz trafiğini hiç aratmadı.
Gece kulüplerinin kapısında ilginç manzaralar yaşandı. Bayram öncesine kadar sakinliğini koruyan Bodrum gecelerinde, bu sefer insanlar eğlenebilmek için uzun süre kulüplerin kapısında bekledi.
Şanslı olanlar kulüplere girmeyi
başardı ama durumları şöyleydi:
İçeride tribün kalabalığı olunca; ahali bırakın dans etmeyi, kımıldayamadı bile.
Ne doğru dürüst servis alabildi, ne de
bir şey içebildi.
Yetmezmiş gibi, kalabalıkta yanındaki kız arkadaşlarını koruma stresi sardı. Aman kimseler değmesin, çarpmasın diye, sağı
solu kesmekten erkekler helak oldu.
AYIP OLMASIN DİYE...
En son Gümbet’e 2000 yılında gitmiştim.
O yıllarda Gümbet’te; beyaz atletli, saçları Amerikan tıraşlı erkekler çoğunluktaydı. İngilizler kendinden geçercesine eğleniyordı. Aradan 14 yıl geçti, bayramın ilk günü Gümbet’e gitmek gibi bir çılgınlık yaptım.
Yakın arkadaşım DJ Suat Ateşdağlı, zaman zaman Gümbet’teki Posh’ta çalıyor.
Her seferinde beni ısrarla davet ediyordu. Bayramın ilk günü de davet edince, ayıp olmasın diye düştük yollara.
EN UZUN YOLu SEÇMİŞİZ
Türkbükü’nden Gümbet’e tam 1.5 saatte ulaştık. 20 dakikalık yolu 1.5 saatte gidince aklım başıma geldi ama iş işten geçmişti.
Gümbet’e varınca, Suat’la birlikte Posh’un önüne kadar arabayla gittik. Yoldaki insan manzarası ise şöyle:
Beyaz atlet yerini, kesik kollu gömleğe bırakmış. Saçlar fena havalı. Tarif edemeyeceğim tuhaflıkta dans edilmekte. Yan yana bir sürü gece kulübü var. Hemen hemen hepsine Türkler giremiyor!
Sadece çalışanlar Türk. Hani aklı selim biriyseniz zaten buraya hiç uğramazsınız bile.
Posh ise, Türklere kapılarını açmış, Gümbet’teki diğer mekanlara göre daha iyi tasarlanmış bir yer. Devasa avizelerle falan tam bir açık hava diskosu olmuş. Gittiğimizde kapının önünde ciddi bir yığılma vardı.
İnsanların arasından kıvrıla kıvrıla Suat’ın çalacağı kabinin hemen yanına gittik.
İçerisi tıklım tıklım, bir kişinin bile dikilebileceği yer yok. Tedirgin bir halde etrafa bakıyorum; tuvaletim gelmesin diye
kendimi telkin ediyorum...
PERSONEL ÇOK SERT
Personel fena halde sert, belli ki buralarda müşterilere sert davranmak gerekiyor. Üstelik, gelenlere lütufta bulunuyormuş gibi servis veriyorlar.
Bırakın bir şey istemeyi; selam vermeye bile korkarsınız.
İçeride sinmiş bir şekilde otururken; biri geldi ve “Sizi buradan kaldıracağım” dedi. Arkadan bir diğer ses ise “Boşalt orayı, çabuk boşalt. Demet Akalın geliyor!” diye bağırdı ve elindeki lazeri tam yüzüme tuttu.
Hani beyaz bayrağım olsa; onu sallayıp “Teslim oldum” diye bağıracağım.
Demet Akalın gelecek diye, apar topar üç-dört garson tarafından kaldırıldık.
Posh’u koşarak terk ettim tabii ki...
Aman siz siz olun, bir yere birinin misafiri olarak gitmeyin. Bildiğin itip kakıyorlar.
Gümbet’e bırakın misafir olarak gitmeyi, normalde de gitmeyin bence; adamı keserler vallahi! Ben böylesi güvensiz bir eğlence bölgesi görmedim! Herkes ortalıkta mafyavari dolaşıyor. Bırakın eğlenmeyi, kafanızı kaldırmaya korkuyorsunuz.
Gümbet’tekileri kendi hallerine bırakalım; hiç bulaşmayalım.
Bir 14 yıl daha buralara uğramam.
BU PARTi KAÇMAZ
Emre Altuğ, çok uzun süredir sahneye çıkmıyordu. Cuma gecesi ise; DJ David Şaboy’la birlikte Albüm’de partileyecekler.
David çalacak, Emre Altuğ söyleyecek. Çeşme’deki tatilcilere duyurulur. Bu parti kaçmaz!