N işantaşı’nda yaşayanlar aralık ayında her yerin ışıl ışıl olmasına alışkınlar... Özellikle son beş yıldır Nişantaşı, yılbaşının en renkli karşılandığı semtlerden biriydi. Semt özel olarak süslenince de ay boyunca bölgeye binlerce kişi akın ediyor, esnaf da bayram ediyordu.
Bu yıl Nişantaşı’nda yılbaşı ışıltısı yok. Normalde dolup taşan mekanlar, bomboş kalmış durumda.
Yeni yıl Nişantaşı’nda hiç bu kadar sönük olmamıştı. Duyduğuma göre, Şişli Belediyesi caddeleri süslememe kararı almış. Her şeyi belediyeden beklememek lazım. Madem ki belediye yapamıyor, bu kadar esnaf “iş yok” diye söylenip duracağına, kendi işletmelerini ışıl ışıl yapsın ve yeni yıl coşkusunu kendileri yaratsın derim.
KAYNAR’DAN İŞLETME DERSİ
Geçen pazartesi gecesi Sortie’nin içindeki Desibel’e uğradım. Kibariye her pazartesi gecesi burada sahneye çıkmaya başladı. İçeride hatırı sayılır bir kalabalık vardı. Kibariye hayranları, hafta başı dememiş ve mekanı doldurmuş.
Kibariye’yi dinlerken bir ara gözüm Erol Kaynar’a takıldı; sahne önünde durmuş, fotoğraf çekiyor.
Hani tanımasak, Desibel’in şefi diyeceğiz kendisine. Oysa Kaynar; Sortie, Salomanje, Cento Per Cento, Kalamata gibi mekanların sahibi.
Artık emekliliğin keyfini çıkartması gerekirken, hâlâ çalışıyor.
Bu sektörde ne patronlar biliyorum. Bir kont edasıyla, mekanın en güzel yerinde oturup, gelene gidene hava yapan. Dışarıdan bakınca, sanki hayatını buradan kazanmıyor altın madeni işletiyor gibi davranırlar.
Bende dayanamadım Kaynar’ın yanına gidip tebrik ettim. O da şöyle konuştu: “Bu işin yaşı olmaz. Patronum diye bir köşede duramam. Ekmeğimi buradan kazanıyorum ve asıl mekan sahipleri; buraya gelenler. Ben dahil tüm ekip hizmetkarız.”
Umarım diğer işletme sahiplerinin kulağına küpe olur. Erol Kaynar ayaküstü işletme dersi verdi. Helal olsun.
NİŞANTAŞININ YENİ ÇEHRESİ
Dünyanın en lüks otellerinden biri olan St Regis, baharda Nişantaşı’nda gün yüzüne çıkacak ama ondan önce Brasserie’si hizmet vermeye başlayacak.
Geçen gün şöyle bir baktım; Abdi İpekçi Caddesi’nin hemen başında açılacak Brasserie, çok şık bir yer olmuş.
Bugüne kadar Nişantaşı’nda açılmış en büyük mekanlardan biri olacak. Hem içerisi, hem de bahçesiyle birlikte buranın en havalı yerlerinden biri olur.
Açılış tarihi ocak ayının son haftası olacakmış. Burası açıldıktan sonra Nişantaşı’nın çehresi çok değişir, gündeme oturuverir.
MEKAN İYİ AMA...
Nişantaşı’ndaki Grissini’ye yaz başından bu yana davet ediliyorum ama bir türlü gidememiştim. Nihayet hafta içi öğle yemeğine gittim.
Mekan, Nişantaşı’nın şık yerlerinden, pizza fırınının taşları bile İtalya’dan getirilmiş.
Ambiyansı şahane, sahibi Handan Hanım’ın sohbeti de çok hoş. Keşke, bunu yemekler de destekleseydi. Çok sevdiğim rissotto’yu bile bitiremedim. Grisssini yemeklerine çekin düzen vermeli.