Yeni yıl haftası en çok Nişantaşı’na yaradı. Nişantaşı’nda bugünlerde gece yürümek mümkün değil. Mekanlarda oturmak için resmen sıra bekliyorsunuz. İşte yeni yıl öncesi Nişantaşı izlenimleri...
Geçtiğimiz pazar günü akşam üzeri Nişantaşı’ndayız, aman Allah’ım o nasıl trafik! Sadece araç trafiği değil, müthiş bir insan trafiği de söz konusu. Çoluk çocuk, genç yaşlı herkes soluğu Nişantaşı’nda almış. Işık cümbüşüne dönen caddeler istila edilmiş. Peki Nişantaşı’nda bu kadar insan ne yapıyor? Adım başı fotoğraf çektiriyorlar. Ama ne çektirmek, ben bu kadar fotoğraf çektiren insanı bir arada görmedim.
Fotoğraflar anında sosyal medyada paylaşılıyor. Etrafta gezenler meraklı gözlerle mekanlarda oturanlara bakıyor. İnsan garip oluyor, kendini uzaylı gibi hissediyor. Acaba bu dikkatin sebebi “ünlü birini görür müyüm” merakı mı, yoksa “Nişantaşı’ndaki sosyal hayatta neler oluyor, ne yapıyorlar, ne içiyorlar, nasıl tipler buralara geliyor” çözme merakı mı? En çok merak
edilenin; buradaki yaşam biçimi ve insan tipleri olduğunu söyleyebilirim.
Peki mekanlar ne alemde? Eğer bugünlerde Nişantaşı’nın havasını solumak istiyorsanız erkenden yerinizi alın. Yoksa yer bulmak imkansız.
GECELERiN EN EĞLENCELi iKi KARDEŞi; DAVRANLAR
İki kış sezonundan bu yana Sortie’de pazar geceleri Mert Davran sahnede arabesk fantezi repartuvarıyla karşımızda. Ara ara ağabeyi Mehmet Davran kendini sahneye atıyor. İkili bir güzel atışıyor. Davran kardeşler, resmen pazar neşemiz oldu. Enerjileri yüksek, herkesi eğlendirmeyi başarıyorlar. Mert Davran biraz daha repertuvarını geliştirmeli. İki şarkı istedim, repertuvarında yokmuş. Varsın olmasın eğlendiriyorlar bizi. Davran kardeşlerin öyle muhteşem sesleri yok. Sese çok takılmayın, eğlenmenize bakın.
BILLIONARIE’DE SALI HAREKATI
Malum geçtiğimiz yazın en ünlü gece kulübü Billionarie oldu. Bu kışsa sadece cuma ve cumartesi günleri açık. Geçtiğimiz haftadan itibarense, Cenk Çöteli’nin retro partileriyle birlikte salı günleri açık. İlk gece oradaydım. Çöteli aldı götürdü bizi eskilere. Dansın en kralına şahit oldum o gece. Meğer çok zaman olmuş eski hitleri dinlemeyeli.
EN UZUN GECEYi PALANDÖKEN’DE YAŞADIK
Geçtiğimiz hafta sonu ilk kar keyfi için Palandöken’e uçtum. Türkiye’deki kayak merkezleri arasında ulaşımı en kolay olan Palandöken diyebilirim. 1.5 saat uçuştan sonra, 15 dakika içinde oteller bölgesindesiniz. Xanadu; ise buraların en yeni oteli, gece şahane bir şehir manzarasına sahip, baka baka doyamıyorsunuz. Sabahsa o şahane manzara yerini, üzeri gri bulut kaplı bir manzaraya bırakıyor.
Buraya kadar gelmişken Cağ kebabı yemeden olmaz. Muammer Usta’nın yerine gittik. Cağ kebabının tadı damağımızda kaldı. Xanadu’nun terası tam kar keyfi yapmalık bir yer.
Öğleden sonra, dört gibi terasa oturduk. Gece saat 11 oldu, hâlâ terastayız.
Öyle boş boş oturulmadı elbette, gece kayağı bile yapıldı.
Dağ otelleri her zaman eskidir, öyle çok bakılmaz dağ otellerine... Xanadu ise dağ oteline göre dört dörtlük bir tesis. Odalar oldukça bakımlı, servis yerli yerinde hatta turizmci arkadaşım aradı oradayken, Xanadu’ya gelmeyi düşünüyorlarmış. Benden onayı alınca, beş oda birden kapattı yarı yıl tatili için. Xanadu kış tatili için tamamdır, rahatlıkla gidilip kalınabilir.