Şahane bir gece hayatı var; kimse kimsenin umrumda değil, tek bir olay bile çıkmıyor. Fiyatlar daha makul. Eğlence ise sabaha kadar... Mikonos, her geçen yıl ününe ün katmaya devam ediyor.
Geçen günlerde hem Lucca, hem de Anjelique, Mikonos’ta parti düzenledi. İki işletmenin de yurt dışında partilere ev sahipliği yapmalarına ilk bakışta “Şahane, artık bizim eğlencemiz de yurt dışında” diyoruz. Fakat Mikonos’taki işletmeler son yıllarda o kadar çok Türk ağırlamaya başladı ki, daha fazlası için cinlik yapıyorlar gibi geliyor. Adaya giden Türkler, öyle hesaplar ödüyor ki, işletmelerin iştahı kabarıyor.
Ne Mikonos’a olduğundan fazla değer verelim, ne de Bodrum ve Çeşme’yi al aşağı etmeye çalışalım. Bir tarafı yücelteceğiz diye kendi tatil beldelerimizi hor görmenin manası yok.
Herkeste bir ‘Mikonos’tan bildirme’ durumu söz konusu. Oraları överken, bizim tatil beldelerimizi sadece lahmacundan ibaret görmeyi de bıraksanız artık. Fena halde içimizi bayıyor.
HER ŞEYİ UCUZ SANMAK YANLIŞ
Geçenlerde ünlü bir isim itiraf etti: “Adalardayken her şey çok ucuz hissine kapılıyor insan ama bir bakıyorsunuz; İstanbul’da fiyatlar neredeyse aynı. Satın aldığımız fiyatı üçle çarpmayı unutuyoruz. Adalardan ayrılınca anlıyorsunuz.” Haksız da sayılmaz; biz de oradayken, ne kadar harcadığımızın farkında olmuyorduk.
GÜNEY HÂLÂ TATİLCİ BEKLİYOR
Yunan Adaları tatilcilerle dolup taşarken, Çeşme ve Bodrum’da hâlâ beklenen hareketlilik yok. Hafta sonu gözle görülür bir canlılık varken, hafta içi sessizliğe bürünüyor.
Koca yarım adada iş yapan restoran ve gece kulübü sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. İşletmeler büyük bir umutla Ramazan Bayramı’nı bekliyor.
BİZDE OLAN ONLARDA YOK
Mikonos bizim tatil beldeleriyle kıyaslanıyor. Hemen söyleyeyim; Mikonos’ta bir tane bile açık havada eğlenecek gece kulübü yok.
Bu yüzden ahali sokaklarda sosyalleşiyor. Oraya gidince anlıyorsunuz açık havada eğlenmenin ne kadar keyifli olduğunu.
Çeşme ve Bodrum sırf bu yüzden Mikonos’tan açık ara önde. ‘Nammos’ dışında doğru dürüst ‘beach’ yok.
Havlu servisleri bile bulunmuyor. O yüzden güneyin plajlarını, komşununkilerle kıyaslamam.
MARiNANIN ARDINDA NEFİS BİR HAYAT VAR
Yalıkavak’ı sadece marinasından ibaret sananlardansanız yanılıyorsunuz. Marinayı geçtikten sonra birçok balık restoranı hizmet veriyor. Hepsi salaş, tipik Ege balıkçı meyhaneleri tadında; temiz mi temiz. Mutfağından çıkan yemekler, oldukça lezzetli diyebilirim.
Geçen gün Yalıkavak’taki Memedof’taydım. Hemen yanındaki Sait, Bodrum’un en eski balıkçı meyhanelerinden biri. Öyle süper bir ambiyansa sahip değil
ama yemekleri damakta iz bırakıyor.
Gittiğimiz gece Memedof’ta kimsecikler kalmayana kadar oturduk. Bodrum’daysanız bir uğrayın derim.
ÇEŞMEYi COŞTURAN MUHTEŞEM iKiLi
Uzun yıllar Türkbükü’nde akşamüstü partilerinde tatilcileri kendinden geçiren Erkut Sezer, son üç yazdır Çeşme’ye demir atmış durumda. Solamare’de DJ Hakan Akbil’le birlikte beach partilerine imza atan Sezer, perküsyon performansıyla da dinleyenleri kendine hayran bırakıyor. Eğer Çeşme’deyseniz bir cumartesi günü dinlemeye gidin.
HAFTANIN TOP 5’i
1- ALBÜM ALAÇATI: Fahri Çağlayan yönetimindeki Albüm Çeşme, geceleri hızlandırdı. Çeşme tatilcileri de Türkçe müzik meraklısı çıktı. Pazar günleri de Cenk Çöteli’nin arabesk geceleri hız kesmeden devam ediyor.
2- THE BAR By Park Şamdan: Bu yaz İstanbul’un en favori yeri olup çıkıverdi. Sosyetenin buluşma noktası haline geldi.
3- CHEF MEZZE: Sortie’nin içinde açılan Gazi ve Bilal Ateş kardeşlerin sahibi olduğu Chef Mezze, Boğaz’da meyhane havası estirmeye devam ediyor.
4- GARO’S:Türkbükü’ndeki balıkçı meyhanesi Garo’s bu yaz koyun en çok iş yapan restoranı oldu.
Özellikle hafta sonu yer bulunamayan ender mekanlardan biri.
5- ÇEŞME 29: Son üç yıldır yazları Türkbükü’nde geçiren Metin Fadıllıoğlu’nun 29’u, bu yaz Çeşme’ye demir attı ve İzmirliler’in hücumuna uğradı. Öyle ki, İzmirliler uzun süre kapıda beklemek zorunda kalıyormuş.