LÜKSÜN EN YENİSİ

Karaköy’ün inşaatı hiç bitmiyor, sürekli bir tadilat var. Galataport açılalı bir yıldan fazla oldu ama buranın simgesi olacak otel, uzun süren bir inşaattan sonra belirli bölümleriyle hizmet vermeye başlayacak. Dünyada sadece 11 tane var.

Peninsula, Türkiye için çok bilindik bir marka değil. Ama dünyada geleneksel lüksü barından bir çizgisi var. 100 yıllık bir geleneği olan, sadece otel işleten, aynı zamanda yatırım yapan üst segment bir marka. Hong Kong bu otel zincirinin merkezi diyebilirim. Bulundukları her ülkenin lokal sanatçılarıyla çalışmayı tercih ediyorlar.

Son yılların trendi olan sanat dostu otel, konseptini açıldığı günden bu yana yapıyor hem de göstermelik değil. İçi dolu yapıyorlar. Geçenler de İstanbul’un en yeni lüks otelinin tanıtım toplantısı vardı. Erken gittim, oteli şöyle bir turladık. Marka yabancı ama otelde birçok tanıdık isim var. 300 milyon Euro’luk otelin lobi ve davet bölümünü Zeynep Fadıllıoğlu tasarlamış. Sanat danışmanı Çağla Saraç, ekibin de kıyafetlerini Arzu Kaprol hazırlamış. 

Gallada’da Tutak imzası

Yıldızlı şefimiz Fatih Tutak’ta, burada Gallada adını verdiği bir restoran açmaya hazırlanıyor. Otel beş yıl öncesinde Tutak’la temasa geçiyor ve projeye yıllar öncesinden başlamışlar.

Söylendiği gibi Tutak, yıldız aldıktan sonra teklif götürmemişler. Zaten Tutak, yıldız alsa da almasa da burada restoran açacakmış.

Otelin bahçesi tam Tarihi Yarımada’ya bakıyor. Botanik çok iyi. Burada özellikle gün batımı çok iyi olur.

Sibel Benli ve Arzu Demirer otelde, ikisi de lüksün ve üst segmenti çok iyi biliyor. Otel 14 Şubat’ta açılıyor. İstanbul’un en lüks oteli iddiaları var.

Burası için şimdiden söylüyorum, Karaköy’ün havasını değiştirir. Bambaşka bir hale bürünebilir Karaköy… 

Tarihi Şen Lokantası

Bostancı’da tam bir ev yemekleri lokantası var. Evde ne yapılıyorsa, burada da o hazırlanıyor. Benim gibi evde çok fazla yemek yapan biri değilseniz, böyle lokantalar çok güzel imdada yetişiyor. Geçenlerde uğradım. Lahana dolması, ıspanak ve pırasasını başarılı buldum. Siz de mahallenizdeki, yakınınızdaki ev yemekleri yapan yerlere ara sıra uğrayın. Sürpriz yemeklerle karşılaşabiliyorsunuz.

Fındıkzade’deki döner

Dönere kim, “Hayır” diyebilir ki? Elbette hiç kimse... Döner hepimizin kırmızı çizgisi. Geçenlerde Fındıkzade’deki Fiori Döner’e uğradık. Ufacık bir büfe aslında burası. Fakat döneri tam bir lezzet patlaması. Fiori’yi acilen döner listesine alın. İlk fırsatta da gidin derim.

Dişlerinize iyi bakın!

Siz deyin ihmalkârlık, ben diyeyim fobi... Sonuç, son bir haftadır dişlerimle yaşadığım sıkıntılı günler... Evvelsi gün kaçınılmaz gerçek, ağzımda onlarca dikiş... İtiraf ediyorum, operasyon sırasında hiç canım yanmadı. Ama gece o kadar zor geçti ki. Sadece yoğurt ve dondurma yiyebiliyorum. Yüzümde sürekli bir buz torbasıyla dolaşıyorum. Anlayacağınız bu hafta tadım, tuzum yok. İyileşince bakacağız artık.