Lucca’da yeni trend kapı önündeki lüks araçlara dayanarak içki içmek. Yani araçları stand olarak kullanmak. Ben de gittim ve gözlerimle gördüm, gerçekmiş...
Bebek’teki Lucca, İstinye Park’taki Masa, Nişantaşı’ndaki Brasserie insanların kullandıkları araçlarını gösterebilecekleri en uygun noktalar. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım Bebek Lucca’da ilginç bir diyaloğa şahit olmuş. Lucca’nın önüne lüks bir araç bin bir uğraşla bilmem kaç hamle sonra park edilmiş. Merak uyandıran bu park hadisesinin nedeni ise sonradan anlaşılmış. Meğer aracın sahibi özellikle tam mekanın önüne park edilmesi için özel ricada bulunmuş. Valeler de bu ricayı kıramamış. Amaç hem arabasını göstermek hem de kalabalık olan kapı önünde arabasını stand olarak kullanmakmış. Geçen hafta sonu ben de olay mahallindeydim. Lucca ’nın önü panayır gibiydi. Gerçekten Lucca mıknatıs gibi herkesi çekiyor. Bilmeyen biri kapının önünde bekleyen bu kadar insanı görse kesin bir şey anlamaz. İnsanlar araçlarına dayanarak birşeyler içiyor. İçkilerini kaportanın üzerine koyuyorlar. Başka yerde olsa hayatta yapmazlar. Oyunca Oktay Kaynarca da Lucca’da yorulmuş olacak ki o da arabaya dayananlar kervanına katılmıştı. Sözün kısası Lucca ’da yeni trend kapı önündeki lüks araçlara dayanarak içki içmek.
Papermoon’dan yanıt
Geçen hafta Cipriani’nin, Papermoon’un şefi Giuseppe Pressani’yi transfer ettiğini yazmıştım. Bu haberden sonra Papermoon’un sahibi Alize Dinçkök Eyüpoğlu’ndan yanıt geldi. Dinçkök, Şef’in sözleşmesinin devam ettiğini ve birlikteliğin sürdüğünü, bir başka restorana transferin söz konusu olmadığını söyledi.
İyi de ben de zaten geçen hafta bu transferin, şefin sözleşmesi devam ettiği için ancak bir yıl sonra gerçekleşeceğini yazmıştım.
Anlaşılan Papermoon’da asayiş şimdilik berkemal. Yalnız Şef Pressani, nam-ı diğer Pino’ya ulaşılamıyor. Kendisi bir süreliğine yurtdışındaymış.
Ünlü DJ’in son albümü bir numara
DJ Suat Ateşdağlı’nın Blackk için hazırladığı albüm, çıktığı günden bu yana Türkiye’deki yabancı müzik listelerinde bir numaraya yerleşmiş durumda. Yalnız benim anlamadığın içinde bir sürü Türkçe şarkı var. Neden bu albüm yabancı albüm olarak değerlendiriliyor? Bilen biri anlatsın yahu.
Şarabi Hotiç oluyor
Geçtiğmiz günlerde Hotiç mağazalarının sahibi Mehmet Hotiç’le birlikteydim. Damak tadına çok düşkün olan ve iyi bir gurme diyebileceğim Mehmet Hotiç, Çiçek Pasajı’nın hemen girişindeki Şarabi restoranı devraldıklarını söyledi. Önümüzdeki günlerde buraya Hotiç mağazası açacaklarmış. Şarabi’nin sahibini ise Çeşme’deki işletmeleri Yaya’nın başına geçirmişler.
Çöpçatan Binboa
Mey Grup’un votkası Binboa bir ilki gerçekleştirerek boyanabilir şişeleri piyasa sürdü. Böylelikle kendi şişenizi kendiniz tasarlayabiliyorsunuz. Boyanabilir şişelerin ilk tasarımcıları ise ünlü modacılar İdil Tarzi, Hakan Yıldırım ve Bahar Korçan oldu. Bakalım gece gezginleri bu şişelerin üzerine nasıl tasarımlar yapacak. Mey’cilere tavsiyem hemen buna bir konsept parti düzenlesinler ve en iyi tasarımı olan şişeyi seçip ödül versinler. Ödül olarakta bir yıllık Binboa votka ihtiyacını gidersinler. Tabii bu boyanabilir Binboa şişeleri üzerine telefon numarası yazılarak çöpçatanlık da yapılabilir. Bakalım Binboa votka sayesinde yeni aşklar doğacak mı?
Cenk Eren kebapçı oldu
Bu kışın en çok adından söz ettiren mekanı My Pavyon, hemen yanı başındaki Set Kebabı da kapsama alanına aldı. Sabi Totah, Ali Sayar ve Cenk Eren pavyona düştükten sonra şimdi de kebapçı oldular. Ne diyelim hayırlı uğurlu olsun.