KULÜP KAPILARINDA ‘KARA LiSTE’ Mi VAR?
Papermoon İstanbul’un en ünlü restoranlarından biri, ünlü işadamlarının buluşma noktası. Gece gezginlerinin deyimiyle ‘Paper’, günün her saatini dolu dolu yaşıyor. 1996 yılında işadamı Ali Dinçkök’ün hayat verdiği restoran sadece bir restoran değil aynı zamanda bir sosyal kulüp konumunda. Açıldığı günden bu yana mönüsündeki pizzalar, taze enginar, deniz levreği hiç değişmedi. Ama aradan geçen 14 yılda müdavim kadrosuna yenileri eklendi. Eski müdavimlerin yaşları kemale erdi. Şimdilerde Papermoon’da iki kuşak bir arada barınmaya çalışıyor. Fakat eski müdavimlerle yeni kuşak müdavimlerin arası çok iyi sayılmaz. Aralarında ciddi bir rekabet var. Diğer yandan Papermoon yönetimi kendince bir black list (kara liste) yapmış. Bu listede personelin hizmet vermek istemediği kişiler varmış. Bu kişilere doğrudan giremezsiniz demek yerine, önce istedikleri masada servis verilmiyormuş. Başka masa alternatifi sunuluyormuş. Ayrıca yemek servisi de ağırdan alınıyormuş.
Public’te ünlüler artık kapıdan dönmüyor
Geçen hafta Public’in kapısından ünlüler dönüyor diye yazmıştım. Public’ten hemen yanıt geldi. Kapıyla ilgili bir problemin olduğunu doğruladılar. Zaten önlemlerini de almışlar. Kapıya gece gezginlerini tanıyan birini koymuşlar. Hey ünlüler, artık gönül rahatlığıyla Public’e gidebilirsiniz. Tabii küsmediyseniz.
Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye transfer
Arşipel, Bodrum’un en ünlü balıkçılarından biri. Yıllardır Aktur’da denizin dibinde servis veriyor. Sahibi Cemal Ülman, deyim yerindeyse tam bir balık gurusu. Onunla aynı masadaysanız, yemeği bir tarafa bırakıp deniz ürünleri hakkında hiç duyulmadık bilgilerle donanıyorsunuz. Çiğ balık uzmanı olan Ülman, balığın her çeşidinin çiğ yenilebileceğini kanıtlıyor. Arşipel son üç yıldır İstanbul’da da Galatasaray Adası’nda hizmet veriyordu. Geçtiğimiz yazın başında ani bir kararla adayı terk etti. Yarın ise Kalamış Marina’nın hemen girişinde yeniden İstanbul’a merhaba diyecek. Üç yıllık Galatasaraylı yarında itibaren resmen Fenerbahçeli olacak.
Doors’tan Nişantaşı’na Ma-Ma
Levent ve Rıza Büyükuğur kardeşlerin sahibi olduğu Vogue, Wan-na (Bu ay içinde Hakkasan’ın yerinde açılıyor), Anjelique gibi birçok işletmeyi barındıran İstanbul Doors grubu nihayet Nişantaşı’na demir atıyor. Salı partileriyle geçtiğimiz yıllarda popüler olan Leea’nın yerine Doors’cular, yeni markaları Ma-Ma’yı açmak için kolları sıvanmışlar. Ma-Ma baharla birlikte Abdi İpekçi Caddesi’ne merhaba diyecek.
Beluga’nın votkası gizli trend oldu
Ünlülerin favori içkilerini yazınca, gecelerde çok boy göstermeyen ama ünlülerin evinde bir numara olan bir içkiyi daha gün yüzüne çıkaralım dedim. Bu içki şimdilik evlerde içiliyor, çünkü henüz Türkiye’de resmi olarak satılmaya başlanmadı. Freeshop’larda satılıyor. Havyarı ile ünlü Beluga’nın votkasından söz ediyorum. Ünlü bir markanın votkası söz konusu olunca ünlü simalar çoktan müdavimi olmuş bile. Beluga’nın freeshop’taki satış fiyatı 75 Euro.
AVM’de mangal keyfi olur mu?
Yemek konusunda en büyük zaafımız mangaldır. Mangalı her koşulda yapmamız mümkündür ki, otoyolların kenarlarını bile ocakbaşlarınıza çevirmişliğimiz var. İşte bu zaafımızdan yararlanmak isteyen zeki bir yatırımcı, Gayrettepe’deki Astoria Alışveriş Merkezi’nin içinde mangal keyfi yapmak için Et’n More diye bir yer açmış. Yalnız burada mangalın yerini lav taşı alıyor. Mekan kapalı olduğu içinde hemen masanızın üzerinde abajur gibi duran bir davlumbaz var. Yaklaştırıyorsunuz, dumanı çekiyor. Lüks mangal keyfi yapmak isteyenlere duyurulur.
Lucca’nın brandası yük kamyonu gibi olmuş
Lucca İstanbul’da piyasa yapmak için en ideal adreslerden biri. Yağmur, çamur, kar fark etmez, alem Lucca’ya doluşur. Pek bir sıkı fıkı olunur. Lucca, sigara yasağından sonra hava ne kadar soğuk olursa olsun sokağa taşmaya başladı. Soğuktan korunmak için önündeki kaldırımı yük kamyonu misali branda ile çevirmiş. Açıkçası bu branda hiç olmamış. Lucca’nın havası kaçmış.