Hani yaz yaklaşıyor ya, bir bakmak lazım memlekete en yakın yerlerde durum nedir diye. Yazın Yunan adalarını mesken tutanlar, bu yaz önce bir Kıbrıs’a uğrasınlar derim.
Ben Girne şehir merkezindeki Grand Pasha’yı mesken tuttum. Burası tam bir şehir oteli, öyle büyük bir yer değil.
Butik otel denilen türden, odaları ferah mı ferah, yaz sıcağından bunalanlar için bir havuzu da var.
Ama en iyi tarafı şehrin içinde olması; iki adımda Girne’nin çarşı pazarında buluyorsunuz kendinizi. Yurt dışına çıktığınızda ne ararsanız hepsi Kıbrıs’ta mevcut...
En iyi tarafı hiç pasaporta filan ihtiyaç olmadan buraya gelinebiliyor olması. Yavru Vatan’da herkes pek bir kibar ve mutlu, yolda yürürken bile bunu hissetmeniz mümkün. Kaldırım yapan ustalar bile öyle nazikler ki, kendinizi gerçekten iyi hissediyorsunuz Kıbrıs’ta.
Ağızlara sakız olan bir şey vardı, Türkiye’de yeme-içme çok pahalı ama Yunan adaları şöyle ucuz böyle ucuz diye.
Tamam adalar ucuz da, peki Kıbrıs’a ne demeli? Geçtiğimiz akşam Girne’de Niazi’s’te öyle bir yemek yedik ki, bu yemeği İstanbul’da yemeğe kalksak epey bir miktar hesap öderdik. Öyle bir hesap geldi ki, “Fast food’ta mıyız?” dedirtti.
Kıbrıs’ta yeme içme ve eğlence gerçekten çok makul.
O yüzden siz siz olun bu yaz Yunan Adaları’ndan önce bir Yavru Vatan’a uğrayın derim.
KUMAR DURUMLARI
Grand Pasha’da yemek yerken casino’nun müdürü Erhan Ersan’la tanıştık ve casino mecaram başladı.
İşte kumar cahili birinden casino hayatı...
* Servis hiçbir yerde olmadığı kadar hızlı. Karnınımız acıktı, hemen yanınıza ufak bir masa konuluyor ve yemek anında servis ediliyor.
* Rulet zevkli bir oyunmuş, tabii üç paraya oynayan ben için geçerli bir durum bu. Aynı masada üç-dört kişi var. Ortam gergin, sürekli bir ihtimaller hesabı yapılmakta.
* Casino’da saatlerce kalmak mümkün. Sürekli adrenalin salgılıyor bünye, bir anda her şeyden uzaklaştırıyor insanı.
* Eğer benim gibi kumar cahili ve üç parayla vakit geçirmek istiyorsanız casino’lara takılın derim.
Ama dikkat, siz siz olun kendinizi kaybetmeyin üç kuruş kazanacağız diye. Benden söylemesi!
HAFTANIN TOP 5 MEKANI
1- DLUX: Mehmet Karataş’ın sahibi olduğu DLUX, geceye doymayanların imdadına yetişiyor. Meğer Nişantaşı ahalisi böyle bir kulübü bekliyormuş. Dlux’te pazar geceleri bile yer bulmak neredeyse imkansız.
2- LUCCA: Bebek’in en popüler, en piyasa mekânı. Açıldığı günden bu yana, aynı ekiple hizmet vermenin avantajını kullanan en iyi işletme. Hatfanın yedi günü dolup taşıyor.
3- FUGA: Pazar gecelerinin canlı müzikte tek adresi. Rumeli Hisarı’ndaki Nezih Kebap’ın hemen üstünde üç aydır hizmet veriyor. Ünlü isimleri pazar gecesi dışarı çıkaran tek yer.
4- MİNİBAR: Aşyegül İlsever’in Nişantaşı’nda açtığı en yeni mekân. Nişantaşı’nın yerlisinin hemen kendisini müdavim yaptığı Minibar, özellikle erken saatlerde sosyalleşmek isteyenlerin buluşma noktası oldu.
5- HARDAL: Nişantaşı ve Caddebostan’daki şubeleri dolup taşıyor. Uğur Karabayır’ın üstün emekleriyle gündeme getirdiği Hardal, gençliğin en favori adreslerinden biri.