KARTALKAYA’DA LÜKS ZiRVESi

Dağda lüks ne hacet demeyin, artık yurdumun karla kaplı dağlarının bir modası var. İşte bu kışın en lüks dağı Kartalkaya’dan izlenimler

Haftanın bir bölümünü Kartalkaya’da geçirdim. 2 bin 500 metre yükseklikte karla buluştuk. Ama ne buluşma, kar neredeyse 24 saat boyunca yağdı. Dağda kimseciklere göz açtırmadı. Hani bu karın yüzde 1’i İstanbul’a yağsa çoktan resmi tatil ilan edilmişti. Türkiye’de kış tatilinin lüksü hiç olmazdı. Hedef kayak yapmaktı. 4-5 kişilik odalarda kalınır, sabah erkenden kaymaya gidilir, tüm gün yorgun düşen bünye erkenden uykuya dalardı. Fakat trendler değişmiş. Dağa yeni açılan iki otel Golden Key ve Kaya Plazzo’yla dağ olmuş mini bir Türkbükü.

PALAZZO’DA YOK YOK
Kaya Palazzo geçen yıl açıldı. Dağın en lüks oteli desem abartmış olmam. Odalarında yok yok. Tüm teknolojik nimetlerden yararlanmak mümkün. Kış otellerinde SPA’ya ayrı bir özen gösteriliyor. Palazzo’nun SPA’sı da özenle tasarlanmış. Hatta bir dağ oteline göre fazla bile.

GENÇ TURiZMCi DORUK KAYA
Doruk Kaya’nın Kartalkaya’da kendi adını taşıyan bir oteli var. Sanırım kendisiyle yaşıt bir otel. Palazzo’dan sonra bu otel yanında müze gibi duruyor. Doruk, Kaya Holding’in en genç veliahtı ve en enerjik olanı. Dağa böylesini lüks bir otel yapma fikri de ondan çıkmış. Palazzo’nun yazlık versiyonunu da bu yaz Belek’te açacaklar.

6 BiN TL’LiK KAR MONTLARI
Dağ lükse kavuşunca, giyim kuşam da ona göre olmuş tabii. Bir kere bu kış dağda 6 bin TL’ye satılan Bogner’in kar montları çok moda. Sanki bedava dağıtılıyormuşcasına herkesin üzerinde bu monttan var.

KAYAK YAPMAYANLARIN iMDADINA YETiŞiYOR
Lüks geldi mi, arkası da geliyor. Bu kış dağda Reina’dan tanıdığımız Erkan Ünal, Drop adında bir mekân açmış. Hemen söyleyeyim, bugüne kadar gördüğüm en şık dağ mekânı olmuş. Bol bol şişe açılıyor. Gündüz vakti bile. Geceyse tam bir gece kulübüne dönüyor. Aman ne dönmek, hani bıraksanız milleti sabaha kadar dans edecekler. Eee hani kaymaya gelmiştiniz. Ne oldu kayak keyfi? Drop’un eğlencesine dalıp giderseniz sabah kayak yapmayı unutun derim.

DAĞDA CANLI MÜZiK SÜRPRiZi
Dağ olur da hiç canlı müziksiz olur mu? Yer Uludağ olsa hiç düşünmeden “Olmaz” derdim. Kartalkaya’nın böylesine bir alışkanlığı yok. Aynı gece önce Ayhan Sicimoğlu’nu dinledim. Latin ezgileriyle bizi yaza götürdü götürmesine de kimsenin yaza gitmek gibi bir niyeti yoktu. Arada derede kaldı. Drop’a geçince Bedük karşıladı bizi. Bedük de kitleye uygun müzik yapmayınca, hiç keyif vermedi. Yıllardır canlı müzik dinlerim. İlk kez sahnedeki biri “Son şarkım” deyince alkışlandığına şahit oldum. Siz siz olun, öyle sahneye çıkacağız diye her yerle anlaşmayın. Menajerin gazına gelmeyin. Biraz araştırın ki, sahnede soğuk terler dökmeyesiniz.

JAMIE OLIVER NiHAYET iSTANBUL’A GELiYOR
İngiltere’nin adını dünyaya duyurmaya başardığı tek aşçısı Jamie Oliver İstanbul’a geliyor. Yıllardır acaba kim Jamie’yi İstanbul’a getirir diye düşünürken. Jamie Oliver, kendi restoranıyla gelmeye karar vermiş. Ağustos ayında açılacak Zorlu Center’da Jamie’s Italian hizmet vermeye başlayacak. Onu İstanbul’da restoran açmaya ikna edense Frankie’nin sahibi Kaya Demirer. Ne kadar bir bütçeye mal oldu bilmiyorum ama doğrusu son yıllarda yemek adına beni heyecanlandıran ender projelerden biri. Jamie’nin İstanbul’a gelmesiyle birlikte, iddia ediyorum, yemekte çok büyük bir rekabet başlayacak. Şefler birbirleriyle yarışacak.