İstanbul eğlence hayatının dahi çocuğu İzzet Çapa, bir ay sonra yeni bir mekanla yine çok konuşulacak. Çapa, “Yurtdışında kapak olmazsam mesleği bırakırım” diyor
Gecelerin en çılgın işletmecisi İzzet Çapa, yeni bir işletmeye imza atmaya hazırlanıyor. Boğaz sırtlarında açmayı planladığı ve hazırlıklarına son sürat devam ettiği Circus için Çapa çok ama çok iddialı. “İstanbul eğlence hayatını yeni baştan sıfırlıyorum” diyen Çapa, yeni mekanın ne bir Cahide ne bir Anjelique ne de bir Papermoon olacağını söylüyor. “Benim mikserimde harmanlanmış ve çok özel sosumu kullandığım bir yer olacak” diyor. Çapa, Circus’un tüm isim haklarını satın almış ama detay vermek istemiyor. Çünkü mekanın detaylarını ufak ufak alıp yeni yerlerin açıldığını söylüyor. Ama 2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul’da Circus’ı dünyada kapak yapacağını iddia ediyor. “Eğer yapamazsam mesleği bırakırım” diyor. Circus’ı görmek için bir ay daha bekleyeceğiz.
Kahvaltı için 45 dakİka sıra
Yemek için ayakta sıra bekleme olayını bir türlü çözemiyorum. Bu adetin şu sıralar Etiler’de de başladığını gördüm. Avrupa Yakası’nda kimsecikler beklemez derken, ismini vermeyeceğim ünlü bir sima pazar günü Big Chefs’de kahvaltıya gitmiş ve tam 45 dakika sıra beklemiş. Hem de söylene söylene...
Bu Big Chefs giderek efsaneleşiyor. İlk fırsatta ben de gideceğim kahvaltısına, bakalım gerçekten beklemeye değer mi?
Etiler Şamdan satışta
Geçtiğimiz haftalarda Etiler Şamdan’ın yerinin kiralık olduğunu yazmıştım. Sonrasında Şamdan’ın bir yere gitmediği haberleri yazıldı. Haberden sonra Etiler Şamdan’ın mülk sahibinin, Faruk Süren’in eşi Hatice Süren olduğu anlaşıldı. Geçtiğimiz gün Biber’de Faruk Süren ve Ersoy Çetin’le karşılaştım. Şamdan’ın durumunu sordum. Ersoy Çetin, Etiler Şamdan’ın olduğu iki katlı binayı, 8 milyon euro’ya satılığa çıkarıldığını söyledi. Benim haberim bir kez daha, üstelik en yetkili ağızdan teyit edilmiş oldu.
Hazır lafı gelmişken, bu köşede meslektaşlarımın yazdıklarını yalanlamam. Ama benim yazdıklarım üzerinden prim yapmaya çalışan meslektaşlarımı uyarıyorum: Ben o sahaların oyuncusu hiç olmadım, bu saatten sonra da olmam.
Nostaljik kulüp eğlencesi
Perküsyoncu Tayfun ve trompetçi Melih , uzun yıllardır Serdar Ortaç’ın orkestrasında çalıyor. Bu ikili, yaklaşık 12 yıldır da Ortaç’ın programı olmadığı zamanlarda gece kulüplerinde sahne alıyor. Hem söylüyor hem çalıyorlar. Yaklaşık bir aydır da Nişantaşı’nda Marca’dalar. Geçtiğimiz hafta şöyle bir uğradım. Tüm eski kurtlar oradaydı. “Kulüp eğlencesinin de nostaljisi olur mu?” demeyin. Bu cuma Marca’ya uğrayın. Bu arada Marca’nın sahibi Kubilay Şenkahveci de DJ’liğe merak salmış. Hafta içi Marca’da çalıyormuş. Kendisini hiç dinlemedim ama bence her işi ehline bırakmakta fayda var.
Karaoke’nin yarışması olur mu demeyin
Karaoke bir Japon hastalığı. İstanbul’da ise karaoke yapan tek tük mekan var. Geçtiğimiz hafta Nişantaşı’ndaki On Therapy Bar’da İstanbul Karaoke yarışmasının finali vardı. İş final olunca benden de jüri üyesi olmamı rica ettiler. Yarışma akşamı dört kişilik jüri ekibi, finalistlerin karşısına dikildik. Ortam bar olunca jürilik yapmak fena eğlenceli oldu. Finalistler de değme şarkıcılara taş çıkardılar. On Therapy’ciler ilk fırsatta bu yarışmayı tekrar yapın. Hatta ünlü isimleri kadroya ekleyin, eğlenceye eğlence katalım.