İSTANBUL’UN YENİ GÖZDESİ NERESİ? 

Yıldız alan, rehbere giren restoranlarımız bir tarafa bugünlerde İstanbul’un premium segmentindeki gündem bambaşka... Bu tarafta gündem Cipriani. Açılalı bir ayı geçmek üzere, İstanbul’un tüm kalburüstü kitlesi burada. Cipriani resmen ikinci kez İstanbul’a gelmenin ve bu kez başarılı olmanın gururunu yaşıyor. Bu arada evet gururlansınlar ama çok da erken davranmasınlar. İlk seferde tüm İstanbul hucüm etmişti. Sonra kapanmak zorunda kalmıştı. Cipriani bu kez Nişantaşı’nda olmanın da avantajıyla yemekteki gündemini koruyor. Biraz da fiyat politikalarını dikkat ederlerse, kim bilir tıpkı Etiler’deki Papermoon gibi bir buluşma noktası haline gelir… 

Nişantaşı’nın bence Papermoon gibi bir restorana ihtiyacı var. Cipriani de lüks müdavim restoranı olmaya en büyük aday. 

‘EN İYİ DÖNER BİZDE’ DEDİ

Etiler’deki Serkan Döner, hani şu pandemi sonrası Saray Muhallebicisi’nin yerine açılan... Serkan Döner’e beyran çorbası içmeye gittik. Bir süredir beyran servis etmeye başlamışlar. 21.00’den sonra başlıyorlarmış servise. Gazianteplilerin günün ilk saatlerinde içtiği bu çorba Etiler’de gece çorbasına dönüşmüş.

“Çorba yok ama İstanbul’un en iyi dönerinden ister misiniz?” dedi, masaya bakan garson arkadaş... Durup durup buradaki dönerin çıtasını yükseltti en tepeye koydu. Sonuç;

*Döner güzel, kurumamış ve yağ dengesi de iyi.

*Lezzetli bir döner yedik. “En iyisi” denilmese, belki daha çok sevecektik.

Çok Popülist’sin, çok...

Bomontiada’nın içinde üniversite gençliğinin favori adreslerinden Popülist diye bir yer var. Mekanın ruhu da, dekorasyonu da, ambiyansı da, yemekleri de içecekleri de tam gençliğe göre tasarlanmış. Kendi içeceklerini kendileri yapıyor. Hem de uzun uğraşlar sonucu içecekleri hazır hale geliyor. Yemekler dediğim gibi enerjik; taco ve kokoreçli pizzettasını beğendim. Üniversite gençliğinin enerjisini hissetmek istiyorsanız buraya bir uğrayın derim.

Serafina yenilendi

Akmerkez’de sekiz yıl önce açılan İtalyan restoran zinciri Serafina, ilk dönemlerinde Aslı Şen’in de ciddi çalışması sonucunda bir anda İstanbul’un popüler restoranlarından biri olmuştu. Hatta Bodrum’da da şube açmışlardı. İşte bu mekan yıllar sonra yeniden atağa kalktı ve mimar Abdullah Burnaz tarafından yenilendi. Metin Şen’in Serafina’sına yeniden enerji geldi. 

Şehirde neler oluyor?

*Scooter’a binince, nasıl bir ruh haline bürünüyorsunuz? Scooter bünyede kural tanımaz bir etki mi yaratıyor? Hani kaldırımdan, ters yönden gidiyorsunuz tamam da, otoyolun ortasından gitmek nasıl bir kafadır? Bakın otoyolun ortasında giderseniz, başınıza hiç düşünmek bile istemeyeceğimiz şeyler gelebilir.

*Metro ve Marmaray’da başka, tramvayda başka bir yarış var. Hâlâ insanların inmelerine izin vermeden, ‘hurrra’ binmeye çalışılıyor. Biraz düşünün lütfen. Asıl yarış Marmaray’ın Sirkeci durağındaki asansörde… Tek seferde yedi kişi binebildiğinden ‘İlk 7’ye girmek için insanlar durur durmaz öyle bir fırlıyorlar ki, neredeyse birbirlerini ezecekler. Sadece engelliler, hamile ve pusetli anneler için yapılmış asansöre binmek için...

*İstanbul’un belirli yerlerinde araçla hareket etmek o kadar güç ki! O yüzden bazı semtlerde yaşayanlar, çıkmıyorlar mahallelerinden... Örnek mi; Nişantaşı’na ne girebiliyorsunuz ne de çıkabiliyorsunuz!

*Bir de araçsız giderseniz, dönüşte araç bulamayacağınız yerler de var. Arnavutköy en babası bu konuda. Arnavutköy’de hiç taksi yok. Hem de hiç yok!

*Bugünlerde kimi arasam kiminle konuşsam herkes hasta, ben de dahil olmak üzere... Kimsenin bir şey yapacak dermanı yok. Kafamızı kaldıracak halimiz yok. Neden acaba?