Marinaların atmosferi ve ruhu bir başka olur. Sakin ve yavaş bir hayat vardır içlerinde... Herkes çok rahattır, hep bir tatil havası eser. Peki portta (liman) durumlar nasıl? İstanbul, geçtiğimiz kış itibarıyla yeni bir yaşam alanıyla tanıştı. Avrupa Yakası’nda denizin dibinde, mekanlarla dolu, trafiğe kapalı bu kadar uzun bir sahil şeridi yok. Bendeniz günün büyük bölümünü burada geçiriyorum. Galataport’a her gün binlerce insan şimdilik meraktan akın ediyor. Karaköy’de ciddi bir trafiğe sebep oluyor. Devasa kruvaziyer gemileri buraya bambaşka bir hava katıyor. Öyle fazla mağaza yok, ağırlıklı yeme-içme mekanları üzerine kurulu bir yer. Neredeyse tüm zincir kafelerin şubelerinin bir arada toplandığı, özellikle hafta sonları tüm mekanlarının önünde kuyruk olan tek yer.
Kruvaziyerlere karşı
Deniz tarafındaki mekanların manzarası görülmeye değer... Gece bu manzarayla eğlenmek isteyenler için alternatif var. Ahali kendi bütçesine
uygun yerleri bulmaya çalışıyor. Kruvaziyerler gelince port bambaşka bir havaya bürünüyor bürünmesine ama manzarayı kapatan Berlin Duvarı misali paravanlar da olmasa, port tadından yenmeyecek! Eminin ilerleyen günlerde bu duvarın yerine manzarayı kapatmayan bir çözüm bulacaklardır.
Bir çırpıda Galataport
Kahve Dünyası: Böylesine manzaraya sahip başka bir şuben yoktur. Türk kahvesini keyifli yudumluyorum.
Sait Restaurant:
Bodrum’un en köklü balıkçısısın. Terasında Boğaz’a karşı balık yemenin tadı bambaşka! Tabii biraz tuzlusun, yapacak bir şey yok...
Liman Lokantası: Türk yemeklerini özgün yorumunla servis ediyorsun. Yemeğinle değil; fiyatlarınla gündeme gelmen tuhaf oldu. Halbuki şahane lezzetlerin var!
Kiva Meyhane: Galataport’un tek mezecisisin. Daha açılalı birkaç gün oldu. Buraya farklı bir hava kattın.
Roka: Uzak Doğu mutfağı servis ediyorsun. Dekorasyonun görülmeye değer. Portun en lüks yerlerinden birisin.
Vandal Signature: Port’taki tek gece kulübüsün. Teras katındasın ve manzaran olağan dışı. Yemekten gece kulübüne dönüyorsun. Eğlencen her gün daha iyiye gidiyor.
Gina: Buraların en lüks kafesi oldun. Gündüz bile fine-dining tadında servis veriyorsun. Risotto ve makarnalarına bayıldım. Aldığın hesabın hakkını veriyorsun.
Önemli haberler
En yerli beach: Magi: Yalıkavak’taki Magi Beach, kendimi bildim bileli var. Öztürk Ailesi’nin kendi mülkü. Tam anlamıyla bir aile işletmesi. Herkes ya mutfakta ya da serviste çalışıyor. Şahane bir ev kahvaltısı servis ediyorlar. Ne eksik ne fazla, tam kararında! Yemekler gerçek Ege mutfağı. Şimdi “Beach’in yerlisi olur mu?” demeyin. Gidin, görün yaşayın...
Eski Bağ’a eksi puan: Büyükada’daki Eski Bağ restoranı öve öve bitirememiştim. Şahane bir manzaraya sahipler. Geçtiğimiz akşam yemeğe gittim, İstanbul’un bir anda dışına çıkıverdik. Havamız değişti. Yediğimiz yemekler için aynı şeyi söylemem çok mümkün değil. Portakallı karides eksi puan aldı. Masada her şeyi kendimiz servis yapmak zorunda kaldık. Eski Bağ’ın daha dikkatli olmasını tavsiye ediyorum.
Yeni yerleri keşfedin: Şehrin en iyi Japon restaronlarından biri olan İnari, yenilenen konseptiyle yarın Etiler şubesini hizmete sokuyor. Kendi özgü tarzıyla Japon mutfağını yorumlayan İnari’nin yenilenmiş halini ben de merak ediyorum.
Momo, Bodrum’a geldi: Çeşme’nin partileriyle ün salmış beach’i Momo, geçtiğimiz hafta Bodrum Yalıkavak’ta da açıldı. Bakalım göze batmadan sade tasarımıyla Çeşme’deki ününü Bodrum’da da devam ettirebilecek mi?
Sanat dolu mekan Zaaf: Yalıkavak Marina manzaralı Pilevneli Galeri’nin içinde Zaaf Restoran açıldı. Tatilde sanatla birleşik bir akşam yemeği yemek isteyenlere duyurulur.