Kültür başkenti İstanbul’un lüks restoran sayısı dünyadaki metropollere kıyasla yok denecek kadar az. İstanbul’un bu kadar az ‘fine dinning’ restoranı olmasının en önemli nedeni yüksek fiyat politikası. Dünyaca ünlü Hakkasan bile İstanbul’u bu nedenle terk etmek zorunda kaldı.
Geçenlerde, önemli isimlerin bulunduğu bir akşam yemeğinde bu konu gündeme geldi. İstanbul’da en pahalı restoranın hangisi olduğu tartışıldı. İlk sırayı da Ortaköy’deki Zuma aldı. İsmi bende saklı, önemli bir isim geçtiğimiz günlerde altı kişi gittikleri Zuma’da 4 bin 500 tl hesap ödediklerini söyledi. Masadaki herkes sadece bir yemekte bu kadar meblaya nasıl ulaştıklarını çözmeye çalıştı. Hesaba içilen lüks şarap da dahilmiş. Zuma’daki en lüks şarap üç bin 900 TL’lik Chetau Latour. O gece içilen şarap ise bin 500 TL’lik La Turque.
Public bu yaz Çeşme’de
Bu hafta içi Public’çilerle Bebek’teki yerlerinde (Happily Ever After) buluştuk. Ayşe ve Taner Kucuroğlu’nun sahibi oldukları Public bu kışın en gözde gece kulüplerinden biri oldu. Public bu kadar gözde olunca erken gelen şöhret onları biraz yormuş gibiydi. Ayşe ve Taner çifti kulüpçülükle uzaktan yakından ilgili değil. Hatta Public’in nasıl bu kadar popüler olduğunun şaşkınlığı içindeler. Aslında Public’in alt katını kulüp diye açmışlar fakat alt ve üst katlardaki operasyon birbirine karışınca alt katı ani bir kararla kapatmışlar.
Çift yoğun ilgiyle karşı karşıya kalınca bir takım aksilikler de peşlerini bırakmamış. Bugünlerde en çok Public’in kapısından dönenler konuşuluyor. Ayşe ve Taner Kucuroğlu ise “Dünyanın en önemli DJ’lerini getiriyoruz. Farklı bir müzik anlayışımız var. Ama onca yaptığımız şeye rağmen içeriye giremeyenlerle gündeme geliyoruz” diyor. Mekanın kapısı da bacası da bir. Popüler olunca en ufak bir aksilik, gündeme taşınır.
Kucuroğlu çiftinden bu yaz Çeşme’ye yatırım yapacaklarını öğrendim. Şu sıra planladıkları yatırımla ilgileniyorlar. Çeşme Public Ilıca’da haziran ayında hayat bulacak.
Türkbükü’nü Türkbükü yapan ve bu kadar gündeme gelmesini sağlayan isimler koyu birer birer terk ediyor. Emre Ergani’den sonra İrfan Kuriş de Türkbükü’nden elini eteğini çekmiş. Maki Otel’le birlikte Türkbükü’ne ünlü akını sağlayan ve geçtiğimiz yaz Kuum Otel ile köye dönüş yapan Kuriş emekli olmuş. Türkbükü böylelikle tam 11 yıl öncesine geri dönüş yaptı. Meydan iyiden iyiye Ship A Hoy’a kaldı. Zafer Tarlan ve Cemal Yarar ikilisi bu yaz Maki Otel ve Ship A’ Hoy’la köyün tek hakimi olacak gibi gözüküyor.
60 bin öğrenci ayda 30 milyon TL’yi eğlenceye harcıyor
Bozkır kenti Eskişehir, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in uzun yıllar süren çalışmaları sayesinde bir Avrupa şehri görünümü kavuştu. İki üniversitesiyle birlikte yaklaşık 60 bin öğrenci şehre hayat veriyor. Bugün Eskişehir’e turistlik turlar düzenliyor. Eskişehir’in köklü ailelerinden biri olan Abacı’lar 5 bin kişi kapasiteli toplam on işletmesiyle şehrin eğlencesini ellerinde tutuyor.
Şehirde birçok işletmesi bulunan Gürdal Abacı aynı anda 5 bin kişiyi eğlendiriyor ve yemek yediyor. Şehrin en pöpüler yeri yedi dönümlük bir alan üzerine kurulu olan 222 Park. İçerisinde toplam altı ayrı işletme var. Eskişehir ile ilgili çok ilginç rakamlara da rastladım. Şehirde yaşayan 60 bin civarında öğrenci, ayda ortalama 500 TL harcıyor. Bunun büyük bir bölümü ise yemek ve eğlenceye dönük.
Kaba bir hesapla Eskişehir’de aylık 30 milyon TL’yi bulan bir eğlence pastası var. Bu, bir Anadolu kenti için hiç de küçümsenmeyecek bir rakam. İstanbul’un gözde yatırımcılarına duyurulur.
Akaretler’e makarna kafe
Bu kışın öne çıkan caddelerinde biri de Akaretler’deki Sıraevlerin bulunduğu Süleyman Seba Caddesi oldu. Al Jamal, Kalamata Meyhane, Der Di Das, Pastarito, Cafe Nero’dan sonra 14 Şubat’ta ilk kez bir İtalyan makarna kafe olan Cafe D’Alfredo hizmet vermeye başlayacak. Kafenin sahibi Bülent Aydın aynı zamanda Pasta D’Alfredo makarnalarının da sahibi. Bakalım makarnalı cafe nasıl bir yer olacak. Bu arada isterseniz makarnanızı mutfağa girip kendiniz de hazırlayabilecekmişsiniz.
Son model votka: Belvedere IX
Gece gezginlerinin en çok tercih ettiği votkaların il k sırasında yer alan Belvedere’in en son modeli IX bu haftadan itibaren barlardaki yerini aldı. Siyah şişeli IX adı dokuz ayrı doğal bitkinin karışımında oluşuyor. IX, Guarana, zencefil, ginseng, yasemin, tarçın yaprağı, tatlı badem, okaliptus, kara k iraz ve Açat suyu konsantresinin harmanından üretilmiş. Ben denedim, güzel. Fiyatı 125 tl.