Piyasa, Eelence derken Kaf:f da Türkçe müziği seçti. Gece hayatı vefasız, ünlü işletmeciden iki gün süren düğün. En pahalı mojito nerede satılıyor? Bodrum’un tek kadın şefi 130 yıllık binada
MEHMET DAVRAN’IN KAFF’I
Chocolate’ın ortaklarından Raşit Karakuş onu beş yıl önce İzmir’den transfer etti. İlk tanıştığımızda utangaç kendi halinde biriydi. Sonra İzzet Çapa’ya transfer oldu. İçinden başka biri çıkıverdi. Yerinde duramayan, durmadan dans eden, ettiren... Geçen kış Piyasa’da herkesi masaya çıkarıp oynattı. Yazın başındaysa, nasıl telaffuz edeceğimi hala bilemediğim Kaf:f’ın işletmecisi oldu. Kısaca “Kaf” desek mekanın sahibi Murat Patavi bir şey demez herhalde. Geçen günlerde bir uğrayayım dedim. Bahçe bölümü tıka basa dolu, Derin Mermerci de orada Selhan Aloğlu da. Sadece Türkçe çalınıyor. Akşam yemek servisi de var. Ama ağırlıklı gençler istila etmişler. Mehmet, bu kez masada değil barda. Durmadan meşela yanıyor. Geceyi uzatmayıp 02.00’de kapatıyorlar. Bu kış sanırım her yerimizi Türkçe müzik saracak. Piyasa, Eelence şimdi de Kaf. Bu tür mekanların arkası gelir. Bu arada Kaf’ta ambiyans, gelen giden ünlüler tamam. Ama acilen servisin düzelmesi gerekiyor. Bu kadar müşteriye yetemiyorlar.
GECE HAYATI VEFASIZ
Geçen hafta Ship A Hoy’un ortağı Cemal Yarar ve Şenay Dayıoğlu Türkbükü’nde dünya evine girdiler. Düğün cuma gecesi başladı ve pazar günü sabaha kadar devam etti. Ship A Hoy’da düğün kına gecesiyle başladı, hava fişekle sona erdi. Cemal’in düğün için yaklaşık bir aydır çalıştığını biliyorum. Ünlü arkadaşlarını davet etmesine rağmen Yarar çiftini birçoğu yalnız bıraktı. Çok şaşırtıcı değil aslında, gece hayatındaki dostluklar sabun köpüğü gibidir. Sezon başlamadan pekişir, sezon sonu kimsecikler kalmaz etrafında. Gece hayatı bu yönüyle çok vefasız, Cemal de yıllardır Ship A Hoy’un başında. Ama yine de en yakın arkadaşları Cemal’in düğünündeydi. Mutlu günlerinde yanındaydılar. Cemal ve Şenay Yarar çiftine ömür boyu mutluluklar.
BODRUM’UN TEK KADIN ŞEFİ 130 YILLIK TARİHİ BİNADA
Düğünde Bodrum’un tek kadın aşçısı Ebru Akpınar’la karşılaştım. Yalıkavak Çarşı’sının içinde Yaya Bistro diye bir restoran açmış. Ebru bugüne kadar Körfez, Lacivert, Kuum Otel, Lime gibi birçok yerde şeflik yaptı.Sürpriz bir şekilde Haluk Erdoğdu’yla dünya evini girmişler. Erdoğdu Ailesi Bodrum’un köklü ailelerinden biri. 130 yıllık tarihi binadaki Yaya Bistro’yu aile birlikte işletiyor. Bahçede minik bir taş fırın var. Lezzetli pizzalar da bu fırından çıkıyor. Mekan yaz-kış servis veriyor. Hani son son Bodrum’a yolunuz düşürse uğrayın derim.
SUNSET’İN AKŞAMÜZERİ BARI
Hafta içi akşamüzeri Sunset’teydim. Barış Tansever’in yıllar içinde kalitesine kalite kattığı mekandayım. Sunset’i hiç akşamüzeri barı olarak düşünmemiştim. Ama gidince gördüm ki neredeyse tüm iş dünyası orada. Gözlerden uzakta, boğaz manzarasında hepsi koyu bir sohbet halindeydi. Sunset’in barı kışın da devam etmeli. Manzara şahane, servis iyi, fiyatlar benzerlerine göre daha makul. Daha ne olsun? Sunset’e gitmeli bundan sonra.
EN PAHALI PAPERMOON’DA
Sunset sonrası bizim gece uzmanlarıyla Papermoon’dayız. Bahçe her zaman ki gibi tıka basa dolu. Bara geçelim dedim. Papermoon’da her işadamının bir masası var. O masadan başka bir yerde oturmuyorlar. İş dünyasının lokali durumda.Şu sıralar barı için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Gittiğimizde boştu. Yarım saat duramadık. İki mojito ve bir kahve’ye 105 TL ödedik. Hem de o bildiğimiz mojito bardaklarının yarısı kadar olanına. Sanırım dünyanın en pahalı mojitosu Papermoon’da.