‘Biber’, ‘Kafe Pi’ ve ‘Babylon’; Çeşme’deki İstanbul markalarından birkaçı. Suat Ateşdağlı, Erkut Sezer, David Şebboy, Figen Erenel ve Emre Ergani de Çeşme’yi bu yaz mesken tutan isimler
Yıllardır Çeşmeliler’in İstanbullular’dan çok hazzetmediği söylenir durur. Bu yüzden İstanbullular’ın Çeşme’yi keşfetmesi zaman aldı. Geçtiğimiz yıl hayli İstanbullu işletmeci Çeşme’ye yatırım yaptı. Bu yazsa sadece işletmeler değil, İstanbul’un eğlence üstatları da Çeşme’de boy gösteriyor. Nişantaşı’nın müdavim barı ‘Biber’ Çeşme’ye transfer oldu ve ‘7800 Çeşme’nin beach’inde açıldı bile.
Ünlü perküsyoncu Erkut Sezer yaz boyunca cumartesi akşamüzeri Solemare’de partiler düzenleyecek. DJ David Şebboy’un yarın ‘Kafe Pi’de partisi var. DJ Suat Ateşdağlı da Türkiye turnesinin yanı sıra, temmuz boyunca cuma geceleri Solemare’dekileri çoşturacak. Böylece Ateşdağlı, ilk kez memleketinde sahneye çıkmış olacak. Çeşme’ye yolum düşerse önce ‘Biber’e, -ki geçtiğimiz yaz Sortie’deyken de çok keyifliydi-, sonra Ateşdağlı’ya, bir sonraki gün de Erkut’la eğlenmeye gideceğim. İstanbullular Bodrum’dan sonra Çeşme’yi mesken tuttu.
Hadi hayırlısı
Haber yapmaya gitti, kendisi haber oldu
Eğlence dünyasının önemli isimlerinden biri İzzet Çapa. İstanbul gecelerinin trendlerini belirleyen ender insanlardan... Bir süredir ‘Mecmua’ dergisine söyleşiler yapıyordu. Zaman zaman ünlülere bu tür projeler götürülür. Ünlü isimler de, onlardan beklenmeyen kişilerle söyleşiler yapar. Çapa’nın ‘Mecmua’dan gelen teklifi kabul etmesi, beklenmedik isimlerle söyleşi yapması ve sorular sorması normal. Eh söyleşi yapan ünlü olunca, yaptığı haberden çok kendisi haber oluyor tabii...
Çapa’nın söyleşi yaptığı isimlerle bugüne kadar yüzlerce gazeteci konuştu. Ama ben söyleşi yapanın bu kadar gündeme geldiğini hatırlamıyorum. Bir gazeteci aynı söyleşiyi yapıp aynı soruları sorsa ve başına aynı şey gelse, eminim bu iş sadece haber toplantıda konuşulmasıyla sınırlı kalır.
Çapa’dan gazeteci refleski beklemek haksızlık. Hepimiz biliyoruz ki, herkese her şeyi soramazsınız. Bugün birçok gazeteci arkadaşım, ünlüleri söyleşiye ikna etmek için önceden soruları söylemek zorunda kalıyor. Karşı tarafın, “Sadece iş konuşurum, kapaktan verilecekse yaparım” pazarlığını da unutmamak lazım.
Çapa’nın yaptığı söyleşi herkesin dilinde, eleştirilidikçe eleştiriliyor. Gazetecilik dersi verilmeye çalışılıyor. Çapa, sivri dillidir. Lafını esirgemez. Aklına gelini sorar. Söyleşilerine devam ettikçe daha çok soracak ve cevap alacak.
Ayrıca kendisi Güney Doğu’ya tenis kortu yaptırmaya karar vermiş. Dünya çapında tenisçiler yetişsin diye... Bunu da belirtelim.
Kebap düşkünlerine duyurulur
1908’de Adana’nın kazan imal edilen bölgesinde açılan ‘Kazancılar Restoran’, dile kolay 100 yılı aşkın süredir hizmet veriyor. Geçenlerde yolum düştü. Levent Çalıkuşu Caddesi’nin başındaki Kazancılar’ın bahçesine gittim. Burası kurtarılmış bölge gibi. Hep deriz ya; “Adana’ya gittik. Kebap yedik, hiç midemiz ağrımadı” diye. Burada da aynen öyle. Çünkü etleri özel olarak Adana’dan getiriyorlarmış. Kebap düşkünlerine duyurulur!
Ve Cenk Eren sahnede
Hem sahibi hem de sanatçısı olduğu Cenk Eren’in ‘My Pavyon’u yarın gece Bodrum’da açılıyor. Geçtiğimiz yaz yıllar sonra tekrar Bodrum’da sahneye çıkmaya başlayan Cenk Eren başarılı bir sezondan sonra bu yaz da ‘My Pavyon’la Bodrum’daki tatilcileri eğlendirmeye devam edecek. Bianca’nın bünyesindeki My Pavyon cuma ve cumartesi günleri açık olacak.
Cihangir’in Lucca’sı ‘Smyrna’
Geçen cumartesi Oğuz Kayhan’la ‘Smynra’ya Yunus Güner’i ziyarete gittik. Güner, ‘Smyrna’nın sahibi... Burası tam bir mahalle barı. Bangır bangır müzik yok. Bende bir dizi setindeymişim hissi uyandırdı. Her masada bir oyuncu sohbet halinde... Birden yabancı müzisyenlerin canlı performansı başlıyor. Sonra müzisyenler şapkayla dolaşıp bahşiş topluyor. Smyrna’yı sevdim. Sadece ambiansıyla değil; makul fiyat politikasıyla da...