Ersin Süzer

Ersin Süzer

esuzer26@gmail.com

Tüm Yazıları

GÜNÜBiRLiK BODRUM KAÇAMAĞI



Kara kışa saplanan İstanbul sonrası Bodrum kaçamağı ilaç gibi geldi. Peki kışın Bodrum’da hayat belirtisi var mı? Tabii ki var, hatta ayrılırken şehre bakakaldım


Kara saplanmış durumdayız. Çocukluğunda yılın altı ayını karla kapla bir şehirde geçirmiş biri olarak İstanbul’un karla yaşamayı bilmediği kesin. Biraz kar yağıyor, hayat felç oluyor. “İşiniz yoksa sokağa çıkmayın” deniyor. Halbuki kar, huzur ve enerji demek. Hatırlıyorum da ilk kar düştüğünde herkes dışarı atardı kendini. İstanbul’daysa herkes eve saklanıyor. Hiç kar ellediniz mi? Kar topu oynadınız mı? Bir an olsun karın ve beyazlığın huzurunu yaşadınız mı? Kar demek, İstanbul için siyah demek sanırım.
İstanbul siyaha bürünmüşken günübirlik Bodrum’a uçtum. Yoğun kar altında güç bela kalktı uçak. Bodrum’a indiğimizde pırıl pırıl güneş bizi ısıttı. Peki Bodrum’da hayat belirtisi var mı acaba? Bodrum’un her yeri inşaat halinde, yollar yenileniyor. Otellerin birçoğu tadilatta. Sosyetenin gözbebeği Türkbükü’nde inşaat işçilerinden başka kimsecikler yok.
Bodrum merkezdeyse şaşırtıcı bir kalabalık var. Restoranların hemen hemen hepsi açık. Neyzen Tevfik Caddesi’nde (Marina’nın olduğu cadde) kaldırımlar genişletiliyor, yürüş yolu yapılıyor. Yazın rahat rahat gezecekseniz.
Küba, bahçesinin tam ortasına kış bahçesi yapmış. Sadece restoran olarak servis veriyor. Biz, Liman Köftecisi’ni tercih ettik. İyi ki de etmişiz. Neredeyse tüm köfteleri yedik. Tango da açık, Yat Limanı da. Yemek sonrası Bodrum’un en eski pastanesine gidelim dedim. İki yüzyıllık pastanenin ürünlerini gruptakilere beğendiremedim. Şaşırdım, efsane pastane kışın farklı yazın farklı mı acaba? Kışın Bodrum’a gidilir miymiş? Evet, hatta kalınırmış bile. Bodrum’dan ayrılırken bakakaldım arkasından.


Emre Ergani köşesine çekildi


Ergani, kış sezonunun tam ortasında bir aylığına köşesine çekilme kararı aldı. Yaz projeleri için kabuğuna çekilen Ergani, dedikodulara göre, Çeşme’deki ünlü bir beach’i almış. Ayrıca Asmalımescit’teki bir otelinde de barını aldığı söyleniyor. Bakalım, bir ay sonra kokusu çıkar.


Isıtmalı masamız oldu

Sigara yasağında sonra mekanların önünde hayat başladı. İşletmeler kış aylarında dışarıda oturan müşterilerini nasıl ısıtacaklarını düşünürken, elektrikli ve gazlı ısıtıcılar imdatlarına yetişti. Firmalar da sadece dışarıda kullanılmak için türlü cihazlar üretti.
Atiye Sokak, trafiğe kapanınca buradaki tüm mekanlar belediyenin izin verdiği ölçüde dışarıya masa koydu. Havalar soğuyunca dışarıya yatırım yaptılar. Müşterilerinin rahatını ilk düşünen Salomanje oldu. Önce tepeden doğalgaz ısıtması yaptı. Geçen gün bir baktım, dışarıya ısıtmalı masalar koymuşlar. El yakmıyor ama fena ısıtıyor. Hottable İstanbul’un getirdiği uzaktan kumandalı masaları da denedim. Ayakları hiç üşütmüyor. Hele ki şu karlı günlerde dışarıda oturmak çok keyifli hale gelmiş. Atiye Sokak bomboşken Solamanje’nin tüm masaları doluydu. Çok akıllı bir iş olmuş. Tebrik etmek lazım.

Haberin Devamı

Hıncal Abi’nin de masası oldu
Salomanje’ye uğrayınca, hemen girişteki sağ masaların olduğu yerde minik bir yazı dikkatimi çekti. Masanın hemen yanıbaşına ‘Hıncal’ın köşesi’ yazılmış. Sergen’in Piyasa’daki masası geldi aklıma geldi. Meğer Sergen’den önce Hıncal Abi’nin Salomanje’de uzun yıllardır köşesi varmış. Her pazar kahvaltısında Hıncal Abi burada oturuyormuş.


Dolce’nİn pastaları
Bir ay içinde birçok doğum gününe şahit oldum. Doğum günlerinde servis edilen pastanın genellikle şöyle bir ucundan alınır. Ama gördüm ki, bir çatal alan “Dolce mi?” diye soruyor birbirine. Onay alınınca pasta silip süpürülüyor. Yani sosyetik doğum günlerinin bir numaralı pastacısı Dolce. Fakat pasta deyip geçmeyin. Fiyatı diğerlerinin neredeyse üç katı.