“Aman sabahlar olmasın” diyenler, özüne dönüp damara bağlayanlar, ünlü ünsüz gece müdavimleri hangi üç ismin fanatiği oldu dersiniz?
Sabahın körü olmuş, evin yolunu tutacağız belli ama gruptan biri gece bitmesin istiyor. Özüne dönüyor, ısrar ediyor; “Hadi Ferman Toprak’a” diyor. Sadece bizimkiler değil, İstanbul’un gece müdavimlerinin ağzında... Yalnızca Ferman Toprak da değil. Toprak, Cengiz İmren ve Serkan Kaya’yla birlikte İstanbul gecelerinin fenomeni olmuş durumda.
Bütün ısrarlara rağmen üç ismi de dinlemişliğim olmadı. Ama son zamanlarda öyle bir hal aldı ki, bu üçlüye gitmeden eve dönülmüyor. Üç isim de en damarından şarkılar söylüyor sahnede, mekândaki racon fena halde. Alkol herkesi özüne döndürüyor, kendinden bir parça buluyor orada, ya mekânda, ya söylenen şarkılarda.
Üç fenomenin en popüleri -racona ters olduysa affola- sanırım Ferman Toprak. Hafta sonları Gayrettepe’de kendi adını taşıyan mekânında sahneye çıkıyor. Oturup kalkmanın, sahneye istek ve şampanya göndermenin en raconlu hali Ferman Toprak’ta yaşınıyor. Diğer fenomen Cengiz İmren’le aralarındaki rekabet üst seviyede, öğrendiğime göre. İmren, hafta sonları Etiler’deki Şahane’de sahne alıyor. Orada bütün raconlara uyulmak zorunda. İki isim de İstanbul gecelerinin en ağır abileri sayılıyor, dinlemeye gelenlere saygıda kusur etmiyorlar.
Yer bulmak zor
En yenileri Serkan Kaya, en damarından söylüyor. Etiler’deki Vitrin’de çarşamba geceleri sahneye çıkıyor. Hiç locanın olmadığı bir yer, herkes ayakta dinliyor. Üç isim, gecenin kör vakti sahneye çıksa da yer bulmak neredeyse imkansız, öyle “Hadi gidelim” denilince olmuyor. Mutlaka oraları bilen biri lazım girmek için. Bu üç isim, İstanbul gecelerinin son dönemdeki en önemli yıldızları olmuş durumda.
NİŞANTAŞI’NIN EN YENİSİ
Bakmayın “Yenisi” dediğime, mekân açılalı bir yıl olmadan üç kez ismi değişti. Avenue, Poz’dan sonra en son Tappo olarak karşımızı çıktı. Sahipleri kim bilmiyorum, keşke ilk seferde Tappo olarak açılsaydı. Tappo adını almadan önce Abdi İpekçi Caddesi’nde kimsenin uğramadığı tek mekândı. Mekânın değişmeyen tek ismi Melda Tuna oldu. Melda gibi iki genç isim kadroya katıldı, ismi değişti, kendini buldu: Çağla Gürsoy ki, bence W’daki salı partilerin gizli kahramanıydı. Çağla yanında Onur Gülmek işletmenin başına geçti. Böylece, Tappo Nişantaşı’na uygun bir mekân haline geldi.
REİNA, ‘ENERJİ’ İŞİNE GİRDİ
Yurt dışında en çok bilenin gece kulübü Reina, sadece eğlendirmekle kalmıyor. Kendi markalarına yaratmaya devam ediyor. Reina ilk önce tekstile el attı. Tişörtlerinden sonra, ne alaka diyeceksiniz ama 2 bin TL’ye satılan tavlası oldu. Özel imalat meraklısı olarak her gittiğimde gözüme kestiyorum. Reina geçen yıllarda kendi adına taşıyan suyu da piyasa sürdü. Geçen hafta baktım ki Reina’nın enerji içeceği de çıkmış. Reina’nın ev tekstil ürünleri de çıkarsa hiç şaşırmam.
BENGÜ’NÜN ‘YARALI YARALI’SI
Bengü’nün son albümündeki şarkısı, öyle bir çıkış yaptı ki eğer yeni bir parça çıkmazsa ‘Yaralı Yaralı’, bu yazın en popüleri olur. Son günlerde en çok duyduğum şarkı oldu. Şu an gecelerde en çok çalınan bu şarkı. Bu yazın hiti olur.
AKAPELLA’YA HAYRAN KALDIM
Hafta içi Sofa Otel’deki Chivas partisinin davetsiz misafiri oldum. İyi ki olmuşum. Akapella grubunun performansına hayran kaldım. Ens-trümanın yerini insan sesinin aldığı grup, şahane bir canlı performans sergiledi. Chivas’ın yerinde olsam bu grupla düzenli parti yaparım. Hele ki bu grupla mutlaka bir akşamüstü partisi verilmeli. Merak etmeyin benim gibi yüzlerce davetsiz misafiriniz olur.