Doğuş Holding’in eğlence sektörüne girme kararı heyecan yarattı. İşi çok ciddiye alıyor, hatta akademi kurmayı bile planlıyorlar
Bir süredir etçi Nusret’in Doğuş Holding tarafından satın alındığı söyleniyordu. Hatta rakamlarla da ortaya atılmış bir iddiaydı. Geçen günlerde, Doğuş Holding Bölüm Başkanı Levent Veziroğlu, bu konuda önemli açıklamalar yaptı. Kenan Erçetingöz’ün Habertürk’teki programının konuğu olan Veziroğlu; ‘Nusret’, ‘Köşebaşı’, ‘Poseidon’, ‘Lacivert’, ‘Hayal Kahvesi’ ve ‘Osmani’yle görüştüklerini doğruladı. Ancak görüşmelerin henüz sonuca bağlanmadığını da sözlerine ekledi. Duyduğuma göre Doğuş Holding, şehirdeki birçok markaya ortaklık teklif edecekmiş. İşi çok ciddiye alıyorlar. Hatta sırf bu iş için, hem mutfak hem de salonda uzman personelin yetiştirileceği bir akademi bile kurmak istiyorlarmış. Veziroğlu bu sektörde bir dünya markası yaratmak istediğini söyledi. Hedefi büyüttü.
Program sırasında konu, ‘ter kokan garson’lara da geldi... Şaşırdım. Böyle yerler hâlâ var mı, bilmiyorum. Yıl olmuş 2012, biz hâlâ personelin kokup kokmadığını tartışıyorsak, daha çok yolumuz var demektir. Veziroğlu, çözüm olarak ‘koltuk altı detoksu’ndan bile söz etti! Bilmemkaç liraya yemek servis edecekseniz, bilmem kaç liraya şişe açacaksınız; sonra personelinizin hijyeni gündeme gelecek!
Rekabet ve kalitenin Doğuş’la birlikte yükseleceğinden eminim. Emin olduğum bir başka konuysa; artık sektörün daha ciddiye alınacağı ve bir iş dalı olarak görüleceği... Umarım Doğuş grubu başarılı olur ve İstanbul’un enerjisine enerji katar.
Beş yıldızlı otele sokak yemekleri
Bir süredir ısrarla The Marmara’nın Tuti restoranına çağırılıyordum. Sonunda kaçamadım, geçen hafta uğradım. Taksim The Marmara’nın birinci katının neredeyse tamamı Tuti olmuş. İsminin herhangi bir anlamı yok. 180 kişilik, modern ve şık bir restoran. Taksim meydanı manzaralı. Yazın pencereleri tamamen açılıyormuş. Sabah kahvaltı servisiyle başlıyorlar. Mönüsünde bugüne kadar hiçbir beş yıldızlı restoranda görmediğim yemekler var. Sokak simiti, döner ve pide bunlardan bazıları. Otelin yiyecek-içecek koordinatörü Nedim Akbayrak, otel olarak sokak lezzetlerini restoranda servis etmeye karar verdiklerini söyledi. Ben zaten hep söylüyorum: İstanbul henüz deneysel yemeklere alışık değil! Herkes bildiği ya da en azından içindeki malzemeye aşina olduğu yemekleri seçiyor. Bugün fine-dining restoranlarda hâlâ en çok bonfile tüketiliyor. Tuti’nin de mönüsüne sokak lezzetlerini eklemesi çok iyi olmuş. Üstelik fiyatları da makul.
Türk malı doğal şampanya ‘Yaşasın’
Türkiye bir üzüm cenneti olmasına karşın, dünyaya damgasını vurmuş bir şarap üretemedi. Daha yolun çok başındayız. Ama bir Türk şarabının dünya markası olması yakındır... Yatırımcılar var gücüyle çalışıyor. Tuti’yi ziyaretim sırasında Vinkara’nın doğal şampanyası ‘Yaşasın’ı denedim. Bence siz de deneyin.
Çapa’ya geçmiş olsun
İzzet Çapa’nın özenerek hazırladığı Akaretler’deki Beyrouth Cafe’de elektrik kontağından yangın çıkmış. Zaten İstanbul’daki kaliteli yerlerin sayısı sınırlıydı... Çapa’ya geçmiş olsun
diyelim.
İki dev aynı sahnede
Ozan Doğulu ve Suat Ateşdağlı aynı sahneyi paylaşmaya karar vermiş. Hatta turne hazırlıklarını bile tamamlamışlar. İki ünlü isim, şubat boyunca Eskişehir, Bursa, Diyarbakır, Ordu ve Samsun’u eğlendirecek. Kim bilir, belki bir şehirde ben de onlara eşlik ederim. Bu arada Suat Ateşdağlı, Türkçe albüm hazırlıklarının sonuna gelmiş. Albüm, mart ayında piyasaya çıkacakmış.
Sürpriz doğum gününde sürpriz teklif
Geçen salı Cenk Eren, ortağı Sabih Totah’a sürpriz doğum günü partisi düzenledi. Gerçekten sürpriz oldu. Totah, aynı akşamüzeri Biber’de karşılaştığımızda “Haydi yemek yiyelim” demişti de zar zor kıvırmıştım. Totah tüm yakın dostlarını karşısında görünce, bir süredir beraber olduğu sevgilisine, sürpriz bir teklifte bulundu. Cevap kısa ve net oldu: “Evet”. Cevaptan sanırım ne teklif ettiğini anlaşmışsınızdır...