İstanbul’da gece hayatının pahalı olduğunu herkes kabul eder. Ama nedense bir türlü fiyatlar makul bir düzeye indirilemez. Son bir yıl içinde açılan yaklaşık 50’ye yakın indirim sitesi bambaşka bir gerçeği ortaya çıkardı
İstanbul’da yatırımcısından işletmecisine kadar herkes yeri geldiği zaman fiyatların yüksek olduğunu itiraf eder. Ama nedense bir türlü fiyatlar normalleştirilemez. Yüksek maliyetler, kira bedelleri gibi nedenlerden dolayı fiyatların yurt dışına oranla yüksek olduğu söylenir. Bir yıldan bu yana indirim yapan internet sitelerinin sayısı 50’yi buldu. Bu siteler anlaştıkları mekanlarda yüzde 50’ye yakın bir indirim sağlayarak kampanyalar düzenliyor.
Gezen sayısı belli, mekan çok
Bugün İstanbul’un en lüks sayılan mekanları bile bu tür kampanyalara dahil oluyor hem de bir kereliğine değil düzenli olarak ciddi indirimlerle. Bu da bambaşka bir gerçeği ortaya çıkarıyor. Yıllardır müşteri sayısının çok sınırlı olduğunu söyleyen işletmeler bir türlü bu sayının üzerine çıkamamaktan yakınırlar. Gezen insan sayısı belli, mekan çok o yüzden birçoğu ya kapanıyor ya da el değiştirmek zorunda kalıyor. Eee peki sonuç ortada indirim sitelerinden binlerce insana ulaşan işletmeler neden normalde fiyatları makul bir ölçüye çekip indirimle geniş kitlelere ulaşmıyor.
Türlü, türlü zihni sinir partiler yapıp zorlanacağınıza bırakın mekanlarınızı İstanbul halkına açın. “Hayat eğlenince güzel” diye bir slogan bile buldum size.
BEYOĞLU’NDA MÜZiSYENLERE YASAK
Beyoğlu’nda masaların kaldırılmasının ardından bu kez müzisyenlere yasak geldi. Beyoğlu’nun sokakları yeniden dizayn ediliyor. Sanırım masalar birkaç gün sonra yeniden özgürlüğüne kavuşacak. Geçen aylarda Nişantaşı Atiye Sokak da trafiğe kapanmıştı. Sokak trafiğe kapalı olmasına rağmen zabıta buradaki mekanlara göz açtırmıyor. Masalar sadece kaldırıma konulabiliyor. Yola tek bir sandalye bile konulmuyor. Yani bir hat oluşturulmuş, böylelikle yaya trafiği engellenmemiş oluyor. Peki aynı uygulamayı bu kadar dikkatleri üzerine çekmeden Beyoğlu Belediyesi yapamaz mıydı? Bu arada Atiye Sokak’la ilgili birkaç önerim var. Nişantaşı’nın tek trafiğe kapalı alanı, çok beton beton olmuş. Hayli yeşillik istiyor. Akşam olunca da bu kez ciddi bir aydınlatma sorunu var. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül üzerine titrediği Nişantaşı’ndaki bu detayı göz ardı etmez diyorum.
EĞLENCE MASAYA TAŞINIYORBu yazın en eğlenceli mekanı Arabesque. Hem ufak hem açık hava manzara şahane, yemek de tamam bir de müzik Türkçe olunca, Arabesque’de eğlence masaların üzerine taşınıyor.
HAFTANIN HER GÜNÜ TIKLIM TIKLIMBu yaz İstanbul’da haftanın yedi günü eğlencenin olduğu tek mekan sanırım Reina oldu. Gece gezenler bu yaz Reina’nın her gün nasıl bu kadar çok kalabalık olduğunun sırrını çözmeye çalışıyor. Haftanın en ölü günü pazar ve pazartesii bile Reina’da hatırı sayılır bir kalabalık söz konusu. Kimi gelenleri eleştiriyor. Kimi “Zaten çok yabancı var. Onlar sayesinde doluyor” diyor. Bu yaz Reina her gün eğlence vaat ediyor. Reina İstanbul’un en çok turist ağırlayan işletmesi. Geçen yıla kadar kim gelirse gelsin yabancılar içeriye girebiliyordu. Artık yabancılar da kolay kolay içeri giremiyor. Yani yabancı olsanız bile erkek erkeğe Reina’da eğlenemiyorsunuz.
BU YAZIN iLK ANJELIQUE NOTUGeçen hafta bu yaz ilk defa Anjelique’ye yolum düştü. Anjelique her zaman farklı müziği ve müşteri profiliyle gece hayatının başka bir yerinde durur. Geçen hafta gazeteci arkadaşım Gökhan Kimsesizcan’la Anjelique’in yolunu tuttuk. Kapı her zamanki gibi yine ince eleyip sık dokuyor. Anjelique’in müzik tarzı açıldığı günden bu yana hiç değişmedi. Elektronik müziğin neredeyse tek temsilcisi gibi. İçeride hayli genç bir kitle dikkat çekiyor. Pardon içeriyi gençler istila etmiş durumda. Kapalı alanda müzik daha yüksek dansçılar burada. Dışarıda sohbeti tercih edenler var. Mekanın tümüne gençliğin enerjisi yayılmış durumda.
Onları kendi eğlenceleriyle baş başa bırakıp Reina’ya geçtik. Bu arada Anjelique’teki bir yetkili “Sürekli olumsuz yazıyor” diye bana sitem etmiş. Adını bilmiyorum ama art niyet içinde olmadığımı Levent ve Rıza Büyükuğur kardeşler yıllardır çok iyi bilirler. Ne görüyorsam onu yazıyorum. Fazlası yoktur ama eksiği çoktur.