Yeme-içme ve eğlenceye Türkiye’nin önemli işadamları el atmaya devam ediyor. Ferit Şahenk, Mübariz Mansimov’dan sonra Ali Sabancı da sektöre girmeye hazırlanıyor. Hem de yepyeni bir döner zinciriyle
Düne kadar, sektörün öne çıkan isimleri trendleri belirleyip yön veriyordu. Yıllardır belli başlı isimlerin önderliğinde yeni bir isim bir türlü çıkmıyordu. Öyle bir şey oldu ki, eğlence sektörünün bir anda tarihi değişti. Ferit Şahenk, Mübariz Mansimov’dan sonra Ali Sabancı da gıda işine el attı. Günaydın ve Big Chef’s gibi restoranlara ortak olmaya hazırlanan Sabancı’nın şu sıralar yepyeni bir konseptin üzerinde çalıştığı konuşuluyor. Ama öyle
1-2 şubeyle değil, memlekette yüzlerce şubeyle milli yiyeceğimiz haline gelen dönere el koyuyor. Duyduğuma göre, mimarlar harıl harıl bu yepyeni dönercinin konsept çalışmasını yapıyorlarmış. Çok yakın bir zamanda DönerSA’ları görürsek hiç şaşırmayın derim.
PERA ÇOK HİTT OLDUM
Beyoğlu’nun gecelerinden ne kadar uzak durmaya çalışsam da zaman zaman tam ortasında buluyorum kendimi. Beyoğlu geceleri ürpertiyor bendenizi. Nedense güvensiz hissediyorum kendimi. Beyoğlu’nda geceler bambaşka bir hal alıyor. Bu hal beni Beyoğlu’ndan uzak tutmaya yetiyor. Hafta içi birden kendimi Pera’daki HittPera’da buldum. Serkan Koca’nın mekanı eski Eelence’nin olduğu yer. Eelence halinde bir kez uğramışlığım var, kokudan duramamıştım. Ablam haliniyse hiç bilmiyorum. Bugünlerde ise HittPera olarak servis veriyor. Temiz mi temiz mis gibi... Bar gerçekten bar gibi, bardan çıkan karışımlara tam not benden. İstanbul’un iki karışım uzmanı Serkan ve Öztürk Koca kardeşler Pera’da şov yapıyor. Sadece bu karışımlar için bile Hitt Pera’ya gidilir ki, ben öyle yapacağım. Yerimi bile belirledim. Ürperdiğim Beyoğlu’nu HittPera sayesinde sanırım sevmeye başlayacağım. Bu arada HittPera da arabesk müziğe duyarsız kalmamış, her çarşamba gecesi müziğin en damarı burada. Yandık...
SALI FASLI: LİNET’TEN
Boşuna demiyorum, arabesk-fantezi müzik bu kış gecelerin bir numaraları olur diye. Geçen salı uzun bir aradan sonra Cahide’ye gittim. Sahne’de Linet, söylüyor, söyledikçe mekanda büyük bir koro oluşuyor. İstek üzerine istek. Bitmek bilmiyor. O gece en damarından ne varsa söyledi Linet. İzzet Çapa’nın yerinde olsam bu kış Linet’in yakasına yapışırım. Haftanın iki günü Cahide’de sahneye çıkarırdım. Bu kış İstanbul çok ama çok arabesk...
TAYFUN TOPAL HAKLI
Geçen pazar Habertürk’te Tayfun Topal’ın yazısını okudum. Tayfun’un kalemi, sakınmadan doğru bildiğini yazıyor. Yazdıklarına katılın ya da katılmayın işin orasında hiç değilim. Fakat Tayfun’un kurucusu olduğu TURYİD (Turizm Yatırımcıları Derneği) hakkındaki görüşlerinin arkasındayım. Sen derneğin kurucusu ol, sonra Tayfun, mekanları eleştiriyor diye, dernekte gündem yap. Herkese şikayet etmeye kalk. Olmuyor beyler olmuyor. İstediğiniz kadar mekanlarınız iş yapsın, atladığınız bir şey var. Hepiniz hizmet sektörünün hizmetkarısınız. Patron olsanız da bu lafım kulağınıza küpe olsun.
OLIVER GELENE KADAR GiTMEYECEĞiM
Zorlu Center’da Kaya Demirer’in öncülüğünde ünlü şefin restoranı Jamie’s Italian açıldı. Açıldığı günden bu yana, davet ediliyorum. Buradan ilan ediyorum, Kaya Demirer, restoranın yaratıcısı İstanbul’a gelene kadar gitmeyeceğim. Oliver İstanbul’a ne zaman gelir ve servis edilen yemekleri denetler, işte o zaman Jamie’s Italian benim için kritik etmeye değer hale gelir. Yoksa bu restoran benim için bir pazarlama harikasından başka bir şey olmaz.