Tatile gidemediniz? Hâlâ bembeyazsınız, ne denizi ne de kumu gördünüz... Köle misali çalışan İstanbullulara ferahlatıcı tüyolar...
Hiç lafı uzatmadan biraz serinleyelim... İlk fırsatta ada vapuruna atlayın, Heybeliada’daki Akvaryum’a gidin. İstanbul’un Olimpos’unu yaşayın. Ha kırıldı ha kırılacak iskelesinde güneşlenin. Denizden yeni çıkan şahane midyelerini midenize indirin. Erken gidin, midyesiz kalmayın. Akvaryum’un aksi sahibi İsmail Bey’e selam söyleyin.
Polonezköy’e gidin, İstanbul’un ne kadar doğa harikası bir olduğunu keşfedin. Doğanın içinde kendinizi otellerin birinin havuzuna atın. Canınız spor mu yapmak istedi? Çocukluğunuzdan beri at binmeyi hayal edip bir türlü gerçekleştiremediniz mi? Önce at binin, sonra bol bol yüzün.
Yok “Öyle uzaklaşmayalım, şehir içinde bir yer öner” diyorsanız, doğru Suada’ya. Arıtılmış deniz suyunda, olimpik havuzda Boğaz Köprüsü’ndeki trafiğe nispet yaparak yüzün, güneşlenin. İki kıta arasında, şehrin göbeğinde biraz olsun tatil havasına girin. İsterseniz iki kıta arası masaj yaptırın. Püfür püfür esen boğaz rüzgarıyla birlikte. Suada’da kapkara bir adam görürseniz şaşırmayın, adı Kenan, Suada’nın şefi. Herkesle tek tek ilgilenir. Arı gibi çalışır. Her isteğinizi sıcağa aldırmadan yerine getirir.
Haberiniz olsun, hafta sonu üç aktivite yeter de artar bile... Bunlardan birini yapın. Bu yaz çekilmez olan İstanbul’un biraz olsun keyfine varın.
Deniz Seki sürprizi
Geçen hafta Bodrum’daydım. Yalnız şu fazla bilet satma işinden bir an önce vazgeçmeli THY bence. Geçen hafta da arkadaşlarım, zamanında havalimanında olmasına rağmen, uçakta yer bulamayıp, bir sonraki uçakta uçmak zorunda kalmışlar. İlla ki online check-in mi yapmalı bilet olmasına rağmen uçmak için?
Bodrum’da hasta olmak, otel odasına kapanıp kalmak, bir çocuğun oyuncağını elinden almak gibi bir hismiş. Siz siz olun öyle tatil beldelerinde yatak döşek durumuna düşmeyin. Hiç aklıma gelmezdi Enrico Macias’ı hasta yatağımda dinleyeceğim. Bodrum’da Ramada Otel’in odasında hasta yatıyorum, Enrico Baba canlı canlı söylüyor. O ipek sesiyle... Hadi ona tamam da gecenin üçünde bir hava alayım diye çıkıp da Deniz Seki’yi fasıl yaparken görmek hiç mi hiç aklıma gelmezdi. Gecenin üçü Deniz Seki, kanun, bir gitar ve 30 kişilik bir grup fasıllıyor. Bir an “Rüya mı, nereden çıktı?” diyerek kendimi dürtüyorum. Basbayağı fasıl yapılıyor. Hem de sabah 5’e kadar süren bir fasıl. Ne şarkılar, ne şarkılar, öldük bittik. Uzun yıllardır giderim Bodrum’a, böylesi bir müzik ziyafetini hiç yaşamamıştım. Kulaklarımızın pası silindi, müziğe doyduk.
Cenk Eren bir orada bir burada
Bu yaz Cenk Eren’in hızına yetişilmiyor. Bir Çeşme’de bir Bodrum’da, mutlaka bir yerde denk gelirsiniz. Cuma günleri Çeşme’de Bobou’da sahneye çıkan Eren, daha teri kurumadan Bodrum’un yolunu tutuyor ve cumartesi gecesi de My Pavyon’da sahne alıyor. Aman Cenk dikkat et, iki yol arası üşütme, benim gibi yatak döşek yatma.
Kuum Sortie’de Türkçe müzik zamanı
Yarın gece Kuum Sortie’de Türkçe müzik zamanı... İstanbul’daki Cello’nun Türkçe eğlencesi bir geceliğine Kuum Sortie’ye misafirliğe geliyor. Bendeniz de orada olacağım. Artık oradan nereye giderim bilmem. Cumartesi gecesi Türkbükü’nde Türkçe’ye doymak isterseniz beklerim.
Billonarie ve Cipriani bu yaz öne çıktı
Bu yaz açılan yazlık mekanlar arasında hiç şüphesiz adı en çok gündeme gelen, Yalıkavak Palmarine’deki Billonarie ve Cipriani. Yaza öyle hızlı girdiler ki, Eva Herzigova, Tarkan; o hızla aynen devam ediyorlar. Haftaya bol bol Billonarie dedikoduları vereceğim size.