Haftalar önce, “Boğaz’da alternatif eğlence zamanı” demiştim. İşte o gün geldi çattı ve Huqqa hizmet vermeye başladı. Huqqa, Boğaz’ın alternatif mekânı Kuruçeşme’de servis veriyor. Havalar ısındı ve bahçesi de açıldı. Aslında bir nargile kafe ama et yemeklerinde iddialılar. Taze meyvelerden yapılan içecekler dikkat çekiyor. Geniş bir yemek mönüsüne sahip Huqqa’da alkol servisi yok. İstanbul’un en havalı gece kulüplerinin bulunduğu bir lokasyonda olmasına rağmen alkol servisi yapmayan tek restoran diyebilirim. VIP katında özel toplantı odaları da mevcut. Boğaz’ın tadını alkolsüz çıkarmak isteyenlere duyurulur.
EMRE ALTUĞ’A DOST DESTEĞi
Emre Altuğ’nun Çeşme’deki otelinin hazırlıkları son aşamaya geldi. Altuğ’un butik otelinin içinde açmayı düşündüğü barı için yakın arkadaşı Cenk Çöteli devreye girmiş. Çöteli’nin danışmanlığında açılacak barın ismi, Double olacakmış. Adından anlaşılacağı üzere, barda ne isterseniz çift geliyor. İçki istediğinizde hemen yanında çifti geliyor. Mekân da bu konsept üzerine tasarlana-cakmış. Altuğ’un yerinde olsam hemen İstanbul’da da Double açmak için kolları sıvarım. Çok iyi fikir, böyle dost herkesin başına diyorum.
RESTORANLARIN MÖNÜLERiNDE MARKALAR OLMALI
En basit market alışverişinde bile, satın aldığımız yiyeceklerin önce fiyatına değil markasına bakıyoruz. Midemize giren her şeyin güvenilir olmasına fena halde dikkat ediyoruz. Market alışverişimize bu kadar dikkat ederken dışarıda yediğimiz yiyeceklerin hangi markalar kullanılarak hazırlandığınıysa umursamıyoruz. Kimsecikler merak etmiyor, masaya gelen tabaktaki ürünler ne kadar güvenli, sağlıklı ve hijyenik diye. Bugün en lüks restoranlar, kaliteliden dem vurur. Peki kalitenin tarifi, mekânın dekorasyonu mu yoksa çatalın, bıçağın, bardağın bilmem ne marka olması mı? Bir tabak yemek için ciddi rakamlar ödediğimize göre, hiçbiri değil. Önemli olan yemekte kullanılan ürünlerin kalitesi bence. Bu yüzden sadece lüks restoranlar değil, büfelerde bile satılan ürünlerin markaları teşhir edilmeli. Mönülerde ‘yemekleriniz hazırlanırken şu markaları ürünler kullanıldı’ ibaresi olmalı. Bizler de ne yediğimiz bilelim...
TÜRK ŞEFLER NEREDE?
Yemek kültürü üzerine yayın yapan tematik kanal 24 Kitchen’da onlarca şef günün 24 saati yemek tarifleri veriyor. Bazen bakıyorum da o kadar çok basit yemekler bile bambaşka bir sunum içinde veriliyor. Peki Türkçe yayın yapılan bir kanalda neden hiç Türk şef yok? Sanırım yemekte daha çok yolumuz var, dünyaya açılmak için.
YEMEK HAFTALARI HALKA İNMELİ
Gün geçmiyor ki yemek festivallerine ya da restoran haftalarına denk gelmeyelim. Sağım solum, arkam yemek haftalarından geçilmiyor. Neredeyse her firma kendi ürününü pazarlamak için haftalar düzenliyor. Peki bu haftalar ne işe yarıyor? Yemek kültürünü mü geliştiriyor? Daha geniş kitlelere mi yayıyor? Yoksa birkaç ünlü isim ve gazetecinin katıldığı bir organizasyondan mı ibaret? Süper bir halkla ilişkiler faaliyeti. Bu organizasyonu yapan firmanın, basında yer bulmasından çok öteye gitmeli oysa. Halka inmeli, zaten ünlüler ve gazetecilere bu yemekler ulaşabiliyor.
Newold’a yaz geldi
Bodrum’un en eski Han’ı birkaç yıldır Newold adındaki gece kulübüne ev sahipliği yapıyor. Bodrum merkezdeki Newold, yarın akşam yaz sezonuna “Merhaba” diyor. Sanırım Bodrum’a yol alma zamanı geldi. Yazlıklar birer birer gün yüzüne çıkmaya başladı.