Tarkan yine yapacağını yaptı ve yazın ilk günlerinde Ozan Çolakoğlu’ya birlikte hit şarkısını ortaya çıkardı
“Yaz geldi, hâlâ kışın dinlediğimiz şarkılarla mı eğleneceğiz?” derken, Tarkan ve Ozan Çolakoğlu, hafta içi bombayı ‘Aşk Gitti Bizden’le patlatıverdi. Hafta içi ilk kez dinledim. Sanırım bu yaz tüm kulüplerde “Bana müsaade bye bye, bundan sonra bizi mazi say” nidaları yükselecek. Tarkan’ın yanı sıra, Gülşen ve Işın Karaca’nın da şarkıları bu yaz hit olmaya aday. Ama şimdiden söylüyorum; yazın şarkısı ‘Aşk Gitti Bizden’ olur. Ne diyeyim, aşkını kaybedenler bol bol söylesin, vicdanları rahatlar belki...
Juck Russel kapılarını açtı
Her yerde aynı insanları görmekten içim bayıldığı için davetlere ilgi göstermiyorum. İstisnalar hariç tabii... Karşılaştığım herkesle ayaküstü muhabbetler, hal hatır sormaktan öteye geçmiyor hiç. Zaten gelenlerin de “Ben de buradayım, içinizden biriyim” arzusunu anlamış değilim.
Bu haftaysa Smirnoff’çuların ısrarı üzerine Beyoğlu’nda aldım soluğu. Tarihi bir binada, Rixos Oteli’nin avlusundaydık.
Otelin zemin katında Sappel ve Juck Russel diye iki işletme var. Sappel, Nişantaşı’ndaki Biber’in arka bahçesi gibi... İki işletmenin de sahibi Emre Ergani. Kendisini koyu bir sohbetin ortasında buldum. Kafasını kaşıyacak vakti yokmuşcasına masaya konsantreydi.
Fakat Sappel’in bahçesine bayıldım. Bir de dakikalar sonra, mekanın yemeğinden sorumlu Gül Demirer’in zoraki selam verişi beni benden aldı! Bu yapmacık selamdan sonra Juck Russel’in bahçesine geçtik. Smirnoff’un partisine tüm eş dost katılmış. Mekanı gece boyunca çözmeye çalıştılar.
Parti, Madonna’nın eski dansçılarının şovuyla devam etti. İlk kez bir davetten sıkılmadım.
Bir de not: Ergani, Pera’ya şıklık getirmiş. Bir de tüm ekibine, “Ev sahipliği nasıl yapılır?” öğretirse, iki mekana da gidilir...
Türkçe kulüplerin yazlıkları nasıl olmuş?
Limoncello’dan başlayalım (eski Kaf:f); buranın yeni halini görünce anladım ki, eski hali gecekondudan farksızmış. Ses düzeni ve tasarımı vasatın çok altındaydı. Limoncello ise, tam manasıyla hijyenik bir gece kulübü olmuş. Son teknoloji ses düzeni pırıl pırıl. Ferah dekoru, işletmeci Mehmet Davran’ın da enerjisiyle birleşince, Limoncello erken saatte coşmak için biçilmiş kaftan olmuş. Tabii Türkçe müzikle...
Üçüncü geleneksel geyik gecesi
Hürriyet Yayın Direktörü Fikret Ercan, üç yıldır sınırlı sayıda erkeklerin katıldığı ‘geyik gecesi’ düzenliyor. İlkine sadece Hürriyet’in üst yönetim kadrosu ve yazarları davetliydi. Son geyik gecesiyse, Kalamata’da yapıldı. Ben de davetliydim. Bu kez kadro genişlemişti. Özcan Deniz, Necati Akpınar, Ali Ağaoğlu gibi isimler de geyik gecesine dahil oldular. Yaklaşık 50 kişilik erkek kadrosuyla gece boyunca bol bol dedikodu yaptık. Chivas içtik. Gecenin iki kadını, organizasyonu yapan Banu Birkan ve oryantal Toprak Sultan’dı.
Sess’in Boğaz hali
Sess’in Boğaz halinin en dikkat çekici yanı, açılır-kapanır olması. Bir anda yazlık, bir anda kışlık oluveriyor. Manzarası şahane, yılların işletmecisi Nedim Binler ve yardımcısı Yüksel Yılan, her daim işinin başında. Geçen kış adından çok söz ettiren Sess’in şahane manzarası, unuttuğumuzu sandığımız Türkçe müzikle birleşince ortaya eğlenceden başka bir şey çıkmıyor. Sess, Boğaz’da iyi bir alternatif olabilir.
Erkan Ünal’ın Moon’u gün yüzüne çıktı
Genç kuşak işletmecilerden Erkan Ünal’ın Yalıkavak’ta açtığı Moon Beach, geçen hafta gün yüzüne çıktı. Büyük titizlikle hazırlanan plaj, adından anlaşılacağı üzere, hem beach hem restoran. Erkan Ünal olunca eğlence olmaz mı hiç; akşamüstü partileriyle bu yaz bol bol eğlenecek tatilciler. Unutmadan; haftaya Bodrum’a çıkartma yapacağım, yazın ilk dedikoduları ve en taze haberleriyle haftaya cumartesi günü tatilin temposunu tutacağız.