Her yılın 14 Şubat’ında kutlanan ‘Sevgililer Günü’ ya da tüm Avrupa’da bilinen adıyla ‘Aziz Valentine Günü’ geldi çattı. Peki yıllardır soyut olarak her sevgilinin üzerinde ‘Ne yapacağım ben o gün?’ baskısı oluşturduğu ‘Aziz Valentine Günü’ nasıl ortaya çıktı?
Kökeni Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanan bu özel gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bayram olarak tarihte yerini alıyor. Çoğu dilde ‘valentine’ kelimesi ‘sevgili’ anlamına geldiği için 14 Şubat tüm dünyada ‘Sevgililer Günü’ olarak kutlanıyor.
Peki siz sevdiğiniz kişiyle 14 Şubat için hiçbir plan yapmadınız mı? Bence elinizi çabuk tutun. Hele ki hafta sonuna denk gelen bir Sevgililer Günü’nde önceden rezervasyon yaptırmak hem cebinize, hem de kalbinize iyi gelecektir. Henüz plan yapmamış çiftlere birkaç öneride benden...
- Kendinizi son senelerin en popüler semti Karaköy’e atın. Hem eğlence kalitesi, hem de sahilin nefis kokusu gecenize iyi gelecektir. Şık kıyafetlerinizle özel kılacağınız bu anlamlı günü Mükellef’te yenilen bir akşam yemeği sonrası, Mitte’de sabahın ilk ışıklarına kadar ‘kaliteli’ bir eğlenceyle tamamlayabilirsiniz.
- Asmalımescit, her sene olduğu gibi kaçamak aşıkların gözde 14 Şubat semti. Osmanlı, Rum, Ermeni ve Sefarad Mutfağı’yla geçtiğimiz sene ortasında kalitesini ortaya koyan Tünel 6’da yenilecek lezzetli bir akşam yemeği sonrası, salaş kıyafetleriniz ve sokak çalgıcılarının söylediği şarkılar size unutulmaz bir Sevgililer Günü hatırası olarak kalabilir.
- Etiler’in lezzet abideleri Da Mario, Nusr’et ve P.F. Chang’s şimdiden rezervelerinin son sınırına yaklaştı. Elinizi çabuk tutarsanız ünlü isimlerle yan yana masalarda Sevgililer Günü’nü geçirebilirsiniz. Ama bu istek cebinizi biraz yakabilir. Benden söylemesi.
- Tabii ki yıllardır olmazsa olmaz Ulus 29 geceleri. Harika manzarası, popüler sanat ve cemiyet hayatından isimlerin bir arada olduğu Ulus 29 geceleri, Sevgililer için en lüks anı olarak vakit geçirme ideal bir mekan.
ŞİMDİ MEKAN ADI DEĞİŞTİRMEK MODA
Bu bölümde sizlere İstanbul gecelerinde şu moda, şurası harika lezzetlere sahip önerilerini yapmak en büyük arzumdu. Ancak ne yazık ki artık moda olan olgu, bir gecede kulüp ismi ve konsept değiştirmek.
Etiler’deki Limonata’nın sadece bir günde ‘Sandalyee’ olması beni çok şaşırtmışken, Nişantaşı’ndaki Red Room’un bir kaç saatte ‘İmza’ adlı mekana dönüşmesi de o kadar şaşırttı. Hep merak etmişimdir. Avrupalı bir yatırımcı fizibilite lezzet kalitesini oturtmak için aylarını hatta yıllarını harcarken bir mekana, bizimkiler neden birkaç saatte aynı firmayı başka bir isme büründürür? Umarım biri beni aydınlatır...